Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
Ann Boyutu
ADETTENDİR DEMEYİN

Her 10 ile 20 kadından birinde görülen ve kısırlığa yol açabilen endometriozis, rahim içinde olması gereken dokunun, vücudun yanlış bölgelerinde oluşması anlamına geliyor. Başka hastalıklarla benzer belirtiler taşıması nedeniyle tanısının konulmasında çoğu zaman geç kalınan bu hastalık, erken teşhis edildiğinde tedaviyle kısırlık riski ortadan kalkabiliyor.

Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Arıkan,

Söz konusu yanlış yer en çok yumurtalıkların üstü, içi, karın boşluğu içinde herhangi bir yer olurken, nadiren bağırsak veya idrar kesesi, seyrek olarak da karın boşluğu dışında vajina, akciğer, beyin ve solunum yolları olabiliyor. Endometriozise sezaryen veya miyom ameliyatları sonrası, rahim içi dokunun karın katlarına yapışması ile ameliyat yarasında da rastlanabiliyor. 

İlaçla tedavi mümkün Hastalık cerrahi yolla tedavi edilebildiği gibi, kesin tanı konulmadan da ilaç kullanılabiliyor. Hasta ilaçlarla geçici olarak menopoza sokuluyor ya da doğum kontrol hapları veya erkeklik hormonu etkisi içeren ilaçlar kullanabiliyor. İlaç tedavisi, ağrının önlemesinde avantaj sağlıyor. Ancak kesin tanı konulmamış olması, ilaç kullanımı süresince hamile kalınamaması gibi dezavantajlar oluşturuyor ve hasta sadece ilaç verildiği sürece rahatlıyor. Bu nedenle ilaçla tedavi, hastalığın sürmesine ve üreme kapasitesinde hasara engel olmuyor. Çok uzun süre ilaç tedavisi görmüş hastalarda tüp bebek tedavisi dahi kısırlık sorununu çözemeyebiliyor.

Ağrıya dikkat!

  • En sık görülen belirtisi ağrı olan endometriozis; karın, kasık ve bel ağrıları şeklinde hissedilebiliyor. Genelde adet görmeye başlandıktan uzun bir süre sonra ortaya çıkıyor ve giderek artıyor.
  • Adet sırasında, adetten birkaç gün önce başlayan ve çoğu kez adet boyunca süren hafif ya da ağır ağrılar olabiliyor.
  • İlişki sırasında da oluşabilen ağrı, cinsel isteksizlik ve vajinismusa kadar gidebiliyor.
  • İltihap, enfeksiyonla beraber ise adet ritminden bağımsız olarak karın ağrısı görülüyor.
  • Endometriozis odakları bulunduğu bölgeye göre bağırsak sancısı, kabızlık, kanlı dışkı, kanlı idrar gibi değişik semptomlar verebiliyor.
  •  Bazı vakalarda kronik yorgunluk, ateş, baş ağrısı, depresyon ve sinirlilik hali de görülebiliyor.

Beslenme önem taşıyor

Antioksidan ağırlıklı beslenmenin hemen her konuda olduğu gibi endometriozis tedavisinde de önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Arıkan, “Bazı çalışmalarda endometriozisi olan kadınların karın içi sıvılarında antioksidan enzimler ile C ve E vitamini gibi antioksidan maddelerin azaldığı görülüyor. Antioksidandan zengin beslenmenin endometriozisteki kronik iltihabi durumu azaltabileceği düşünülüyor. B6, B1 ve E vitaminleri ile magnezyum, omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin (balık yağı) diyete eklenmesinin endometriozis hastalarında ağrı kesici ve iltihabi durumu azaltıcı etki gösterdiği de biliniyor. Ayrıca sebze, lif ve antioksidandan zengin bir diyetin uygulanması koruyucu etki yapıyor” diyor. 

Kısırlığa yol açıyor

Endometriozis, yumurtalık ile yumurtalık kanallarını birbirine ve çevre organlara yapıştırdığı için yumurta hücresinin rahim içine nakledilmesini engelliyor. Adet kanının bulunduğu ortam, doğallığını yitiriyor. Bölgede, içerisinde kan hücrelerinin yıkılmasına bağlı olarak demir, bazı biyokimyasal maddeler ile alyuvarlar artıyor ve yumurta ortamda rahatça gelişemiyor. Yumurtaya toksik etki yapıyor ve bu durum rahim içerisinde döllenmiş yumurtanın yerleşmesine engel oluyor. Prof. Dr. Gürkan Arıkan, “Endometriozis görülen herkeste kısırlık oluşuyor denilemez fakat kısır olan kadınlarda bu hastalıktan da şüphelenilmesi gerekiyor” diyor. 

 Çevre de etkiliyor, genetik de 

  •  Endometriozisin oluşum mekanizmaları kesin olarak bilinmiyor. Fakat adet sırasında, menstrual dokuların bir kısmının döl yolundan karın bölgesine tersine akmasının ve burada yerleşip büyümesinin hastalığa sebep olduğu düşünülüyor. Bu durum yüzeysel endometriozis ve çikolata kistlerini kısmen açıklıyor.
  • İlk adetini erken gören veya adet dönemleri uzun süren kadınlarda endometriozis görülme oranı daha yüksek oluyor.
  • Henüz anne karnında, cinsiyet organlarının oluşacağı hücre gruplarının rahmi oluşturacak alanın dışında kalıntı bırakması da hastalığa sebep olabiliyor.
  • Tedavi sonucunda sezaryen ve miyom ameliyatlarıyla karın içine ulaşan hücreler endometriozise yol açsa da, bu durum her vakada görülmüyor.
  • Bağışıklık sistemi sorunları, çevresel faktörler, kimyasal atıklar, mikrodalga fırın kullanımı gibi faktörler de endometriozis ile ilişkilendiriliyor.
  • Genetik faktörlerin endometriozis gelişiminde etkili olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalar, endometriozis eğilimli genler bulunduğunu ortaya koyuyor. 

Prof. Dr. Gürkan Arıkan, endometriozisin tanısında hasta öyküsü, jinekolojik muayene ve ultrasonun yanı sıra, gerekli hallerde ek muayene yapılması gerektiğini de belirtiyor. Endometriozis bağırsaklara kadar ilerlemişse endoskopi yapılabiliyor. Kesin tanı ise odakların narkoz altında laparoskopiyle tespit edilmesiyle konuluyor. Odağın mikroskobik incelemesi yapılmadan kesin tanı konulamıyor.