Meme kanseri nedeniyle ameliyat olmak durumunda kalan ve meme koruyucu cerrahi uygulanan hastalara yeni bir umut daha doğuyor; operasyon sırasında tamamlanabilen Intra Operatif Radyoterapi (IORT) yöntemi ile tek doz ışın tedavisi. Bu yöntem tedavi süresini kısaltmak gibi oldukça önemli avantajının yanı sıra aynı zamanda memenin tümünün alınması gerektiği durumlarda meme başının korunmasına da imkan tanıyor!
Türkiye’de ilk kez Acıbadem Maslak Hastanesi Meme Sağlığı Merkezi’nde uygulanmaya başlanan IORT yöntemi ile meme kanseri vakalarında, cerrahi operasyon sırasında yapılan tek doz uygulama ile ışın tedavisi tamamlanabiliyor. Bu sayede hasta radyoterapi tedavisi görebilmek için günlerce hastaneye gelmek durumunda kalmıyor. Önemli bir yan etki riski bulunmayan bu tedavi yöntemi, memesi alınmak durumunda olan hastalarda meme başı ve çevresindeki koyu renkli halkanın da korunmasını sağlayabiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Meme Sağlığı Merkezi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe, IORT yöntemini hastaya sunduğu avantajlar hakkında bilgi veriyor
Intra Operatif Radyoterapi (IORT) yöntemi nedir?
Ameliyat sırasında ışın tedavisinin uygulanabilmesini sağlayan, hareket edebilen ve ışın üreten bir radyoterapi cihazı ile uygulanan bir yöntem. Tek doz olarak uygulanıp hastayı dışarıdan verilen radyoterapiden tümüyle kurtarabildiği gibi, bazı durumlarda ek doz olarak uygulanıp toplam tedavi süresinin kısalmasını sağlıyor.
İşlem operasyon sırasında yapılıyor
Bu yöntem ile yapılan tek doz uygulama, geleneksel radyoterapide olduğu gibi yine linear hızlandırıcı ile uygulanıyor. Bu yöntem hareket edebilen, sadece elektron enerjisi üreten, geleneksel linear hızlandırıcılar gibi personel açısından çok fazla koruma gerektirmeyen bir cihazla ameliyathanede yapılıyor. Ameliyatı gerçekleştiren cerrahi ekip ile birlikte radyasyon onkolojisi uzmanı ve tıbbi fizik uzmanı da ameliyathanede hazır bulunuyor. Operasyonda memedeki tümör çıkarıldıktan sonra cihazdaki özel aplikatör tümörlü bölgeye yerleştiriliyor. Gerekli ölçümlerin ardından yüksek doz ışın sadece bu bölgeye veriliyor.
Sağlam dokuları koruyor, yan etkiye yol açmıyor
Bu yöntemde sağlam dokular tamamen korunuyor ve lokal tedavilerin tümü operasyon sırasında tamamlanmış oluyor. Gösterilmiş ve beklenen önemli bir yan etki riski de yok. IORT uygulaması sırasında verilen ışın akciğer ya da kalp gibi diğer organlara kesinlikle zarar vermiyor. Ayrıca radyoterapi sırasında ciltte meydana gelen kızarıklık, soyulma ya da renk değişimi gibi sorunlar da IORT yönteminde yaşanmıyor.
Toplam tedavi süresini kısaltıyor
Geleneksel radyoterapi yönteminde genellikle uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyuluyor. Bu yöntemde tüm meme ışınlamasının ardından tümör bölgesi ışınlanıyor. Tedavi hafta sonları hariç 25 ile 28 iş gününde tamamlandıktan sonra memenin tümü yerine, tümörün alındığı bölgenin ışınlaması yapılıyor. Bu da hastaya bağlı olarak değişmekle birlikte 5 ile 8 iş günü kadar sürüyor. IORT yöntemi ile ek doz ışınlama ise operasyon sırasında tek doz olarak yapılıyor ve ardından tüm meme ışınlaması gerçekleştiriliyor. Bu durumda da toplam tedavi süresi kısalıyor.
Meme başının alınmasını önlüyor!
Meme koruyucu cerrahi tedavi bazı hastalar için uygun olmayabiliyor. Bu durumda memeyle birlikte meme ucu ve çevresindeki koyu renkli halka da alınmak zorunda kalıyor. Bu yöntem meme başının alınmasını ortadan kaldırıyor. Meme başı ve hemen arkasındaki dokuya IORT yöntem ile tek doz ışınlama yapılıyor. Bu sayede bu bölgedeki hastalık tekrarı riski azaltılıyor. Ayrıca hasta ameliyat bitip masadan kalktığında göğsünü kaybetme psikolojisine girmiyor.
Avantajları neler?
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nuran Beşe, IORT yönteminin hastaya sunduğu avantajları şöyle sıralıyor:
- Cerrahi müdahale sırasında verilen tek doz ışın sayesinde hastanın uzun sürecek olan radyoterapi sürecini yaşamasına gerek kalmıyor.
- Ek doz olarak uygulama yapıldığında toplam tedavi süresi kısalıyor.
- Işınlar cerrahi operasyon sırasında tümörün çıkartıldığı bölgeye doğrudan uygulandığı için ışınlanan tümör yatağının tespiti daha doğru oluyor.
- Sağlam dokular rahatlıkla korunuyor.
- Memesi alınmak durumunda olan hastalarda ise meme ucunu ve çevresindeki koyu renkli halkayı koruyor. Bu sayede meme estetiği rahat gerçekleşiyor ve çok daha mükemmel kozmetik sonuç elde edilebiliyor.