Geçtiğimiz hafta Afyon'da askeri cephaneliğin patlaması sonucu 25 askerimiz şehit olmuştu. Tüm ülkeyi yasa boğan bu olayla ilgili araştırmalar hala sürüyor. Usta gazeteci Can Ataklı, bu hafta köşesinde bu olaya değiniyor ve "Hayatımız pamuk ipliğine bağlı" diyor.
Ataklı yazısında, "Terhisini bekleyen askerin stresi, yarın okula başlayacak çocuğun okul stresi, nasıl beslenirsem sağlıklı olurum stresi, iş yerinde "işler yetişmezse" stresi derken hayatımız tamamen stresin esiri oluyor. Sonra bir an durup düşününce insan diyor ki "ne gerek var tüm bu strese, kargaşaya?" diyor.
Ataklı şunları söylüyor:
Çocukları, tabii erkek çocukları askerlik yaşına gelen her anne babayı bir telaş alır.
"Oğlum nerede askerlik yapacak?"
Bir yanımızda terör belası diğer yanımızda savaş tehditi.
Bu durumda Güneydoğu bölgesine giden askerler büyük risk altındalar değil mi?
Öyle inanıyoruz.
Aslında öyle sanıyoruz.
Ama hayatımız pamuk ipliğine bağlı.
İşte yüksek okul okudukları için kısa dönem askerlikten yararlanan gençlerimizin hazin sonu.
Askerliklerini Doğu'da, Güneydoğu'da yapmadılar.
Annelerin babaların, eşlerin, sevgililerin, kardeşlerin yüreği bir parça rahattı.
Afyondaydılar. Türkiye'nin ortası. Terör belası en azından açık biçimde yok oralarda.
Oysa ihmal, yanlış emir ve bir komutanın kompleksi vardı terör yerine.
25 gencin annesi babası "hiç olmazsa başına bir bomba düşmeyecek" rahatlığı içinde yataklarına yatacakken, hain bombalar patlayıverdi Afyon'da.
Demek ki hiçbir şeyin garantisi yok bu hayatta.
Pamuk ipliğine bağlıyız.
Yine bombalarla ama bu kez terörden değil ihmalden şehit olan bütün yiğitlerimizi saygıyla anmak ve hepimize sabırlar dlemekten başka bir şey gelmiyor elimizden ne yazık ki.
Söz inandığımız ya da inandığımızı sandığımız şeylerden açılmışken, sağlığımızla ilgili bizi yine hayata pamuk ipliği ile bağlayan konulara geçmek istiyorum.
Yazının tamamını okumak için...