Her yetişkin kendi çocukluğuna gider ve hüzünlenir "şimdiki çocuklar hem şanslı hem de çok şansız, biz sokaklarda büyüdük, sokak oyunları oynayarak büyüdük, şimdilikler bilgisayar başında büyüyor" diye.
"Burada yaşamak istiyorum"
Anne Boyutu yazarlarından Ahmet Onur Ünnü, bu hafta köşesinde Türkiye'nin ilk anaokulu olan Özel Atlıkarınca Anaokulu'nu anlatıyor. Ünnü şöyle devam ediyor; "Tesadüfler zinciri beni Ortaköy, Portakal Yokuşuna sürükledi. Arkadaşımın buluşmak için tarifini verdiği adres, Ortaköy’ün özenle restore edilmiş üç katlı ahşap binalarından biriydi. 1956 yılında kurulduğu ve Türkiye’nin ilk anaokulu olduğu belirtilen ‘Özel Atlıkarınca Anaokulu’nun kapısını açtım ve ‘burada yaşamak istiyorum’ dedim. Yemyeşil bir bahçe, rengarenk vazolarda rengarenk çiçekler, ileriye doğru daha dikkatli baktığımda çilek, domates, salatalık gibi ne zamandır dalında görmediğim bir sürü meyve ve sebze dikkatimi çekti."
Anaokuluna girdiğinde kendini başka bir dünyada bulduğunu söyleyen Ünnü, okuldaki üç psikolog bulunduğunu söylüyor. Bu psikologlar her çocuk için ayrı adaptasyon süreci planladığını dile getirirken, bu uygulamayla çocukların ilk okul deneyimlerinin sağlıklı olmasının hedeflendiğinin altını çiziyor.
Gelişim ve zeka testleri ile çocukların yıl boyunca takip edildiğini ve ailelerle düzenli görüşmeler yapıldığının bilgisini veren Ünnü, "İngilizce, müzik, psikodrama, dans, sanat, tangram, tenis, yüzme gibi derslerle de çocukların kendini ifade etme, sosyalleşme becerileri arttırılıyor, kendine güven duygusu pekiştiriliyormuş" diyor.
Tamamını okumak için tıklayın...