Günlük yaşam aktivitesini önemli ölçüde etkileyen bir baş ağrısı çeşidi olan migren, ülkemizde her 6 kişiden birinde, kadınlar arasında ise daha sık olarak her 4 kadından birinde ortaya çıkıyor. Bazı hastaların günlük yaşamlarını aksatacak kadar, şiddetli ve sık görülebilen migren ataklarına özellikle sonbahar gibi mevsim geçişlerinde daha sık rastlanıyor. Bunun nedeni ise lodos rüzgarının yol açtığı basınç nedeniyle oluşan halsizlik ve yorgunluğun migren ağrılarını tetiklemesi. Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ahat Şahin, mevsim geçişlerinde migren ataklarından korunmak için neler yapılması ve nelerden kaçınılması gerektiğini anlattı.
Tek taraflı ve zonklayıcı ağrıya dikkat
Migren atakları genellikle 4 ile 72 saat arasında sürüyor ve kişi ataklar arasında normal bir yaşam sürüyor. Çoğunlukla tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısı oluyor. Günlük yaşam kalitesini oldukça düşürebilen migrende baş ağrısı, belirtilerden sadece birini oluşturuyor. Bu hastalığa aynı zamanda görme bozukluğu eşlik edebiliyor. Parlayan ışıklar, kör noktalar, görmenin bozulması veya zig zag şekiller görülmesi gibi yakınmalar ortaya çıkabiliyor. Aura, bir başka deyişle ön haberciler olarak adlandırılan bu belirtiler migren hastalarının sadece 10′unda eşlik ediyor. Ayrıca bulantı, kusma veya ishal de görülebiliyor. Bunların yanı sıra ışığa, sese ve kokuya karşı aşırı hassaslık gelişebiliyor. Migrenli hasta boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma, konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak da felç veya şuur kaybı ile karşılaşabiliyor.
Genellikle mükemmeliyetçi kişileri hedef alıyor
Migren, özellikle hassas, alıngan, dış olaylardan fazla etkilenen, yaptığı işi en iyi şekilde yapmak isteyen mükemmeliyetçi kişilerde daha çok görülüyor. Erkeklerde görülme sıklığı yüzde 10 iken, bu oran kadınlarda 15-20’ye yükseliyor. Kadınlardaki migren ağrılarının bu kadar sık görülme nedenleri arasında, hormonal faktörler ve stres gibi çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülüyor. Ayrıca 1. derece yakınlarında migren rahatsızlığı olanların, alerji ve baş dönmesi sorunu yaşayanların da migrene daha yatkın oldukları görülüyor. Bunların yanı sıra şehirde yaşayanlar, strese maruz kalanlar, eğitim durumu düşük ve gelir düzeyi yüksek olan kişilerde de bu hastalığa biraz daha sıkça rastlanılıyor.
MİGREN ATAKLARINDAN KORUNMANIN 8 YOLU
Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ahat Şahin, her hastanın migren atağını uyaran sebepleri tespit edip bu tetikleyici faktörlerden uzak durması gerektiğini belirtiyor.
-
Stresin sizi etkilemesine izin vermeyin, gerekirse uzmanından destek alın.
-
Parlak ışık, yüksek sesli ortamlar ve keskin kokulardan uzak durun.
-
Uykusuz kalmayın veya çok fazla uyumayın. Kişisel farklılıklarla beraber günde yaklaşık 6-8 saat arası uyku tavsiye ediliyor.
-
Kesinlikle öğün atlamayın. Öğün atlanması hipoglisemiye (kan şekeri düşüklüğüne) neden olduğu için migren ataklarını tetikleyebiliyor.
-
Lodoslu havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkmayın. Lodos rüzgarlarının getirdiği rutubetli hava; halsizlik, bitkinlik ve vücuttaki elektrolitik dengeyi bozduğu için migren atalarını tetikleyebiliyor.
-
Çikolata, eski peynir, yağlı yiyecekler, portakal, domates, muz, çiğ soğan, salam, sosis, fındık, Çin yemekleri ile alkolden uzak durun.
-
Günde ortalama 2-3 litre su içmeye özen gösterin.
-
Düzenli spor yapmayı ihmal etmeyin. Sporun her dalında salgılanan seratonin hormonu stresten uzaklaşmamızı sağlıyor. Bu nedenle haftada en az 3 kez yapılması öneriliyor.
Migrene neler yol açıyor?
-
Öğün atlamak,
-
Fazla uyumak veya uyku eksikliği, uyku düzeninde değişiklik,
-
Temizlik maddeleri veya kokulu deterjanlar,
-
Uçak yolculukları,
-
Doğum kontrol hapları,
-
Sigara ve diğer tütün ürünleri,
-
Su kaybı,
-
Kadınlarda adetle ilgili hormonal değişiklikler,
-
Fazla karbonhidratı bir anda almak gibi kan şekerinin düşmesine neden olan durumlar,
-
Fiziksel travma.