Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
SOKAK KÖPEKLERİ

Nasıl bir midem bulanmış, sıtkım sıyrılmış durumda anlatamam sana sevgili okur. İnsandan, insanlıktan, her şeyden… Çok ciddiyim. Hakikaten tiksindim. 

 

Sana bir köşe yazısıyla gelebilmek için gündeme bakayım dedim, haberlere vs ve ne gördüm? Memlekette ayakta sıçan insan var. Var. Bunu getirip vatandaşlık vermişiz biz. İçine don giymiyor, bebek arabası iterken, durduğu yerde böyle, şortun paçasından çat diye sıçıyor. Ayakta. Bu canlı formunun normali bu. 

 

Bir havaalanında valiz görevlilerinin nasıl valizlerin içinden eşya çaldığını izledim mesela videoda. Türkiye’de evet. 

 

Turizm bölgelerinde şikayetlenen turizmcileri izledim. Götünü kaşıya kaşıya 5000 liralık döner dürüm yapan dayıya niye kazıklanmayıp Yunan’a gittiğimizi sorguluyorlardı. Gülemedim bile. 

 

Sonra arkadaşlarımın yarısından fazlasının neden kanser olduğunu sorguladım. Bize ne yedirip içirdiler ki en sağlıklı yaşayanlarımız bile hayatının mücadelesini vermekte ve sıra bana geliyor olabilir mi gibi şeyler geçti aklımdan.

 

Asgari ücret rakamlarına, en düşük emekli maaşlarına baktım internetten. Enflasyon rakamlarına baktım sonra.

 

İsmail Saymaz’ın haberini okudum. Emekli polis nasıl polislikten ayrılıp tarikat kurmuş ve müritlerini yanına çıplak çağırdığına dair ses kayıtları çıkmış, ona baktım. 

 

Bunların hiçbiri canımı sıkmadı da başka derdimiz tasamız yok gibi, işi gücü her şeyi bırakıp sokak hayvanlarıyla uğraşan kitle canımı sıktı. Çünkü vay arkadaş ya! Sizin başka derdiniz yok mu? Yok demek ki, Allah versin umarım. Allah sizin derdinizi versin ki başınızın derdine düşün kediyle köpekle uğraşmayı bırakın. AMİN.

 

Sokak hayvanları öldürülemez. Kısırlaştırılır, aşılanır, küpelenir, sokağa salınır ve böyle böyle popülasyon kontrol altına alınır. Kısırlaştırmayla. Topluca öldürüp toplu mezarlara gömerek değil, kısırlaştırmayla ve zaman içinde. Bunun insanı olarak yapılabilirliği bu, böyle. Yani sırf siz bu yıl rahatsız olduğunuza karar verdiniz diye milyonlarca yıllık evrimde var olan canlı türlerini toplayıp yok edemiyoruz. Çılgınlık bu. Öte yandan ne değil ki? Her şey çılgınlık. 

 

Şunu diyeceğim, insanlara yardım etmeyin. Etmeyin. Bu canlı türü (insan) yardımı hak etmiyor. Bir imkanınız varsa hayvanlar için kullanın. Bunu sizden rica ediyorum. Yakın çevrenizi kastetmiyorum elbette ama hani alakasız insanlara yardım etme olayı var ya hani… Hiç gerek yok ya valla… Salın…

 

İnsan bu gezegenin tümörü, kanseri. İnsanın bitmesi gerekiyor aslında.

 

Bir insan her geçen gün içinde bulunduğu yaşam formuna daha çok yabancılaşabilir mi? Yabancılaşabiliyor sevgili okur. Olabiliyor. Her yıl bir önceki yıldan daha fazla sevmemek mümkün gerçekten.

 

Allah aklımızı fikrimizi korusun.

 

Lütfen sokak hayvanları için bir kap mama bir kap su bırakmayı unutmayalım.

 

Sokak hayvanlarının toplanıp katledilmesine hep birlikte karşı çıkalım.

 

Allah bize sabır versin. Sakin bir hafta dilerim. 

xxx

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 20 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

www.mehtaperel.com  

www.mehtaperel.wordpress.com

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

www.instagram.com/mehtaperel

X.com (twitter)/mehtaperel

(Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server'lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç Mehtap'lı adreste yazılarımı güncelliyorum)