Her kadın için, hamile kalmak, dünyaya kendi çocuğunu getireceğini duymak son derece heyecan ve mutluluk verici bir duygudur. Düşünün, doktora gidiyorsunuz ve hamile olduğunuzu, hem de ikiz bebek annesi olacağınızı öğreniyorsunuz.
Üstelik bebeklerden biri erkek biri kız. Gün gün, ay ay büyüyen karnınız ve karnınızın içinde minicik bebekleriniz... Bebekler karnınızda daha fazla durmak istemiyor ve 7 aylıkken dünyaya gelmek istiyorlar. Sadece doğumdan birkaç gün sonra, doktorunuz bebeklerden birinin down sendromlu olabileceğini söylüyor, ne yapardınız?
Anne Boyutu yazarlarından Çiğdem Altınöz, yaşadığı bu zor deneyimini her hafta, "Meleklere Dokunmak" adlı köşesinde paylaşıyor.
Biri erkek biri kız bebeği olan ikizlerini oldukça zor geçen bir doğum süreci ile dünyaya getirdiğini anlatan Altınöz, doğumun ardından kızının sağlığıyla ilgili yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu farkettiğini dile getiriyor. Yapılan tüm testlerin ardından eşinin ağlamaklı bir sesle, kızlarının Down Sendromlu olabileceğini söylediğinde yaşadığı şaşkınlığı ise şöyle anlatıyor:
Eşim telefon etti akşamüzeri.
Sesi ağlamaklı.
Kalbim duracak sandım, ya kızım öldüyse?
- Yok dedi, yaşıyor korkma, ama…
- Aması ne? Söyle ne var?
- Kızımız down sendromlu olabilirmiş.
O da ne?
Aldığı tüm eğitime rağmen Down Sendromuna dair hiçbir şey bilmediğini farkeden Altınöz, kızının bu durumunu öğrenir öğrenmez bir araştırma yaptığını ve şu sonuca ulaştığını söylüyor: "Ansiklopedide bu tür çocukların zihinsel özürlü oldukları, kalplerinin delik olacağı, en fazla on-oniki yaşına kadar yaşayabildikleri yazıyordu. Genellemedir bu, olur mu hiç öyle şey? Tanrının verdiği canın süresine ansiklopedi mi karar verecek?"
Tüm bu araştırmaları gözyaşları içinde yaptığını dile getiren Altınöz, "Yedi ay bedenimle bütünleşmiş evladımın tam olarak ne olduğunu bilmediğim hastalığına mı ağlıyorum, öleceğine mi ağlıyorum bilemiyorum ama gözyaşlarıma hakim olamıyorum" diyor.
Yaşadığı şaşkınlığı üzerinden attıktan sonra hızla doktora götürdüklerini ve doktorun, "Ölmezse üç ay sonra getirin" cevabını alan Altınöz yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Ağlamaya başladım. Yaşlar gözümden sicim gibi iniyor. Doktorun bu soğuk ve kısa konuşması ile sanki başıma bir balyoz yemiş gibiyim."
Bundan sonra ne olacak, ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım?
Tamamını okumak için tıklayın...
Tüm yazılarını okumak için tıklayın...