Dermatoloji uzmanı Dr. Makbule Dündar, eskiden deri kanserinin güneş yanığı ile ilişkili olduğu düşünülürken günümüzde yanık oluşturmayan orta düzey bronzlaşmanın da kansere neden olabileceğinin bilindiğini belirterek, ''Güneş koruyucu, eğer bütün gün dış ortamda kalınacaksa 2 saat ara ile yenilenmelidir'' görüşlerini bildirdi.
Dündar, korunmasız güneşe maruz kalan kişilerin yüz ve ellerinde meydana gelen lekelenmelerin deri değişikliğine yol açabileceğini vurgulayarak, uzun vadede bu tip lezyonların tehlikelerine dikkati çekti.
Yazın meydana gelen güneş lekelerine dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Dündar, Açık tenli kişilerde, yıllar içerisinde korunmasız güneşe maruz kalmaya bağlı olarak özellikle yüzde ve el üzerlerinde koyu renkli lekelenmeler ortaya çıkabileceğini hatırlatarak, ''Güneş maruziyeti devam ederse deride kabarık, koyu renkli kabuklu (aktinik kerataz) değişiklikler ortaya çıkar. Bu deri değişiklikleri güneşe maruz kaldıktan yıllar sonra ortaya çıkar. Bu tip lezyonların üzerinden cilt kanseri gelişme olasılığı mevcuttur'' ifadelerini kullandı.
Güneş lekelerinden ve çillenmeden korunmanın en etkili yolunun güneş koruyucu kullanmaktan geçtiğini belirten Dündar, ''Güneş koruyucu, eğer bütün gün dış ortamda kalınacaksa 2 saat ara ile yenilenmelidir. Saat 11.00–15.00 arası güneşlenmek amacıyla kesinlikle dışarı çıkmamak gereklidir. Güneşe bağlı cilt yaşlanması ve güneş lekelerinden korunmak için yaz – kış güneş koruyucu kullanmayı günlük bakımın bir parçası haline getirmek gereklidir'' değerlendirmesinde bulundu.
En önemli cilt kanseri tipi olan melanom ile UVA ışınları arasında ciddi bağlantılar olabileceğini düşündüren bulguların ortaya çıktığını da ifade eden Dündar, şu görüşleri dile getirdi:
''Güneş ve solaryum kaynaklı ultraviyole radyasyonu, deri kanserine neden olabilir. Eskiden deri kanserinin güneş yanığı ile ilişkili olduğu düşünülürken günümüzde yanık oluşturmayan orta düzey bronzlaşmanın da kansere neden olabileceği bilinmektedir. Ultraviyole radyasyonu deriyi yaşlandırmada en önemli faktördür. Uzun süre korunmasız güneşe maruz kalanlarda deri kalınlaşır kaba bir görüntü oluşur, kırışıklıklar hızla artar. Güneş ışınlarının en önemli faydası D vitamini sentezindeki rolleridir. Ancak vücudun D vitamini sentezleyebilmesi için çok az güneş ışını yeterlidir. Bronzlaşmaya gerek yoktur.''
Leke tedavisi mümkün
Dündar, oluşmuş güneş lekelerinin tedavilerinin ise lekenin derinliğine bağlı olarak değiştiğini belirterek, özellikle sonbahar ve kış aylarında lazer ve kimyasal peeling uygulamaları ile güneş lekelerinin tedavi edilebildiğini kaydetti.
Söz konusu uygulamaların leke tipine bağlı olarak seçildiğini ve seanslar halinde yapıldığını dile getiren Dündar, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:
''Hafif lekelenme durumunda ve seans aralarında değişik renk açıcı madde içeren glikolik asit, kojik asit, C vitamini, fitik asit, hydroquinone gibi kremler uygulandığı zaman mutlaka sabah güneş koruyucu kullanmak gereklidir. Deniz – havuz tatili süresince renk açıcı krem kullanmamakta fayda vardır. Güneş lekelerinin tamamen geçip geçmemesi lekenin derinliğine bağlıdır. Yüzeysel lekeler renk açıcı kremler, lazer ve kimyasal peeling uygulamaları ile tamamen geçer, derin lekeler ise tamamen geçebilmekle birlikte bazen hafif şekilde kalabilir.''