İster en sağda ister en solda yer alsın, bütün ideolojiler insan hak ve çıkarlarını merkezlerine alıyor. İnsanların hak ve menfaatleri her daim en ön planda. Zaten tanrı da bütün diğer yeryüzü varlıklarını insanlar için yarattığını söylemiyor mu? Hayatın neredeyse her yönünde olduğu gibi bazı filmlerde de yansımasını buluyor. Başka bir dünya mümkün değilmiş gibi gösteriliyor. Yönetmen koltuğunda Stephen Norrington’un oturduğu ve sinema sitesi IMDb’nin 10 üzerinden 7 verdiği 1998 tarihli “Blade” filmini hatırlayın. Filmin başrolünde Wesley Snipes’ın canlandırdığı yarı vampir yarı insan Blade karakteri var. Yarı insan bir karakter, Blade, bile insanların yanında bilfiil savaşıyor. Blade hayatta kalmak için kana ihtiyaç duyuyor. Ama kendi doğasını reddederek, susuzluğunu panzehirlerle gideriyor. Ve vampirlere karşı insanların yanında saf tutuyor.
Bir an için vampirlerin gerçekten var olduğunu düşünelim. Hem bizim kadar zekiler hem de bizden daha güçlü, çevik ve dayanıklılar. Daha güçlü, çevik ve dayanıklı olmaları onlara susuzluklarını bizimle giderme hakkını veriyor mu? Ne de olsa artık vampirler piramidin en tepesinde yer alıyor. Kocaman bir hayır dediğinizi duyar gibiyim. Peki, biz insanlar neden hayvanları yiyoruz? Bizi yenmez hayvanlarıysa yenebilir kılan ne? Onlardan zeki olmamız ve/veya dini inanışlarımız mı?