Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
KİŞİSEL KARANTİNA

Merhaba sevgili okur, nasıl geçiyor kişisel karantina durumları? İşini evden yapabiliyorsan kendini eve kitlemiş olmalısın, iş için işe gitmek zorunda olanların Allah yardımcısı olsun. Gerçekten çok zor ve tehlikeli bir dönem. Tam da bu yüzden işini evden de yapabilenler evde oturacağız ki dışarda olmak zorunda kalanlar daha az insana temas etsinler. 

 

Peki, evde durumlar nasıl? Delirdik mi henüz? Bana ramak kaldı ama idare ediyorum bir şekilde. Neler yapıyorum? Hayatımda neler değişti? Bakalım ne kadarı size “vallahi bizde de durum bu” dedirtecek. Hadi muhabbet edelim biraz seninle. 

 

Biliyorsun ben zaten insanlardan çok hazzetmediğimden sosyal mesafe beni rahatsız eden bir mesele olmuyor. Aksine markette falan arkamda fazla yakın durana şarladığımda artık kimse bana anormalmişim gibi bakmıyor, hatta onaylar yüz ifadeleri görüyorum ve bu noktayı +1 kar hanesine yazıyorum. Diliyorum bu vesileyle mıç mış el öpme falan olayları bitecektir, alışkanlıklarımız artık sonsuza kadar değişecektir, el öpmeyi sevmediği için eli çeneye götürenlere terbiyesiz-sevimsiz muamelesi yapılmayacaktır… Değil mi? El öpme olayı artık tarihe karışmıştır değil mi? Karışsın lütfen! O ne saçmalıktı yani sevgili okur, sevmediğim bir sürü adetlerimiz içinde muhtemelen en sevmediğim. Birinin elini öpmeyi zaten sevmem bir de illa el öptürmeye çalışan, hani elini zorla ağzına götüren büyük meselesi vardır ya…Neyse şimdi girmeyelim oralara… El öpme olayı bitmiştir artık diye diliyorum ve bunu da +2 olarak avantajlar hanesine giriyorum.

 

Kim ne derse desin sokağa çıkma yasağı gelecek diye korkuyorum. Kişisel olarak da kamu sağlığını çok dert etmek zorunda mıyım? Bakan mıyım ben? Ben kendi sağlığımdan mesulüm ve sokağa çıkmam yasaklandığı an çok darlanacağımdan eminim. Diyeceksin şimdi çıkıyor musun? Yok! Ama çıkabilirim! Yasak değil! Şu an kendi isteğimle oturuyorum ve yasak geldiği anda sürekli sokağa çıkmaya çalışıcam biliyorum. Tutuklanıcam kesin! Kendimi biliyorum.

 

Bu aralar oğlum sürekli evde olduğundan tabii, çeşitli düzenlemelere gittik. Ben çalışma odamın yarısını çalışma odası yarısını ufak bir spor salonu gibi kullanıyordum. Odanın bir kısmında kütüphanem ve çalışma masam diğer tarafında spor aletlerim, koşu bantım vs duruyordu. Spor salonlarının kapanmasıyla çılgına dönen oğlum, kendini Rocky Balboa gibi mezbahada et tepiklerken bulmasın diye eve ihtiyaç duyacağı her şeyi sipariş verdik. Bir şeyi de ön sipariş listesine attık çünkü depoda kalmamış. Bu dönemde oğlum beni aslında bir çalışma masasına ihtiyacım olmadığına da ikna etti. Ciddiyim. 

 

-Ne yapacaksın ki çalışma masasını?

-……

-Son kitabını salon masasında ve mutfak masasında yazdın resmen

- Evet de…

-Bu masa burada tamamen fuzuli, eskiden kullanıyordun ama Apple kullanmaya başladıktan sonra burayı kullanmayı bıraktın, salonda çalışıyorsun

-Evet ama…

-Bunu yazlığa yolla bence, buraya şu aleti alıp koyalım, gör bak bu aleti bu masadan çok kullanacaksın

-….

-Yarın her şey düzelecek, ben gym’e gidicem yine, bu aletler sana kalacak bak

- Hımm…

-Hem üniversite sınavına hazırlanırken gym’de daha az zaman harcamamı istiyorsan burayı biraz daha bana göre düzenleyelim artık

-Hımm…

-Kütüphane dursun bak, ona bir şey demiyorum ama masa çok büyük, çok yer kaplıyor, masadan kurtul, bak göreceksin haklıyım

 

Sana bu satırları salonda, yemek masasında yazıyorum sevgili okur, hatta son kitabı da burada yazdım, çocuğun haklı olduğu taraf var yani. Sanırım  masayı yollayacağım, ortalık bir sakinleşsin. Sonuçta evet, üniversite sınavlarına hazırlanırken haliyle spor salonunda daha az vakit geçirmesini isteyeceğim ve bunun için masa ufak bir bedel.

 

Bunun dışında kendimi dizilere verdim sevgili okur, deli gibi dizi izliyorum. Eski dizileri de tekrar izliyorum. Dizileri böldüm, koşu bantında izlediklerim (gossip girl, glee vb.) ve akşam Sarhan’la izlediklerimiz. Akşam izlediğimiz ve beğendiğimiz dizileri instagram hesabımdan zaman zaman paylaşıyorum. Siz de sıkılıyorsanız belki bir faydası olur. Diziler bitikçe yeni dizi bulmak zor oluyor. O zaman eski dizilere dönmeyi bir düşünün, mesela Friends, Glee, House MD, Sherlock bunlar yine izlenir.

 

Zaman zaman titizlik takıntımdan bahsetmişimdir sana, kendimi bu konuda biraz düzeltmeye çalışıyordum biliyorsun, şu an olay tamamen kontrolümden çıkmış durumda. Öyle ki, o kadar çok deterjan, çamaşır suyu, sirke, kolonya, antibakteriyel sabun ile haşır neşirim ki ellerim perişan ve o kadar çok yağlı krem kullanıyorum ki hala yaralar açılmadı. Günün yaklaşık 2-2,5 saati sporla geçiyor ve sonrasında yemek yap, temizlik yap,  yazı yaz, mailleri cevapla, bültenleri ayır, kitapta çalış, tekrar temizlik yap, çık sitedeki kedileri besle, dön temizlen ve temizlik yap, Sarhan gelsin ve yine temizle, dizi izle. Temizliği ikiye bölmüş durumdayım, kedi tüyüne ve kediden sebep yapılan temizlik ve hijyene karşı korona sebebiyle yapılan temizlik. Dolayısıyla günde beş kez falan temizlik yapıyorum tırıtmak üzereyim. Neyse geçecek bu günler.

 

Keyfim yerinde ama. Saçma bir şekilde panik veya moralsiz değilim. Kediden ötürü. Kedim bana çok iyi geliyor biliyorsunuz, oturuyorum kedimle. Bitmesini bekliyorum. Uzun bir süre daha bitmeyeceğinden endişeliyim aslında ama yine de bitmesini bekliyorum moralim yüksek bir şekilde. Haziran olacak ve her şey bitecek gibi düşünüyorum ve bitmediğinde… Bitmediğinde nasıl olacak? Muhtemelen yazın hatta bahardan itibaren evde kalmak daha zor olacak ve… Bakalım olaylar nasıl gelişecek…

 

Biz moralimizi yüksek tutmaya devam edelim. Çıldıracak gibi olursam sana muhakkak haber vericem sevgili okur. Kendine iyi bak, kocaman sevgilerimi yolluyorum. Ve sağlıkla geçireceğimiz güzel bir hafta diliyorum. 

 

XXX

 

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 17 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

Instagram:mehtaperel

Twitter: mehtaperel

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server'lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap'lı adreste yazılarımı güncelliyorum)