Facebook ve Twitter davranış bozukluğu yapıyor mu? Uzmanlar, Facebook ve Twitter'ın kaygı ve uykusuzluk nedeniyle davranış bozukluğu yapıyor mu? sorusunu yanıtladı.
Habertürk'ten Tülay Şubatlı'nın haberine göre, İngiltere Salford Üniversitesi’nde sosyal medya ile ilgili yapılan araştırma tartışmaya neden oldu. Çünkü araştırmaya göre, Facebook ve Twitter’ın anksiyeteye yani kaygıya ve uyku bozukluğuna neden olduğu, davranışları olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiş. Peki gerçekten sıklıkla kullandığımızFacebook ve Twitter, kaygıya, ruhsal sıkıntıya neden olur mu? Bu soruyu uzmanlara ve sosyal medyayı yoğun olarak kullanan isimlere sorduk. Uzmanlar, sosyal medya araçlarının ‘bağımlılık’ derecesinde kullanımının anksiyeteye yani kaygı bozukluğuna neden olabileceğine dikkat çekiyor. Facebook veTwitter takipçileri içinse durum farklı. Kimi hiçbir rahatsızlık duymadığını, kimileri ise özellikleTwitter’daki atışmaların bu araştırmayı doğrular nitelikte olduğunu söylüyor.
UZMAN GÖRÜŞLERİ
Psikiyatr Ayhan Akcan: Sosyal paylaşım sitelerini kullananların dörtte biri problemli. Macera, heyecan, aşk, para, şöhret arıyor. Bu kesim, bu arayış içinde her zaman hayal kırıklığına, problemlere açık. Psikolojik olarak bunlar ruhsal çatışmalar yaratır. Tipik belirtisi anksiyetedir. Anksiyete sıkıntı, huzursuzluk, dikkat dağınıklığı, çabuk parlama, öfkelenme ve uykusuzluk yaratır. Facebook ve Twitter’in bir özelliği var; hem insanı kontrol ediyor hem de kontrolden çıkarıyor.
Üsküdar Üniv. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Semra Baripoğlu: Normal dozda kullanmayanlarda sosyal alanda iletişimle ilgili problemler, depresif bir yapı olabilir. Gençler henüz iletişim becerileri gelişmiş olmadan bu sosyal medyayı kullandıklarında sağlıksız bir kullanım söz konusu. Arkadaşına da oradan yanıt veriyor, bir topluluğa da oradan mesaj veriyor.
Çocuk Ergen Psikiyatrı Yrd. Doç. Nükhet İşiten: Bu tür sanal ortamlar, büyüklerde de aynı şekilde güvensizlik yaratacağı gibi çocuklar için de benzer şekilde etki gösterir. Kontrol edemediğimiz bir durum karşısında hissettiğimiz şey anksiyetedir. Karşısındaki kişilere olduğundan daha abartılı bir şekilde yorumlar yapabilir veya yüz yüze söyleyemeyeceği şeyleri söyleyip yıpratabilir. Kişide o zaman yetersizlik duygusu oluşur.
‘Çok takipçisi olanlarda anksiyete var’
Gazeteci-Yazar Rahşan GÜLŞAN:
TWİTTER başta çok eğlenceliydi, ama sonra büyük kalabalıkların keşfetmeye başlamasıyla bu siteye hâkim dil bir anda değişti. Ağırlıklı olarak linç kültürü hâkim oldu. Üstelik linç edilmek için illa ünlü olmanız da gerekmiyor. Kendi isimleriyle kayıtlı olmayan insanlar yaşama dair eksikliklerini Twitter’da doldurmaya çalışıyor. Ama asıl sıkıntıyı gözlemleyebildiğim kadarıyla fenomen adı verilen ve Twitter’da popülerlik yakalamış kullanıcılar yaşıyor bence. Hem günlük yaşamda maddi ve manevi karşılığı olmayan bir şöhretle ne yapacaklarını bilemez haldeler hem de Twitter’ı şöhret olma yolu olarak gördükleri için sorunuzda saydığınız tüm yan etkileri fazlasıyla yaşıyorlar. Az takipçili kullanıcılar için bu tarz sosyal ağlar nasıl bir rahatlama aracıysa, çok takipçili isimler için günlük hayata yansıyabilen anksiyete kaynağı olabiliyorlar. Ben de zaman zaman hem Twitter’a hâkim olan cinsiyetçi, ayrımcı, ötekileştirici dilin büyük kalabalıklar tarafından benimsenmiş olmasına şaşırıyorum ve bundan çok bunalıyorum. Twitter’dan kendimi kaptırdığım, ülkeyi kurtaracağız ortak ütopyasından uyanıp günlük hayatla yüzleştiğimde ben de aynı sıkıntıları yaşıyorum.
‘Ben gece mışıl mışıl uyuyorum’
Gazeteci-Yazar Ahmet HAKAN:
BU konuyla ilgili bir araştırma yapmadım, bir gözlemim yok. Kendi adıma şunu söyleyebilirim sosyal medyayı kullandığım için bir sağlık sorunu yaşamadım, yaşamıyorum. Sanılanın aksine Twitter’ı çok da yoğun bir şekilde kullanmıyorum. Sadece belli zaman dilimlerinde yoğun olarak kullanıyorum. Belki bu durum bütün gününü Twitter’da geçiriyor gibi bir izlenim uyandırmış olabilir. Twitter’ı kullandığım için bir kaygı bozukluğu yaşamıyorum. Yatar yatmaz mışıl mışıl uyuyorum. Bizde bu tür rahatsızlıklara yol açacak yoğun bir kullanım var mı yok mu emin değilim. Hiçbir gözlem yapmadım. Ayrıca bu tür araştırmaların da sağlıklı olduğu kanaatinde değilim. Herkesin mizacı, kişiliği farklı. Çok az kullanan da rahatsızlıklara maruz kalanlar olabileceği gibi çok kullananlarda da hiçbir rahatsızlık olmayabilir. Bence kişiden kişiye göre değişir.
‘Facebook’tan çıkınca sanki dünya ile göbek bağları kopuyor’
Karikatürist Mehmet ÇAĞÇAĞ:
BEN Twitter kullanmıyorum. Facebook’a yetişemiyorum. Çevremdeki küçük çocuklarda gözlemlediğim bir şey var; Facebook ile dünyaya bağlanma ve sosyalleşme sonrası, Facebook’tan koptuğu anda dünya ile göbek bağı kopmuş gibi endişe, sıkıntı gözlemledim. Bu nedenle oğlum ile Facebook arasına mesafe koydum. Daha 10 yaşında ve neler olup bittiğini merak ediyor, bunu bir ilişki zannediyor. Sadece çocuklarda değil yetişkinlerde de benzer durumları gözlemledim.
‘Başına büyük felaket açanları görenler endişelenebilir’
AK Parti Milletvekili Nursuna MEMECAN:
BEN iyi bir sosyal medya kullanıcısı değilim. Sosyal medyada çok fazla olmayı tercih etmiyorum. Ama kullananlarda da öyle bir endişeye rastlamadım. Gerçi bir sürü insanın başına sorumsuzca kullanımlarından dolayı gelenleri gördükçe, başkalarının endişeye kapılabileceklerini düşünüyorum. Bazı insanlar aklına geleni yazıp başlarına büyük felaketler açtıklarından dolayı başka insanlar böyle bir endişeye kapılabilir. Belki de bundan ötürü ben tercih etmiyorum Twitter’da yazmayı. Başkaları paylaşmayı daha çok seviyorlar. Ben çocukluğumdan beri paylaşmayı sevmiyorum. Bundan ötürü de olabilir.
‘Twitter kullanıcıları arasında panik atak geçirenler var’
Radyocu-DJ Cem CEMİNAY:
BENDE herhangi bir rahatsızlık yok. Ama Twitter kullanıcıları arasında panik atak geçirenler var ve her şeyi yanlış yere çekiyorlar, yanlış anlıyorlar. Bir olumsuz tarafları ortaya çıkıyor. Kibarca uyarıldıklarında farkına varıyorlar ama her zaman kibar davranmıyorlar ve atışmaya başlıyorlar. Sadece sıradan insanlarda değil ünlülerde de oluyor. Gelen yanıtlardaki negatif havayı olumsuz yöne çektiğinde daha da olumsuz hale geliyor. Biraz anlayışlı olmak gerekiyor. Bence doğru bir araştırma, anksiyete belirtileri kendini çok belirgin olarak gösteriyor. Takipçileri olanların çoğu devamlı olay yaratan tipler. Millet bundan hoşlanıyor. Ben şununla şurada kapıştım, döveceğim dediğinde olay oluyor.
‘Uyku bozukluğum Twitter’dan değil’
Oyuncu Behzat UYGUR:
BENDE uyku bozukluğu var ama bu Twitter’dan değil, tiyatro yaptığım için. Sosyal medyanın kaygı bozukluğuna neden olup olmadığı ne kadar kullanıldığına bağlı bence. Hakikaten adı üstünde sosyal olarak kullanıyorsanız, yerinde ve zamanında kullanıyorsanız eğlenceli bulabilirsiniz.
‘Gerçek dünyadan kopuyor muyum diye soruyorum’
Gazeteci-Yazar Mümtaz’er TÜRKÖNE:
SOSYAL medyayı ben de yoğun bir şekilde kullanıyorum. Bazen kendi kendime soruyorumgerçek hayatla bağımı koparıyorummu diye. Sosyalmedyada yer alan kişiler toplumu temsil etmiyorlar. Yapay bir dünya oluşturuluyor. Gerçek dünya ile sanalmedya arasında ciddi bozukluk var. İnsanı şu anlamda etkiliyor, gerçek hayatta insanların tepkileri ile acaba sosyalmedyada gördüğümtepkileri aynımı değilmi? Şunu düşünmekten kendimi alamıyorum. Doğrumu yapıyorumacaba bu sosyalmedyadan gelen etkilere açık olmakla?
‘Tavuk mu yumurtadan çıkar yoksa yumurta mı tavuktan’
Adli Tıp Uzmanı Sevil ATASOY:
“SOSYALmedya anksiyeteye neden olurmu’ sorusu “Tavukmu yumurtadan çıkar yoksa yumurtamı tavuktan çıkar?” gibi bir soru. Sosyal medya kullanıcılarında anksiyete oluşabileceğini değil de zaten uyku bozukluğu ve kaygılı olanın kendisini sosyalmedyaya adadığını düşünüyorum. Var olan bir altyapı var gibi geliyor. Ve sosyalmedya onu doyuran, ona destek olan birmecra. Ben çok yoğun kullanmıyorum. Bir iletişimaracı olarak kullanıyorum. Dolayısıyla akılcı bir biçimde kullanıldığı takdirde geniş kitlelere ulaştırabildiğiniz bir ortam. O açıdan değerli görüyorum.