Facebook'ta paylaş Twitter'da Paylaş
HERKESİN VÜCUDU KENDİNE

 

Bu hafta ne konuda yazsam diye gündemi tararken kayda değer bir şey bulamadım sevgili okur. Bir memleket düşün ki gündem bu kadar kalabalık olsun ama hiç yeni bir şey olmasın, pes! Hep aynı insanlar, aynı olaylar, aynı kötü haberler. Benim kadar uzun süre yazı yazınca da artık ne anlatacağını şaşıyor insan, başına iş açmadan yani… Neyse…

 

Gündemde gezerken gördüm ki Serenay Sarıkaya dekolte bir elbise giymiş, çok da hoş olmuş ve Cem Yılmaz, rivayet o ki, eski sevgili bey kontenjanından bir paylaşım yapmış. Acaba o paylaşım Serenay’ın memeleri hakkında mıymış. Aman da aman…

 

Ben sanmam. Bence Cem Yılmaz kadınların vücutlarını kendi keyiflerine göre şekillendirdiğini bilecek kadar zeki bir adam. Bilmeyen varsa anlatalım diye de  bu yazıyı yazmaya karar verdim. Kadınlar sevgili okur, özellikle maddi olanaklar da varsa, vücutlarının, saçlarının, yüzlerinin istedikleri kısmını istedikleri gibi değiştirebiliyorlar. Çok basit bu işler artık. Hatta bütün dünya buraya akıyor bu işler için, bunu bilmeyen yoktur herhalde. Türkiye’deki estetik işlemler ve sağlık turizmi denen hadise uçtu gitti.

 

Kadınlar doktora gidiyorlar ve kaşlarını istedikleri gibi kaldırıyor, istedikler gibi elmacık kemiklerini belirginleştiriyor. Saç, kaş ektiriyor kadınlar da artık. Popolarını istedikleri kadar büyütüp küçültebiliyorlar, bellerini istedikleri kadar inceltebiliyorlar, hatta kaburga aldıran var daha da ince olsun diye. Bu durum elbette göğüsler için de geçerli. Kadınlar aynı şekilde göğüslerini de istedikleri gibi yaptırıyorlar, istedikleri büyüklükte, ister yuvarlak ister damla şeklinde, arası ister bitişik, bebek poposu gibi ister ayrık… Doktora söylüyorsunuz, parayı veriyorsunuz, yapıyor.

 

Ha lüzumludur, lüzumsuzdur, toplumun güzellik algısıdır, sosyal medyanın kasmasıdır, odur budur bilmem, bahsettiğim o değil. Ne yaptığını bilen ortalama bir doktor dediğinizi yapabiliyor artık. İş o kolaylık seviyesine geldi yani. Bu şu demek oluyor, tüm bu toplumsal güzellik algısından, kadına biçilen rolden, feminizmden bağımsız düz mantık bir şey söylüyorum ben… Bir kadında bir ayrıntı farkettiğinizde büyük olasılıkla öyle olmasını özellikle istediği içindir. Onun zevki böyle yani. Gerisi boş yani. Senin ne düşündüğünün de bir anlamı yok. Realite bu.

 

İnsan nasıl görünmek istiyorsa öyle görünüyor artık. Bu gayet kolay ve kredi çekip yapan küçücük genç kızlar falan var. Herkes istediği bütçede nasıl görünmek isterse öyle görünebiliyor. Ve büyük ihtimalle senin komik bulduğun ya da beğenmediğin o şeyi, o insan beğendiği için öyle yaptırmış ve senin ne düşündüğüne de zerre değer vermiyor. Onun kendi güzellik algısı öyle. Para biriktir sen de kendi güzellik algın neyse ona göre ayarla kendini. Yok güzellik algın yoksa da sal şekerim. Seninki doğallıksa kime ne, sen doğal ol. 

 

Hani gençlerin dediği gibi, “herkesin her şeyine kimse karışamaz”.

 

Oğluma gidip gelirken havaalanında popo yaptırmış dönen yabancılar görüyorum. Türk kadınları olarak basenlerimizle uğraştığımızdan genelde, bu kadınları anlayamıyorum ama benim anlamam gerekmiyor, onlar öyle beğeniyor, kalkıp gelmişler, yaptırmışlar, daha da yeni yaptırmışlar walker’la yürüyorlar ama mutlular. Kime ne? Sana ne? Bana ne? Sosyal medyada en fazla gördüğüm eleştirilerden biri de efendim herkes birbirine benzemiş. Bir kızıyor bir kızıyor buna insanlar. Evet, bence de bazı kadınlar birbirine çok benzedi ve demek ki öyle istiyorlar bize ne? 

 

Özetle, herkesin kendi güzellik algısı farklı. İnsanları onların beğenileri üzerinden didiklemeyi ya da bunu espri konusu yapmayı çok buluyorum. İki kadın arkadaş kendi arasında “ay şunun götüne bak” falan diye şakalaşır onu demiyorum ama böyle alenen, uluorta, çok yakışıksız.

 

Kendi işimize, kendi mememize bakmayı öğrenmemiz lazım.

 

Güzel bir hafta dilerim.  

 

xxx

Not: Yazılarımla yeni tanışanlar için bu not (bu notu zaman zaman ekliyorum araya mecburen). Ben yazılarımı konuşma diliyle yazıyorum. Bu çok uzun yıllardır bu şekilde. Newsweek Türkiye’de köşe yazıyordum orada da böyleydi, Hürriyet’te yazıyordum orada da böyleydi, hep böyle oldu. Bu yeni bir durum değil siz benim yazılarımı yeni okumaya başladınız sadece. Bu sebeple “yapıcam değil yapacağım” diye bana düzeltme göndermekle uğraşmayınız, o benim için yaklaşık 20 senedir “yapıcam”.

DÜZENLİ OLARAK KÖŞE YAZILARIMI TAKİP EDEBİLMEK VE YAZI ARŞİVİM İÇİN:

 

www.mehtaperel.com 

 

www.mehtaperel.wordpress.com

 

www.mehtaperelarsivyazilari.wordpress.com

 

www.instagram.com/mehtaperel

 

X.com (twitter)/mehtaperel

 

 

Bu adreslere de eliniz alışsın, favorilerinize kaydedin hatta, siteler çöküyor, server'lar kapanıyor, yazılımlara bug giriyor, sonuçta internette yazdığımızdan adresler kapanabiliyor. Sonra aramayın nerde bu kadın diye, ben her pazartesi üstteki üç mehtap'lı adreste yazılarımı güncelliyorum)