Çocuklar abur cuburlar tarafından kaçınılmaz olarak cezbediliyorlar. Siz onlara evde hiç hamburger, cips, çikolata veya kola vermeseniz de, başkalarının evlerinde ve partilerinde bunlar onlara sunulacaktır. Televizyondaki abur cubur reklamlarının, caddelerdeki fast-food restoranlarındaki resimlerin ve dükkanlardaki çekici ambalajların ilgilerini çekmesini engelleseniz bile bir şey değişmeyecektir. Fast-food restoranlarına giden arkadaşlarından da bir şeyler duyabilir ve çocuklar büyüdükçe bu sohbetin etkisi daha da artabilir.
Çocuğunuzun belirli bazı gıdaları yemesinden nefret etseniz bile asla tamamen yasaklamaya kalkmayın: Bu tam tersi bir etki yaratabilir. Örneğin şekerlemeleri yasaklamak, bunların diğer gıdalardan özel ve farklı şeyler olduğunu ima eder ve sonuç olarak çok daha ilgi çekici ve arzu edilir hale gelebilir. Dolayısıyla çocuğunuz bir partide veya arkadaşının evinde bu tür gıdalara ulaştığında veya cep harçlığıyla edinebildiğinde, yiyebileceğinden çok daha fazlasını tüketmeye eğilimli olacaktır.
Çocuğunuza, farklı gıdaların vücuduna farklı etkileri olduğunu ve dolayısıyla her gıdaya farklı miktarlarda ihtiyaç duyacağını anlatmanız gerekir. Örneğin, "Süt kemiklerinin güçlenmesine yardım eder; bu yüzden her gün biraz içmen gerekir"; "Şekerlemelerin tadı güzeldir, ama seni güçlü veya sağlıklı yapmaz; bu yüzden onları ara sıra yemelisin."
Bu anlamda olaylara olumlu yanından yaklaşmaya ve çilek suyu veya muz gibi daha arzu edilen gıdaların ne kadar güzel olduklarına vurgu yapmaya çalışın. Ayrıca sevdikleri birçok gıdanın daha sağlıklı alternatiflerini bulmanız da mümkün: Patlamış mısırı evde tuz eklemeden yapabilir, hamburger veya "nugget" diye satılan, dışı çıtır kaplamalı tavuk parçaları gibi gıdaların daha sağlıklı versiyonlarını evde pişirebilirsiniz.