CANLI YORUMLAR
Ahmet Nebi Demirtaş
Ahmet Nebi Demirtaş
Yazar-Çizer

YETİM MEKTUBU

Dilerim ki...
20.03.2014


Babasının öldüğü gün parçalı bulutlu griye çalan bir hava vardı hem evin içinde hem de kapının önündeki meraklı kalabalığın baktığı gökyüzünde. Cenazesinde sağanak şeklinde yağan yağmur taneleri usulca önce ellerini önlerinde kavuşturmuş insanların yüzüne, sonra da toprağa
düşüyordu. Defnettiler, bütün çocukluğunu Bartın Merkez Mezarlığına o gün.  

Eve döndüklerinde çığlık atıyordu sanki gökyüzü ince ince günlerce aralıksız yağmur yağdı. Rahmet dediler, bereket
dediler. Rahmet ölülere dilenmeli en çok halbuki. Mayıs 1998 de son yirmi yılın en büyük sel felaketi diye geçti gazeteler, kayıklar, helikopterler, can pazarı, devlet baba yaşananlara yine takdiri ilahi dedi.

Siyasiler en acı olaylar sıralamasında Bartın Sporun amatör kümeye düşmesine eşdeğer tutuyordu bu sel felaketini, yaşanan en acı olaylardı tarihe göre. Sel ve küme düşen futbol takımı. Kalkınması uzun sürmüş ekonominin, gelişememiş falan.

1998' in baharında, ömrünün baharında babasını kaybetmiş biri için bundan daha büyük felaket belki annesini de kaybetmesi olabilirdi.

Yıllarca memur olmasına rağmen yetim maaşı bağlattıramadılar, devlet baba, yasa değişikliği, kanun tasarısı derken sene 2009 oldu.

Göçtüler kavme uyup, İstanbulun altın dedikleri taşı toprağının parçası oldular.Hep bir umut vardı içlerinde, güzel günler göreceklerine dair, hepte
ardı arkası kesilmeyen hayal kırıklıkları tekmeledi onları,yüzlerini umuda döndüklerini düşündükleri sokak başlarında. Okur büyük adam olur dediler,mevki makam sahibi olur dediler, aman okutun, aman etmeyin, aman yapmayın dediler.

Biri de demedi ki, var mıdır derdiniz ?

Seneler sonra ileri demokrasinin ülkeye geldiği günler, akıl erince yani, gele gide aşındırdığı devlet kapısının halka açıldığı o dar zamanların birinde bağlattı  rahmetli babasının maaşını, yetim aylığı diyor Devlet Baba adına, 11 sene sonra hatırlıyor memurunun çocuklarını güç bela. Okuduğu
kitapların eğitim sisteminde diploma karşılığı olmadı,hala da sürünür açıköğretim sınavlarında. Ona Kürk Mantolu Madonnaya okutmayan müfredatın da, Nazım Hikmet okutmayan öğretmenininde ilkesine de lanet etti ömrü boyunca.

Üç kardeş aldıkları para evin kirasına anca yetiyordu. Annesinin yeşil reçeteli ilaçları, elektrik, su faturaları, ailecek terapi niyetine kullandıkları
televizyon taksitleri için anne­oğul gece gündüz çalıştılar,ayağının altına sebze kasası koyup bulaşık yıkamaktan buruşan parmakları,annesinin her gün üstüne sinen esnaf lokantası kokusu huzur ve inanç için yeterliydi. Annesi çok isyan ederdi yaradana, aklı yerinde değildi kadının,bilirdi
ama sabah namazına ezan okunmadan kalkmayı da, cebinde ki minibüs parasını komşusuna vermeyi de,biraz gençliğinin verdiği isyana ve yorgunluğa uyup oğlu isyan ederse de ''tövbe de oğlum,allah büyük, açar bir kapı''  demeyide bilirdi. Onlar inançlarını hacılardan hocalardan
değil,hayata karşı verdikleri mücadele sayesinde ayakta tuttular. Kapısına gelen belediye başkanını kovmasınıda bilirdi,oy moy kullanmıyorum deliyim ben derdi annesi. Onun başörtülü annesi, haram lokma geçirmedi evlatlarının boğazından, çok afedersiniz elleriyle milletin b*kunu temizledi, bulaşık yıkadı, aşçılık yaptı, yine de haram lokma geçirmedi hiçbirinin boğazından.

O da geçirmedi kardeşlerinin boğazından haramı, çünkü hakkı yenen bir yetim savunabilirdi başka bir yetimin hakkını.

Velhasıl kelam,onlar malzemeden çaldı, önlem almadı, sel felaket oldu birden, aynı yağmur aynı şiddette komşu şehire de yağmıştı halbuki,takdir ilahi dendi, devlet kanun dedi 9 sene yetimin hakkı talan edildi, kış vakti süpermarketlerin karton kolileriyle ıskartaya çıkardıkları sebze kasalarıyla yakacak yapıldı,kış bitti devlet iki torba kömür gönderdi.

Üç öğün varoş tabiri kahvaltılık yediler, yanına da çay demlediler bir de küçük paket çekirdek '' oh bizden iyisi yok, buna da şükür,Allah olmayanlara versin '' dediler yetindiler. Okumadılar, okutamadılar ama haram yemediler. Haram lokma,helale alışmış boğaza tıkanır,bir kere geçtimiydi de alamazsın önünü derdi annesi,geçirmediler,geçirmeyecekler... 

 


Yukarıda anlatılanların gerçek kişi ve kurumlarla bire bir alakası vardır. Evlatlarına haram yedirmeyen annelerin ve babaların ellerinden öperim.Yedirenler size bu yetimin hakkı iki cihanda da helal edilmemektedir. İnandığınız dinin gereğince bu yaptıklarınızın hesabını seçim
sandıklarında  değil adım atamayacağınız sırat köprüsünde vereceksiniz. Bir annenin ahı size yeter, rahmet dilemekten aciz dudaklarınız, yaradandan af dilemeye sıra gelince dilerim ki açılmasın.


Not: Bir yetim .

YAZARLAR
OBEZİTENİN ÖNLENMESİ İÇİN
ANA RAHMİNE HASRET
BOŞANMA SÜRECİNİN ARDINDAN
GEBELİK ŞEKERİ
BOŞANMA SEBEPLERİ II
12 KASIM HAFTASI
İYİ OLMAYAN YABANCILAR VAR
SEVGİ,FEDAKÂRLIK,BAĞIMLILIK
DETOKS SEBZE VE MEYVELERİ
MİNİK DOSTUNUZLA TATİLDE
BEBEKLER İÇİN YEMEKLER
NEFES ALMA PROBLEMLERİ
KOL ESTETİĞİ
SORULARINIZ VE YANITLARI 22

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :