Sekizinci sınıftan sonra, lisenin havasını solumak her gencin kolaylıkla uyum sağlayabileceği bir durum değildir. Özellikle hazırlık sınıfı okumadan, doğrudan dokuzuncu sınıfa geçen bazı öğrenciler, ağır ders programına, ergenlik döneminin getirdiği ruhsal zorluklara ve liseli olmaya birden bire uyum sağlayamayabiliyor.
Çocuk,Ergen ve Yetişkin Psikiyatrı Uzman Dr. Neslim G. Doksat, ders çalışma tutumlarının bu dönemde değişebildiğini, arkadaşlıklarla ilgili düşünce uğraşlarının daha ön plana çıkabildiğini, eskiden çalışkan olan öğrencilerin derslerden soğuyabildiğine sıklıkla rastlandığına dikkat çekiyor. Doksat, "Dolayısıyla, 9. veya 10. sınıflarda sınıf tekrarları da nadir olmayarak gündeme gelmektedir" diyor.
Doksat'a göre bu durumdaki bir gence kızmamak ve aşağılamamak son derece önemli. Ailenin çocukla birlikte asıl olarak yapması gerekenin, başarısızlığın sebeplerinin beraberce gözden geçirilerek tedbir alınması ve gencin gelecek seneye yönelik çalışma prensiplerini anlayıp, kabul etmesi olması gerektiğini söylüyor.
Kendinden yaşça küçüklerle okuyacak olan ergenin bu konuda sıkıntı yaşayacağına da değinen Doksat, "Bu yaşlarda bir yaş fark dahi, gençler arasında gerek duygusal, gerekse de gelişimsel açıdan uçurum yaratabilmektedir. Bu iki özellik masaya yatırıldığında, alternatif olarak, gencin sınıf tekrarı yapmasına gerek duymayacak başka bir okula transfer edilmesi aile içinde sıklıkla gündeme gelmektedir" diyor.
Bu durumda hangi yola başvurmanın daha uygun olacağı sorun yaratmaktadır. Peki ya ne yapmalı? Uzman Dr. Neslim G. Doksat'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın...