Çocuklarımızın kişilik gelişimleri, şahsiyetli ve sorumluluk sahibi bireyler olmaları, dürüst olmaları, okulda başarılı olmaları kadar önemlidir hepimizce.
Çocuklara sorumluluk verme yaşı, vicdâni gelişimin başladığı yaş olan üç yaşından itibaren başlar. Dört ilâ beş yaşları, sorumluluk duygusunu aşılamak açısından çekirdek dönemlerdir. Cinsiyete göre, kız çocuklar ev işlerinde annelerine, erkek çocuklar da babalarına ufak tefek yardımlarda bulunur. Mutfakta salata yaparken, masa kurar ve kaldırırken yardım etmek, erkek çocukların tamirat, araba yıkama, çarşı-pazar işlerinde babalarına yardımcı olması bunların en tipik örnekleri arasındadır.
İlköğretim çağı gelince, kıyafetlerini düzgün çıkarmak, oyuncak ve oda toplamak gibi vazifeler de sorumluluk hânesine yazılır.
Bazı ebeveynlerin bu noktalarda şikâyetçi olmalarına sık rastlamaktayız. Özellikle, erkek çocukların daha dağınık olduklarını, kendilerinden isteneni her seferinde tekrarlattıklarını, buna rağmen zorlukla yaptıklarını biliyoruz. Bu noktada, ebeveynin çok söylemesi, kızması, bağırması uygun olmayan tutum şekilleridir. Sadece bir kere söylemek, sonrasında gaza getirerek ve model teşkil ederek yaptırmaya çalışmak en uygunudur. İstenen davranışı gerçekleştirdiklerinde takdir edilmek, onları motive edecektir. Defalarca söylemek, bağırmak, ceza vermek gibi yöntemler işe yaramayacaktır. Model teşkil ederken, başlangıcı sizin yapmanız veya kılavuz olmanız doğru olacaktır.
Aile içinde edinilmesi gereken sorumlulukların tam olarak kazanılması 9 ilâ 10 yaşlarını bulur. Erkek çocuklarda bu yaşa daha da ileriye kayabilir. O yüzden bu konuda ebeveynin gereksiz yere telaşlı ve panik olmaması çok önemlidir.
İlköğretim çağının başlamasıyla beraber, ödev yapma, eşyalarını unutmama ve kaybetmeme, özbakım becerileri, zamanı plânlama ve yönetme şeklindeki temel sorumluluklar da kazanılmaya başlanır.
Tüm bu sorumlulukların kazandırılmasında aile içi eğitim esastır. Okulda verilen eğitim de, bunun üzerine eklenir.
Ağaç yaşken eğilir prensibiyle, üç yaşından itibaren çocuklarımızın uygun bir çerçeve dâhilinde disiplinize edilmeye başlanması son derece önemlidir. Ancak, bunun uzun ince bir yol olduğu, zaman ve emek alacağı, arada zorluklar yaşanabileceği da akıldan çıkartılmamalı ve kararlı bir şekilde sebat etmeye devam edilmelidir.