Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
Ann Boyutu
SANA LİNKLERLE GELDİM

Merhaba sevgili okur, bu hafta seninle ne konuşalım? Tügva mı? Sedat Peker mi? Kılıçdaroğlu’nun siyasi cinayetler olabilir demesi mi? Nevşin Mengü’nün kendi yayınında yorum yapan izleyene “siktir git” demesi mi? (ağzına sağlık), bir ödül vermeyi bile beceremeyip konuyu vatan millet sakarya kolaycılığına taşıyan Tamer Karadağlı meselesi mi? Ne konuşalım biz? Bir türlü ele gelmeyen hayvan hakları yasasını mı? Çözülemeyen kadın cinayetlerini mi, salıverilen katilleri mi, garip garip hasta ruhlu heriflerin peşinden koşan genç kızları mı, 2023 seçimlerinde sandık güvenliğini mi? Neyi konuşalım? Dolar-Euro konuşalım mı? Her geçen gün düşen alım gücümüzü, artan kedi köpek maması fiyatlarını ve bu durumun sokak hayvanlarına bakan gönüllüleri nasıl etkileyeceğini mi?

 

Biz ne konuşalım, hangi konuyla içini bayayım, yaşam enerjini emcikleyip seni bırakayım pazartesi pazartesi? 

 

Yapmayayım değil mi?

 

Bence de yapmayayım, yazık bize. 

 

Bunun yerine….

 

XXX

 

Merhaba sevgili okur, 

 

Önümüz kış, evde daha çok zaman geçireceğiz. Ben yaz olduğu zaman daha çok dışarda, kış dönemi daha evde, koltukta, battaniye altında yaşayanlardanım. Sen de öyle misin? Soğuğu, kış sporlarını, soğukta dışarda olmayı sevmiyorsan, kısaca “yazcı” veya “baharcı” isen genelde öyle oluyor. Seninle kış dönemi gece rutinimi paylaşayım istedim. Gel anlatayım.

 

YouTube’da takip ettiğim siteler arasında, müzik için elimin en çok gittiği iki yer var. Bunlara abone oldum önüme şahane müzikler düşüyor. Salı sabahı keyifli günaydın jazz parçaları, Cuma akşamı sakin jazz parçaları gibi. 

 

Bu sayfalar:

 

Jazz & Bossa Collection

Cafe Music BGM Channel

(inşallah doğru beceriyorum linkleri)

Bu ikisi en severek takip ettiklerim. Gün içinde herhangi bir şey yaparken, bir yere giderken, yazı yazarken, bulaşık makinesi boşaltırken açıyorum bir şey seçip, takıyorum kulaklıklarımı, nefis.

 

Akşam özellikle sakin bir jazz parçası seçiyorum, başlıyorum kırışık kremlerimi sürmeye. Önce göz çevreme, yüzüme, boynuma. O yeşil yeşim taşı rulosundan da aldım, onunla da masaj yapıyorum yüzüme. Müzik yanda sakin sakin çalıyor, ben boynuma, yüzüme rulo ve kremler ile masaj yapıyorum.

 

Sonra yatıyorum, yine you tube’dan ya CALM sayfasından veya arama butonundan yağmur sesi veya dalga sesi diye aratıp müziksiz böyle beyaz ses buluyorum. Meditasyon için.

 

Genelde yağmur sesi ile yatağa sırt üstü yatıp, ayaklarımı kurbağa gibi, bağdaş kurar gibi birleştirip, kollarımı iki yanıma devirip başımı iyice arkaya atıp bedenimi açıyorum. Bak daire içine aldım sana görsellerde.

 

VE

Sonra saatimden nefes egzersizi açıp saatimin beni titretmesiyle nefes alıp veriyorum. Onla uğraşmak istemiyorsam ya da saatim şarjdaysa uzuuuuuuunnnnn ve derriiiiinnn bir nefes alıp  (7-8 saniye boyunca alıp) aynı şekilde uzuuuuuunnnnnca veriyorum. Bunu 2-3 dakika kadar devam ettirdikten sonra, gözlerimi açmadan belden yukarımı sağa belden aşağımı sola doğru iterek bedenimi ikiye ayırıyorum. Sonra da tam ters yöne yaparak kendimi esnetiyorum. Sonra namazda secde pozisyonuna geçip (dizlerimin üstünde, yüz üstü uzanıp kollarımı ileri doğru uzatarak sırtımı açıyorum.)

 

Sonra da artık hiç telefona falan bakmadan uyuyorum.

 

Bir denesene sevgili okur, bana iyi geliyor, belki sen de hoşlanırsın. Hem günün yorgunluğunu atıyorsun, hem güzel uyuyorsun. 

 

Güzel bir kış akşamı için, internetten izlemekten hoşlanacağın bir diziyi (dizi önerilerimi instagram ve twitter hesabımdan paylaşıyorum), sırf süte yapılmış ve köpürtülmüş kafeinsiz kahveyi, fıstıklı çikolatayı, elini yüzünü kremlemeyi, nefes egzersizlerini, sakin müzikleri çok öneririm. Bir de kedi sevmeyi. Böyle bir terapi olamaz. 

 

Mutluluk diliyorum sana sevgili okur. Huzur, sükunet ve mutluluk diliyorum.

 

Keyifli bir hafta olsun. 

 

 

 

XXX

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 18 senedir “yapıcam”.

 

 

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

 

www.mehtaperel.com 

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

instagram.com/mehtaperel

twitter.com/mehtaperel

 

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server'lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap'lı adreste yazılarımı güncelliyorum)