Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
Ne anlatayım ben sana?

Sevgili okur ne hakkında konuşalım bu hafta? Meral Akşener’in masayı terk etmesini mi? Bursa spor müsabakasında yaşanan ırkçılık olaylarını mı, depremin üzerinden neredeyse bir ay geçtiği halde hala şurada su yok burada çadır yok diye yardım toplanmaya çalışılıyor olmasını mı, İstanbul’un her yerinde yaşanan apartmanı kontrol ettirme paniğini mi, Ersan Şen’in İyi Parti’nin adayı olabileceği dedikodularını mı, çıkan EYT’yi mi, gelmekte olan yazı mı, bunca olayın içinde hala sokak hayvanlarıyla uğraşmak, neden burada kedi besliyorsunuz falan diye arıza çıkarmak için enerji bulabilen şuursuzları mı, zamları mı, taksisizliği mi, bu yaz tatil yapmak isteyecek insanların harcayacağı minimum rakamları mı, seçimlerden umutlu olup olmadığımızı mı, her hafta bir başka sevdiğim arkadaşımın daha gideceğini öğrendiğimi mi, depremzedelere giden yardım malzemelerini çalan emniyet müdürünü mü?

Sana ben ne anlatayım, ne anlatayım da moralini bozmayayım sevgili okur?

Ne konuşalım?

Öyle bir atmosfer ki inan bana insanın içinden mizah yapmak gelmiyor yahu. Diyorum ki eskisi gibi insanları gülümseten yazılar yazayım falan ana kafa o kafa değil ki. Bir insanın canı burnundayken veya sinirleri tepesindeyken böyle ehüehieheheüe diye diyalog yazma imkanı var mı? Ha var, toptan artık üşüttüğümde olur, onu bekleyeceğiz artık seninle.

Ben: Sen kendine yurt dışında iş baksana biraz da.

Sarhan: Neden?

Ben: Belki yurt dışına gideriz biz de.

Sarhan: Sen de bak, sen niye bakmıyorsun?

Ben: Ben artık elli yaşımdan sonra çalışamam valla yorgunum.

Sarhan: Ben de yorgunum… Sen beni daha kaç yıl çalıştırmayı planlıyorsun tam olarak?

Ben: Valla işte gittiğin yere kadar iticem yapacak bişi yok… ehehehe takılıyorum… Canım benim, oğlan mezun olsun bi sonrasına bakarız.

Sarhan: Sonra çocuğu mu çalıştırmayı düşünüyorsun?

Ben: Eh heralde boşuna mı besleyip büyüttük? Sırayla bana bakacaksınız artık, sadece ülke seçelim, beni nerede rahat ettireceğinizi düşünüyorsunuz mesela? Mesela sizce ben en çok nerede memnun edilebilirim?

Sarhan: Napıyosun?

Ben: Atahan’ı arayıp planımı kendisine anlatıcam, o da düşünsün.

Sarhan: ….

Ben: Baba oğul kafa kafaya verin dünya şahanesi beni mutlu etmek için kendinizi nerede nasıl parçalayacağınızı planlayın, yeter artık sıkıldım ben bu gündemi bitmeyen hayattan.

Sarhan: Olur.

Cidden bu nedir sevgili okur ya. Bilgisayarın başına oturuyorum inan senin de ruhunu karartmadan ne anlatıcam bilemiyorum. Biraz sıkılsak biz de artık. Sıkılmaya fırsatımız olabilse.

Muharrem İnce Ümit Özdağ ile ittifak yapmaya karar vermiş önce, sonra fikrini değiştirmiş ve bir WhatsApp mesajı ile ittifaktan ayrılmış. İttifak da WhatsApp grubu muydu yoksa Facebook’ta  topluluk sayfası mı açmışlardı muamma.

Vaziyet bu.Bunlar toplanıp bizi kurtaracaklar işte. Al birini vur diğerine.

Hani diyorum ya ara ara, çok da ciddiye almamak lazım diye. Çok ciddiye almayacağız ortamı sevgili okur. demlikte çayımız, bir şişe şarabımız, biraz da peynirimiz varsa, sağlığımız da yerindeyse, sal gitsin. Salalım gitsin.

Kendimize iyi bakalım. Güzel bir hafta dilerim.

 

 

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

 

www.mehtaperel.com 

 

www.mehtaperel.wordpress.com

 

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

 

instagram.com/mehtaperel

 

twitter.com/mehtaperel

 

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server'lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap'lı adreste yazılarımı güncelliyorum)