Sabah okula gitmek istemeyen, pazartesi günü “Cumaya kaç gün kaldı” diye sormaya başlayan, pazar günleri “yarın okul var” diye mutsuz olan çocuklar var. Fakat böyle devam etmek zorunda değil. Çocuklarımıza öğrenmenin aslında keyifli ve insana gurur veren yüzünü gösterebilirsek, gerçekten okula gitmek bir zevk haline gelebilir. En azından okula gittiği için daha az acı çekmesine yardımcı olabilirsiniz. Hadi önerilerimizi okuyun…

Genel olarak çocuklar ve tabii birçok yetişkin, eğitim ve öğrenme süreçlerini angarya olarak görmeye eğilimlidir. Anne babaların bu tür bir tutumdan kaçınması gerekir: Çok az çocuk okuldaki derslerin tamamından hoşlanır, ancak derslerin çoğunluğundan hoşlanmamalarının aslında hiçbir mantıklı sebebi yoktur. Sizin de işe bunu bilerek başlamanız gerekir.

Başından itibaren çocuğunuzun öğrenmekten keyif almasını sağlamaya çalışın. Bu zevk çok erken dönemlerde kazanılır. Daha çok küçükken bile, çocuklara yiyecekler, yaşadıkları çevre, disiplin ve oyun hakkında düzenli olarak bir şeyler öğretmeye çalışırız. Çocuklarınızı ne kadar erken öğrenmekten keyif almaya yönlendirirseniz o kadar iyi olur.

• Ev içinde öğrenme süreçlerini özendirin ve bu konuda rehberlik yapın. Çocuğunuzun, haftada en az bir tane, okulda öğretilmeyen bir konuyla uğraşıp ilgilenmesini sağlayın. Bu bir müzik aleti de olabilir, bulmaca da; arabalara veya hayvanlara ilgi duyması bile iyi bir şeydir.
• Hem okuldaki, hem de evdeki öğrenme süreçlerinde gösterdiği çabaları ödüllendirin.
• Çocuklarınızın öğrendiği her şeye karşı siz de meraklı olun.
• Bir şeyler öğrenmenin neden bu kadar değerli olduğunu her fırsatta açıklayın. Yetişkinler olarak, bir şeyi neden yaptığımızı bilirsek, yaptığımız işten çok daha çok daha mutlu olabiliriz; bu çocuklar için de geçerlidir.