Bu hafta birbirinden farklı türdeki 8 film vizyona giriyor. İçlerinde bir de Türk filmi olan yeni filmler, farklı türler sevenler için de alternatif oluşturuyor. Bugün vizyona girecek filmleri sizin için derledik.
BASKIN
Özel bir operasyon timi, şehir dışındaki mahallelerden birinde aranan bir uyuşturucu tücarrıın gizlendiği istihbaratını alır ve adamı yakalamak için oturduğunu binaya baskın düzenlerler.
Fakat atladıkları nokta bu apartmanın her katı farklı suçlularla hüküm giymiş onlarca katil, manyak, hırsız ve çeteyle doludur.
Baskın yapılacağı haberini alınmasıyla hepsi birden örgütlenir ve binanın çıkışları kilitlenir.Operasyon timindeki polisler tuzağa düşürülür ve büyük kısmı acımasızca öldürülür. Birkaç polis canlarını kurtarmayı başarır ama hayatta kalmak için 30 katlı ve her katı tehlike dolu binanın en tepesine tırmanmak zorundadırlar.
Bol dövüş ve aksiyon içeren filmin senaristliğini ve yönetmenliğini Gareth Evans üstleniyor.
Aksiyon ve gerilim türündeki filmin oyuncuları arasında Yayan Ruhian, Joe Taslim, Pierre Gruno gibi isimler yer alıyor. ABD-Endonezya ortak yapımı olan film 1 saat 41 dakika sürüyor.
BU GECE BENİMSİN
Adam çok meşhur bir elektropop grubunun çapkın solistidir ve tüm yakışıklılığı şımarık top model sevgilisi ile taçlanmıştır. Morello ise zengin bankacı sevgilisinin yanı sıra yeni yeni meşhur olmaya başlayan post-punk kızlar grubunun en gözde elemanıdır. Ve birbirlerine hırsla rakip olan bu iki rock yıldızı, 24 saat boyunca birbirlerine kelepçeli olarak kalırlar! Hem de binlerce kişinin katılacağı müzik festivalinde sahne almadan hemen önce! Kelepçenin kayıp anahtarını bulamayacaklarına göre, karşılıklı yumuşamanın zamanı gelmiş midir?
Romantik müzik filminin yönetmenliğini, en son Yeryüzündeki Son Aşk filmini seyrettiğimiz David Mackenzie üstlenirken, senaryo ise Thomas Leveritt'e ait. Başrolleri ise Luke Treadaway, Natalia Tena Luke Treadaway ve Natalia Tena paylaşıyor...
Bir İngiliz yapımı olan bu komedi filmi 1 saat 30 dakika sürüyor.
D@BBE: BİR CİN VAKASI
Ankara'da yaşayan evli bir çift olan Ceyda T., Sinan T. ve kızları Burcu T. nereden geldiği belli olmayan, bedebsiz bir varlığın şiddetli saldırısına uğrarlar. Ankara GATA Tıp Fakültesi’ne müracaat eden ailenin evlerine video kayıt sistemi kurularak, evin takip altına alınmasına karar verilir. Herkes ailenin delirdiğine inanırken kamera kayıtları aksini iddia edecektir...
Türk korku sinemasına Dabbe serisi ile adını yazdıran Hasan Karacadağ'ın kendi öğrencilik yıllarında karşılaştığı gerçek bir olayı yeniden ele aldığı film, korku ve gerilim türünü gerçeklik ile harmanlayan bir yapım.
ESARET
Gaelle, 8 yıl hapis hayatı yaşadıktan sonra bir gün kendisini kaçıran Vincent tarafından serbest bırakılır. Gaelle, gün geçtikçe özgürlüğünü geri almaya devam ederken, bu kez de ailesiyle ve aslında yeni keşfetmekte olduğu hayat ile yüzleşecektir. Yaşadığı her yeni gün ona hayatla ilgili farklı bir bakış açısı ve görüş getirmektedir. Filmde kurban ve kaçıran arasında, hem şefkat, hem nefret, hem de farklı farklı duyguların yer alacağı bir ilişki gözler önüne serilmekte, aslında inkar edilemez bir sevginin ortaya çıkışı anlatılmaktadır.
62. Berlin Festivali’ne katılmış olan Esaret - A Moi Seule (Coming Home), ülkemizde de gösterime giriyor. Frédéric Videau'nun yönetmenliğini yaptığı dram türündeki bu filmde Agathe Bonitzer, Reda Kateb, Hélène Fillières gibi oyuncular rol alıyor.
EVA
Yakın bir gelecekte, 2041'de geçen hikayede, Alex Garel tanınmış bir robot programcısıdır. Mezun olduğu üniversitede yeniden yeni bir proje üzerinde çalışmak için doğup, büyüdüğü kente döner. Arkadaşı Julia'nın teklif ettiği proje bir seri robot çocuk üretme üzerinedir.
Bu arada Alex yıllardır görmediği erkek kardeşi David, onun karısı ama kendi eski sevgilisi Lana ve kızları Eva ile biraraya gelir. Alex çocuk robot tasarımı için ilhamı 10 yaşındaki yeğeni Eva'da bulur ve beraber geçirdikleri süre boyunca küçük kızın bütün davranışlarını izler, kayıt altına alır.
Fakat bu sürede küçük kızın verdiği tepkiler Alex'te proje için şüphelere yol açar, diğer yandan Lana'ya karşı eski duyguları da canlanmaya başlar. Acaba Eva annesi ve kendisi hakkında çok önemli bir sırrı mı saklıyordur?
Yönetmenliğini Kike Maíllo'nun üstlendiği filmin başrollerinde Daniel Brühl (Alex), Marta Etura (Lana), Alberto Ammann (David) ve küçük Eva olarak Claudia Vega'yı seyrediyoruz.
Fransız ve İspanyol ortak yapımı olan bu film; dram, fantastik ve bilimgurgu ögeleri içeriyor.
GÖKYÜZÜNDE BİR AYNA
Yağmuru Bile filmi ile Oscar adaylığı bulunan Iciar Bollain, Ken Loach'un senaristi Paul Laverty ile işbirliğine gidip Nepal'e uzanıyor. Yaşanmış olaylardan esinlenmiş bir film ortaya çıkartan yönetmen, Katalan öğretmen Laia'yı anlatıyor. Katmandu'da aşırı yoksulluk ve içler acısı bir eğitim sistemi ile karşılaşan Laia, varoşlardaki çocukları eğitmek için oturma iznine ve oturma izni için de anlaşmalı bir evlilik ayarlamaya girişiyor. Nepal toplumunun derinlerine giden bir öğretmenin yolculuğunu anlatan Gökyüzünde Bir Ayna, Katmandu'nun mistik ancak sefil yüzünü gözler önüne seriyor.
Film ülkemizde 31. İstanbul Film Festivali Dünya Festivallerinden bölümünde seyirciyle buluşmuştu. Icíar Bollaín'in yönetmenliğini yaptığı filmde, Verónica Echegui, Sumyata Battarai, Norbu Tsering Gurung gibi oyuncular rol alıyor.
NE ADAM AMA
Alex (Matthias Schweighofer) genç yakışıklı fakat biraz talihsiz bir öğretmendir. Kız arkadaşı Caroline (Mavie Hörbiger) tarafından terk edildikten sonra artık bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini de fark eder. Kendisinden, kadınların ilgisini çekecek, güven veren, modern bir erkek yaratmak zorundadır.
Sürprizlerle dolu kız arkadaşı Nele (Sibel Kekilli), ve en iyi arkadaşı Okke (Elyas M'Barek), çapkın, biraz maço bir hovardadır ve Alex'e bu işin püf noktalarını sonuna kadar öğretmeye kararlıdır. Alex şimdi 'Kadınların istediği erkek nasıl olunur?' sorusuna yanıt ararken bir yandan da onu olduğu gibi sevecek bir kadının özlemini çeker...
Alman-Amerikan ortak yapımcılığında çekilen film, genç oyuncu Matthias Schweighöfer'in ilk yönetmenlik ve senaristlik deneyimi. Filmin başrolünü de üstlenen Schweighöfer'ün yanı sıra kadroda bizim gözümüze çarpan ilk isim ise Sibel Kekilli...
TEPEDEKİ EV
Gençlik yıllarını yaşayan Umi, beş kişilik ailesinin en büyük oğludur. Babası Kore Savaşı sırasında kaybolmuştur ama Umi onun döneceğine dair ümidini kesmez ve babasının dönme ihtimaline karşılık her gün çift flamayı evlerinden sallamaktadır. Tam da bugünlerde bir lisede ortaya çıkan bir öğrenci hareketinin ortasında kalır, bir yandan genç Jun’a âşık olur. Ama arlarında ikisinin de tahmin etmediği farklı bir bağ ortaya çıkar...
Filmin yönetmenliğini Goro Miyazaki üstlenirken orijinal hikaye Tetsurô Sayama'ya ait. Senaryoyu ise Hayao Miyazaki ve Keiko Niwa beraber kaleme almışlar. Film 31. İstanbul Film Festivali'nde ülkemizde de gösterilmişti.