İnsan gelişiminin bütün diğer alanları gibi cinsel gelişim de doğumla başlar ve yaşam boyu mantıklı bir düzen takip ederek devam eder. Bu süreç cinsel kimliğin ve rollerin gelişmesi ile cinselliğin gelişimini kapsar.
Cinsel kimliğe ilişkin roller çok erken yaşlarda gelişir ve yaşam boyunca bu roller gelişerek güçlenmeye devam eder. Bir bebeğin cinsel kimliği ilk kez bebek odasında kız ve oğlan çocukları ayırt etmek için kullanılan pembeve mavi kartlarla başlayabilir. Toplum içinde hayatın ilk birkaç haftası içinde bile kız ve erkek bebeklere başka türlü davranılır. Örneğin yakın bir arkadaşımız her iki cinsten çocuklar arasında cinsel eşitlik kavramına yürekten bağlı olmasına karşın yeni doğmuş oğlunu "küçük kaplan" diye çağırmaya başlamıştı, oysa bu deyimi kızın için hiç kullanmamıştı.
Cinsel rollere ilişkin böyle belli belirsiz ya da kesinlikle belirgin ayrımlar bebeklikten itibaren aileler ve okullar tarafından vurgulanır ve bunlar bireyin yaşamı boyunca sürer.
Çocuğun cinselliği, hayatının ilk birkaç dakikası içinde başlar. Cinsel organlara dokununca elde edilen haz duygusu bunu sadece küçük bir parçasıdır. Yeni doğmuş bir bebeği kucaklayıp okşayarak ve dokunarak tensel sevgi gösterilerinde bulunmak doğal bir davranıştır, bu hem anne baba hem de bebeği keyiflendirir. Belki de bunlar, ilk karşılıklı cinsel etkileşimden sayılabilir.
Anne babalar çoğu kez yeni doğmuş erkek bebeklerinde ereksiyon olduğunu fark ederler. Bu ereksiyonlar kendiliğinden olabildiği gibi birçok farklı sinirsel uyarıcı nedeni ile de gerçekleşebilir. Bu durumda küçük erkeklerin zevk almadığını düşünmemiz için bir sebep yoktur. Gerçekten de bir yaşına geldiklerinde hem kız hem erkek bebekler cinsel organlarına ulaşabilir ve bu organları ovalamanın keyif verdiğini anlayabilirler. Bu dönemde çocuk anne baba çocuklarının sadece bedenlerini keşfetmeye çalıştıklarını ve cinsel organlarıyla oynamak gibi bir niyetleri olmadığını bilir. Hayatın ilk yılında bebekler başka tür uyarılarla daha çok ilgilenir, özellikle de beslenmek ve meme emmek gbi oral zevklerle.
Bebekler yürümeye başladıkları dönemlerde birçok şeyden zevk almaya devam ederler. Anne babalarıyla iletişim kurmaktan, yiyeceklerden, oyuncaklardan ve daha sonra da bağırsaklarını kontrol etmeyi öğrenmekten hoşlanırlar. Ancak çocuklar üç dört yaşlarına geldiğinde cinsel organlarla oynama merakı çocuğnlukla yeniden başlar.
Her iki cinsten çocuk da mastürbasyon yapar. Bu yaş grubunda orgazm olana kadar mastürbasyon yapılması yaygındır. Çoğu anne baba küçük çocuklarda mastürbasyon konusunda nasıl davranacaklarını bilemez. Bu doğal davranış biçimi kesinlikle ayıplanıp yasaklanmamalıdır. Ancak ebeveynler çocuklarına ne zaman ve nerede mastürbasyon yapılmasının uygun olabileceğini anlatmayı deneyebilir. Çocuğa cinsel dürtülerini nasıl kontrol edeceğini öğretmek, konserde yüksek sesle konuşmaması gerektiğini öğretmek gibi bir şeydir.
Bu yaştaki çocuklar arasında içeride cinsel aktivite devam ederken aniden anne babalarının yatak odasına dalma adeti yaygın olarak görülür. Böyle nahoş durumlarda karmaşık açıklamalara hiç gerek yoktur, sadece oyun oynandığını, duyulan seslerin de kimsenin canının yandığını göstermediğini anlatın yeter.
Dr. Ayşe Sokullu