Çocuklarımız, yarının büyükleri, geleceğin güvencesi ve yöneticisidirler. Dünyada, çocukların iyi yetiştirilmesi tüm ulusların ortak sorunudur. Birleşmiş Milletler Örgütü, çocuklar arasında ortak duygular oluşması, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesi amacıyla 1954 yılında Ekim ayının ilk Pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü ilan etmiştir.
Anne Boyutu yazarlarından Sevgi Özkan yazısında, 1 Ekim Dünya Çocuk Günü ile ilgili şunları yazdı:
"İnsanlığın gelişim aşamasında varılan "haklar" anlayışı ve İnsan haklarının yerleşmesi için çocuk haklarının iyi bilinmesi gerekir. Çocuk Hakları Sözleşmesinde "Çocukların yetişmesinden ve gelişmesinden sorumlu olan büyükler, bu sorumluluklarını en iyi biçimde yerine getirirler" ifadesiyle belirtilenin, aslında çocukların tüm yetişkinlerin sorumluluk alanına girdiği unutulmamalı.Bu nedenle özellikle Çocuk Hakları'nı çocuğun her istediğini yapma hakkı gibi algılayan, Çocuk Hakkı da neymiş diye düşünen veya bu hakları kendi ticari amaçları için kullanarak istismar eden yetişkinler ülkemizin de imza atarak taraf olduğu bu sözleşmeyi iyi okumalılar. Çocuklar da haklarını bilerek büyümeliler. Bu yıl 1 Ekim’e rastlayan Dünya Çocuk Günü'nde çocuk haklarına göz atmak her yetişkinin sorumluluğu olmalı.
İşte devletimizin de imza atarak kendi sorumluluklarını kabul ettiğini bildirdiği,
"Çocuk Hakları Maddeleri:
M.1- Her birey on sekiz yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir. Her çocuk vazgeçilmez haklara sahiptir.
M.2- Çocuk Hakları, bütün çocuklar içindir. Doğum yerleri, konuştukları dil ne olursa olsun fark etmez. Büyüklerinin inançları ya da görüşleri nedeniyle hiçbir çocuğa ayrım yapılmaz.
M.3- Çocuklarla ilgili bütün yasa ve uygulamaları oluşturanlar, önce çocukların yararını düşünmek zorundadır. Devlet, çocukların koruma ve bakımını üstlenenlerin sorumluluklarınıyerine getirmeleri için önlemleri alır ve onların sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerine bakar.
M.4- ÇHS’de yazılı olan hakların uygulanması için gereken her türlü çabanın gösterilmesi gerekir. Devlet çocukların bu haklardan yararlanmasını sağlar.
M.5- Devlet, hakların uygulanması konusunda çaba gösterirken başta anne baba olmak üzere çocuktan sorumlu olan kişilerin haklarına karşı saygılı olur.
M.6- Yaşamak, her çocuğun temel hakkıdır ve herkesin ilk görevi çocukların yaşamını korumaktır.
M.7- Her çocuğun bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı vardır. Devlet, çocuk doğduğunda bu ismi kaydeder ve çocuğa bir kimlik verir.
M.8- Çocuklara verilen isim, vatandaşlık hakkı ve aile bağları korunmalıdır. Tüm bunlar zorla değiştirilemez ve alınamaz, değiştirilmek istenir ya da çocuğun elinden bu haklar alınırsa devlet bu duruma karşı çıkmalıdır.
M.9- Her çocuğun ailesiyle birlikte yaşama hakkı vardır. Anne baba çocuğa bakamıyorsa, çocuk bu durumdan zarar görmesin diye ona başka bir bakım sağlanmalıdır. Bu durumda da her çocuğun, anne ve babasıyla düzenli olarak görüşebilme hakkı vardır.
M.10- Anne babası ayrıülkelerde yaşayan çocukların aileleriyle birlikte olabilmeleri için devletler kolaylık gösterir.
Tamamını okumak için tıklayınız...