Geçtiğimiz pazar günü Galatasaray Meydanı'nda, downluların hayattaki konumlarına dikkat çekmek, farkındalığını artırmak için Down Sendromu Derneği tarafından düzenlenen "Biz Buradayız" yürüyüşüne, Down Sendromlu çocukların aileleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve eş zamanlı olarak dünyanın dört bir yanında yapılan bu yürüyüş ile bir kez daha Down Sendromlu çocukların da var olduğu gerçeğine dikkat çekildi.
Her hafta Anne Boyutu'nda yayınlanan yazı dizisinde kızının Down Sendromlu olduğunu öğrendiği ilk andan itibaren yaşadıklarını bizlerle paylaşan Anne Boyutu yazarlarından Çiğdem Altınöz, bu haftaki yazısında biri down sendromlu olan ikizlerini büyütmenin zorluklarını anlatıyor:
"İkizlerim hayatımın tam ortasına oturmuşlardı.
Şairin dediği gibi,
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Evet, otuzbeş yaşındaydım, ikizlerim beni bir anda üç çocuk annesi yapmıştı.
Büyük oğlum ondört yaşındaydı, bıyıkları terliyorken, ikiz kardeşlerine bakma telaşıyla terlemeye başlamıştı bizimle birlikte.
Annem ve oğlum Hızır gibi yetişiyorlardı, her zor durumda.
Bizi, biz yapan analarımız, ne mübarek insanlar. Bizi yetiştirdikleri, her türlü çilemizi çektikleri yetmezmiş gibi, torunlarına da ana oluyorlar. Bizim durumumuzda ya da bizden çok daha zor şartlarda savaş veren engelli annelerinin yanında hep analar (ya da ana duyarlılığında olanlar) var.
Ben kendimi hep şanslı hissettim bu konuda. Ümitsizliğe kapıldığım olmadı mı? Elbette olmuştur, neticede insanız. Ama hem annem, hem büyük oğlum varlıklarıyla öyle desteklediler ki beni, zor anlarımdan onların sayesinde çabucak kurtulabiliyordum.
İkiz anneliği zor zanaat. Yaşayarak öğreniyor insan. Yardım edenin yoksa vay haline.
Şimdilerde belediyeler, ikiz bebek bakıcılığı konusunda kurslar açıyor, isteklilere öğretiyorlar.
Esenler Belediyesi, bu işin önderlerinden. Elbette bu projenin mimarı, ikiz bebek annesi olan Özlem Şinik hanımefendiye de buradan teşekkür etmek gerek.
Eskilere döneyim yeniden. Bir detay var ve bu sanırım çok önemli.
Kızım oturduğu yerden devamlı olarak kardeşini izliyor.
Oğlan her ne yaparsa, dikkatli bir şekilde bakıyor, anlamaya çalışıyor.
Sanki kafasında bir yerlerde bir kamera var ve olan biten her şeyi oraya kaydediyor gibi bakıyor. Kardeşi yanında olunca daha mutlu oluyor.
Televizyonda çizgi filmleri de çok dikkatli inceliyor. Hareketli olan her şeye dikkatini veriyor. Bunları gözlemek bence önemli. Eğer çevresinde olan bitene kayıtsız kalmıyor, inceliyorsa başka şeylere de dikkatini verebilir diye düşünüyorum."
Tamamını okumak için tıklayınız...