1999 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen Dünya Uzay Haftası;
- 4 Ekim 1957 – Dünyanın ilk yapay uydusu SPUTNIK I'in uzaya fırlatılması ve böylece uzay keşfinin yollarının açılması,
- 10 Ekim 1967 – Kısa adı ile "Uzay Antlaşması" olarak bilinen "Ay ve Gök Cisimleri Dahil Uzayın Keşfi ve Kullanımı için Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen İlkeler Antlaşması'nın" yürürlüğe girmesi ile insanlığın uzaya doğru açılmasında dönüm noktaları olan iki önemli olaya işaret ettiği belirtiliyor.
Bu nedenle her yıl 4-10 Ekim tarihleri arasında tüm dünyada kutlanan Dünya Uzay Haftası'nda, ülkemizdeki ufo ihbar ve gözlemlerindeki artış dikkat çekiyor.
Bilindiği üzere, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıklıkla UFO gözlemleri yapılıyor. Bu gözlemleri yapan UFO gözlemcileri tarafından, dünya dışı zeki yaşama dair sivil ve resmi kişilerce önemli olaylara tanıklık ediliyor. Zaman zaman bu gözlemler, amatör kameralarla vatandaşlar tarafından fotoğraflanıp, filme alınarak belgeleniyor.
70 fotograf ve 22 video "UFO"
Nisan 2012 - Eylül 2012 tarihleri arasındaki 6 aylık dönemde yapılan UFO ihbar sayısı toplam 3262 olup, bu ihbarlardan 768 tanesi digital fotoğraf veya video kameralarla kayda alındığı belirtiliyor. Merkeze gelen bu fotograf ve videoların 676 tanesinin UFO olmadığı, ışık yansıması, kuş, leke gibi açıklanabilir doğal şeyler olduğu ifade ediliyor. Bu fotograf ve videoların 92 tanesinin UFO olduğunun tespit edildiği belirtiliyor.
Türkiye’ de son 10 yıldır yapılan ihbar ve gözlemlerdeki artış, her yıl yüzde 15-20 civarındayken, 2012 yılında yapılan gözlem ve ihbar sayısı, geride bıraktığımız 3 yıla göre yüzde 60 artış gösterdiği ifade ediliyor. Bu durumun, tüm diğer dünya ülkeleri için de benzer artışları gösterdiği ve dünya genelinde yapılan UFO gözlemlerinde çok ciddi artışlar saptandığı belirtiliyor.
Önümüzdeki dönemde de UFO gözlemlerinin tüm dünyada ve Türkiye’de çok ciddi bir şekilde artacağı ve 2013-2017 yılları arasında UFO gözlemleri açısından dönüm noktası olacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle, tüm dünya hükümetlerinin bu konuda saklanan gerçekleri açıklamak zorunda kalacakları öngörülüyor.