ABD’nin Georgia Teknoloji Enstitüsü’ndeki bilim insanlarının araştırmasına göre, her gün ortalama 112 e-mail atan bir şirket çalışanının e-mailleri’nin yüzde 14.7’si dedikodu odaklı. Dedikodu e-maillerinin büyük kısmı ise ‘eleştiri’ niteliğinde içeriğe sahip.
Araştırma görevlisi Eric Gilbert’in başını çektiği araştırmada, 2001 yılında batan enerji şirketinin eski çalışanlarına ait yüzlerce e-mail incelendi. Araştırmacılar, çalışanların e-maillerinin yüzde 14.7’sinin “dedikodu” olarak tanımlanabilecek içerikten ibaret olduğunu tespit etti.
Araştırmada ortaya çıkan en ilgi çekici detay ise dedikodunun organizasyon yapısının tüm seviyelerinde mevcut olduğu ve en çok dedikodunun en alt seviyelerde yapılması.
Gilbert, “Dedikodu dediğiniz zaman insanlardan neredeyse anında olumsuz bir yorum alırsınız, ancak şirketlere baktığınızda, dedikodu iletişimin önemli bir parçasını oluşturuyor” dedi. “Şirket e-maillerindeki dedikodunun insanları nasıl tanıdığımızı ve onları nasıl gördüğümüzü” yansıttığını belirten Gilbert, sosyal bilgi paylaşımında yine dedikodunun başı çektiğini ifade etti.
OLUMSUZ DEDİKODU DAHA YAYGIN
Araştırmacılar, dedikodu e-maillerinin duygusal olmaktan olduğunu belirtse de, “negatif” dedikodu içere e-mailler, pozitif dedikodu içeren e-maillerin 2.7 katı. Araştırmada yer alan Tanushree Mitra, elde edilen bulguların antropoljik teorilere bakıldığında dedikodunun önemini tekrar öne çıkardığını ve en popüler modern elektronik iletişim aracı olan e-mail hakkında önemli bir gerçeği ortaya koyduğunu belirtti.
Mitra, “İnsanların oluşturduğu sosyal gruplar arasında dedikodunun evrenselleşmesi ve kullanımında hem antropoloji hem de sosyoloji alanında zengin bir geçmiş olduğunu biliyoruz. Geçmişteki araştırmalar, dedikodunun dört ana amacı olduğunu gösterdi: Bilgi, eğlence, samimiyet ve nüfuz. Bu dört kavramı Enron şirketinin hem iş hem de ilişki odaklı e-maillerinde tespit etti” dedi.
ARAŞTIRMA TEKNİĞİ
Enron e-mailleri, şirketin hiyerarşi yapısına göre yedi gruba ayrıldı. CEO’dan en alt seviyeye kadar e-mail dedikodularının oldukça yoğun olduğunu gören araştırmacılar, en çok dedikodu akışının en alt seviyede yaşandığını tespit etti.
Araştırmada, dedikodu e-maillerinin en yoğun olduğu ikinci gruop, başkan yardımcıları ve yöneticiler oldu. Başkan yardımcıları ile yöneticiler arasındaki dedikodu oranı, başkanlar ile CEO’lar arasındaki dedikoduya fark attı.
Elde edilen sonuçlar ilgi çekici olsa da, şirketin kendisine özel olma durumu da söz konusu. Buna rağmen Gilbert, “Enron’da bir ‘kovboy kültürü’ gördüğümüzü söyleyebilirim... Ancak elde edilen sonuçların ABD’deki şirketlerin genelinden çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta en çok dedikoduyu yapanlar en alt seviyelerdeki çalışanlardı ama buna rağmen şirketi batıran CEO’ların ne yaptıklarında habersizlerdi” dedi.
600 BİN MESAJLIK HAVUZ
Enron’un iflasının ardından, şirkete ait 600 bin mesaj bilimel çalışmalar için kullanıma sunuldu. Böylece, birçok bilimel ve teknik araştırmada kullanılabilecek dünyanın en büyük “doğal” e-mail havuzu elde edildi.
Gilbert, Enron e-mailleri üzerinde yapılan çalışmaların, 2005 yılında spam maillerin filtrelenmesinde çok büyük atılımlar sağladığına dikkat çekti.
“ORAN ŞAŞIRTICI DEĞİL”
Gilber, dedikodu maillerinin yaklaşık yüzde 15 olarak belirmesinin beklediklerinden yüksek bir oran olduğunu ancak fazla şaşırmadıklarını: “Aslına bakarsanız dedikodu hayatımızın her köşesinde yer ediniyor. Bu araştırmayı okuyan CEO’lar bile birkaç dakika sonra birilerini çekiştiren bir e-mail atacaktır” dedi.
Gilbert ve Mitra’nın dedikodu e-mailleri araştırması, İrlanda’nın başkenti Dublin’de dün düzenlenen ICWSM '12’de (Web Blogları ve Sosyal Medya Konferansı) sunuldu.
Kaynak: ntvmsnbc