“Huy değiştirdi bu son zamanlarda...”
“Ay hiç böyle yapmazdı neden böyle oldu?”
“Allah, Allah hiç adeti değildir halbuki!”
Bunlar ailelerin zaman zaman çocukları için kullandığı sözler. İtiraf edelim kimi zaman uyduruyoruz. Kalabalık içinde bizi mahcup ettiklerinde “Ay hiç yapmazdı böölee!” demek hepimizin zaman zaman başvurduğu bir kaçış. Peki hakikaten huyunun değiştiği zamanlar olmuyor mu? Elbette oluyor…
***
Çocuklar farklı hızlarda ve farklı yollarla gelişirler. Kim bilir kaç defa diğer anne babaların şöyle sözler söylediğine kulak misafiri olmuşsunuzdur: “Biz o dönemi geçtik. Artık kızımız kendi başına … yapabiliyor.”
Anne babalar, farklı gelişim aşamalarına çok fazla anlam yükleyebilir, ama aslında bunlar genelgeçer işaretlerdir ve bütün gelişimi tanımlamak için yeterli değildirler. Çocuğunuzun sağlıklı bir gelişim seyri izleyebilmesi için süreci sıkıştırmamak ve acele etmemek önemlidir. Bu yüzden her bir yeni aşamayla tam içinde olduğunuz sırada uğraşmanız ve her aşamada çocuğunuzun öğrendiklerini pekiştirmesi için ona destek olmanız ve yardım etmeniz gerekir.
Eğer çocuğunuz kitaplarda belirtilen ve arkadaşlarınızdan öğrendiğiniz şekilde, içinde bulunduğu gelişim dönemine tam olarak uygun bir ilerleme kaydetmiyorsa bu dünyanın sonu anlamına gelmez. Paniğe kapılıp çocuğunuzu olması gerektiğini düşündüğünüz aşamaya getirmek için zorlamayın. Bu onun içinde bulunduğu aşamanın kazanımlarını tam olarak özümseyememesini beraberinde getirir.
Her bir aşama bir sonrakinin habercisidir ve her çocuk bu aşamaları kendine özgü bir biçimde geçer. Anne babaların bu aşamalara ulaşmaları ya da bunları atlatmalarıyla ilgili çok katı düşüncelere sahip olduklarını görmek beni hep şaşırtmıştır. Hâlbuki çocuğun gelişim aşamaları hiç de öyle birbirinden net bir biçimde ayrılamaz. Bu daha çok bir adım ileri üç adım geri atmaya benzetilebilir.
Bu yüzden çocuğunuz büyürken sadece hareket becerilerinin gelişimi değil, onun duygusal gelişimi de hedeflenmelidir. Çocuğunuzun duygusal gelişimi hakkında dikkatli bir biçimde düşünerek, onun kendisine neler olduğunu anlama süreci hakkındaki farkındalığınızı güçlendirebilirsiniz.
Eğer bir çocuk duygusal olarak hazır değilse, yeni deneyimler onun için zor olacaktır. Örneğin anne babalar, genelde çocukları doğru davranmadıklarında bundan ne kadar üzüntü duyduklarını onların anlamadıklarından dert yanarlar. Bir çocuk başka birinin duyguları hakkında düşünecek kapasiteye sahip olamadığı ve önce kendisi geldiği için bu durum çok sık yaşanır.
Çocuklar büyüdükçe kişiliklerini geliştirme sancısı çekerler. Ailenize ve arkadaşlarınıza çocuğunuzun kişiliğinin çok küçük yaşlardan bu yana çok da değişmediğini, ileride nasıl biri olabileceğini görebildiğinizi söylemiş olabilirsiniz. Çok genel anlamda bir çocuğun kişiliğinin ilk yıllarından itibaren görünür olduğu fikrine kısmen katılabilirim. Anne babalar çocuklarının mutlu bir bebek olduğunu, tatlı veya tam tersi aksi huylu olduğunu söyleyebilirler.
Çocuğunuz büyüdükçe bu karakter özelliklerini çeşitli derecelerde fark edeceksiniz. Edindiğim deneyimlere göre çocuklarını mutlu ve huzurlu olarak sınıflandıran anne babalarla, sürekli ilgi bekleyen ve huzursuz olarak sınıflandıranlar eşit sayıdadır. Her anne baba dengeli büyümesi ve yaşadığı huzursuzlukları ifade edebilmesi için çocuğunun gelişimi sırasında ona özenle bakmayı, ayrıca isteklerinin uygun bir biçimde yerine getirildiğine dair tatmin duymayı ister.
Bütün çocuklar özgün bir karaktere sahip olsalar bile, davranışları genelde önceden kolayca tahmin edilebilecek bir modele göre hareket eder. İşte aşağıdaki tabloda çocuklarda bir yaşından itibaren gözlenen bazı gelişim aşamalarını sıralamaya çalıştım. Anne babalar her zaman bana “Yürümeye başlayana kadar her şey yolunda gibi gözüküyordu” dediği ve bir yaş civarında çoğu bebek yürümeye başladığı için sıralamayı bu yaştan itibaren yapmak bana mantıklı geliyor.