Sıcakların bastırmasıyla kuşkusuz, vücudumuzun daha çok farkında oluyoruz. Kıyafetlerimiz inceliyor; etek, pantolon, kol boyları kısalıyor. Bedenimizde sevdiğimiz/sevmediğimiz ayrıntılar öne çıkıyor. Bu, işin fiziksel kısmı. Bir de çıplaklığımız ve elbette ki sağlığımız söz konusu.
Dikkatle incelediğimizde, kimi rahatsızlıklar öncesinde veya sağlığımızla ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda vücudumuzun birtakım belirtiler gösterdiğini görürüz. Tırnaklarımız, ayaklarımız, nefesimiz, eklemlerimiz, hepsi "beden" denilen bu muhteşem sistemin parçaları olarak bizi hastalık alametlerine karşı uyarır. Daha yakından bakacak olursak;
Nefesimiz ne diyor?
Avcunuzu burnunuza kapatın ve nefes verin. Kötü bir koku alıyorsanız, bunun nedeni diş plağı olabilir. Aldığınız ekşi bir kokuysa bu, şeker hastalığı belirtisi olabilir.
Eklemleriniz ne diyor?
Bilek, boyun, parmak ve kollarda ortaya çıkan, çoğumuzun önemsemediği küçük çaplı yanma, ağrı ve acıların bir sonucu olarak kronik eklem ağrılarıyla başbaşa kalırız. Zamanla kronikleşen bu tip ağrılarla baş etmek zor olabilir. Yapmamız gereken masa başında dik oturmaya gayret etmek (işe güce dalıp gittiğimiz her an bunu hatırlamalı), düzenli egzersiz yapmak olmalı.
Tırnaklarımız ne diyor?
Beyaz lekeler! Bu lekeler genellikle çinko eksikliğinin bir belirtisi olarak ortaya çıkar. Kaşık şeklindeki tırnaklar da (tırnaklarının üstünün bombeli bir hal alması) demir eksikliğine işarettir. Tırnaklarınız hemen kırılıyorsa omega-3 yağ asidi takviyesi almanız gerekir.
Ayaklarımız ne diyor?
Topuklu ayakkabı giydiğimiz zaman, düz ayakkabı giydiğimiz zamana oranla dizlerimize ve kalçalarımıza yüzde 25 daha fazla basınç yapmış oluyoruz. Eklemlerdeki basıncı azaltmak ve omurgayı sağlamlaştırmak için bel kaslarını çalıştıran egzersizleri yapmanız tavsiye edilir.