Günümüzde erkeklerin de kendi bakımına ve estetiğine önem verdiğini belirten haberler görmeye başladık. Bu ilgi ve bilinç çok hızlı bir şekilde yaygınlaşmakta ve artmaktadır. "Mesleğime ilk başladığım yılları günümüzle kıyasladığımda çok büyük bir gelişmeyi görmekteyim." diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Nil Şahin Gürhan erkeklere özel beslenme önerilerinde bulunuyor:
Erkeklerin metabolizmasının kadınlara göre daha hızlı olduğu bir gerçektir. Ancak bu avantaj bir yanılgıya düşürüp, çok yesem de kilo almam düşüncesi oluşturmasın. Uzun toplantılar, sık seyahatler, iş yemekleri, alkol alımı gibi nedenler erkeklerin beslenmesinde çok belirleyici olmaktadır.
“Sağlıklı ve düzenli beslenme bayanlarda olduğu gibi erkeklerin de hayatının her alanında başarı sağlamada etkin rol oynar.”
Hayatın her alanında başarıya ulaşmak, ulaşılan başarı seviyesini korumak ve kendi başarı çıtamızı yükseltmek, günümüzün modern yaşam koşullarında herkesin arzusu haline gelmiştir. Ancak bu yarış erkeklerin biraz daha yoğun yaşadığı bir durumdur.
Beslenmeniz; enerjik olmanızı, konsantrasyon kapasitenizi, canlılığınızı, dikkat sürenizi ve hafızanızı etkiler. Beslenme sağlığınızı, sağlığınız başarınızı etkiler. Sosyal yaşamda ve iş yaşamınızda zinde, hareketli, etkileyici bir dış görünüşe sahip olmak ve kariyer basamaklarında; nefes nefese kalmamak için önerilerimize kulak verin.
Çok önemli bir öğün ; "ÜVEY EVLAT KAHVALTI"
Çalışan kişilerin ve özellikle erkeklerin en çok atladığı, önemsemediği, iş yerine vardıktan sonra sağlıksız ve yetersiz bir besinle (poğaça, simit vb. + çay) geçiştirdiği öğünden bahsetmek istiyorum. Modern iş yaşamının koşuşturmalı temposunda en çok ihmal edilen, öğünler arasındaki üvey evlat olan öğün kahvaltıdır. Birçok çalışan işe yetişme koşuşturmacası arasında kahvaltı öğününü ihmal ediliyor. Ancak burada biraz da ihmalimize mazeret uyduruyoruz. Biraz daha erken kalkarak kendimize güzel bir kahvaltı hazırlayabiliriz. Akşamdan hazırlık yaparak sabah kahvaltı hazırlama süresini kısaltacak formüller geliştirebiliriz.
Yaptığımız bu ihmalin faturası zaman içinde kabararak karşımıza çıkabilir. Gece boyunca yaklaşık 8–10 saat aç kalan vücudumuzun toparlanması ve metabolizmamızın uykusundan uyanması için kahvaltı öğünü kesinlikle gereklidir. Uyandıktan hemen sonra içeceğiniz 1 su bardağı ılık su sindirim sisteminize daha kolay günaydın demenizi sağlarken, hemen ardından yapacağınız sağlıklı bir kahvaltı, gün boyunca sürecek iş temponuzda en büyük destekçiniz olacaktır. Uyandığınızda, gece boyu süren açlık nedeni ile kan şekeri oldukça düşüktür. Kan şekerinin düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk ve dikkatsizlik gibi olumsuz durumlara neden olur. Oysa kahvaltı yapmayı alışkanlık haline getirerek, öğle saatlerine kadar dikkat yoğunluğunuzu sürdürebilir ve kendinizi canlı ve mutlu hissedebilirsiniz. 1–2 dilim peynir, birkaç tane zeytin, taze sıkılmış meyve suyu, taze çiğ sebze ve birkaç dilim tam buğday unundan ekmek ile yapacağınız kahvaltı, kolayca acıkmanızı engelleyecek yani kan şekerinizin dengede olmasını sağlayacaktır. Kahvaltı için çok az vaktiniz varsa, öğünü atlamak yerine bir peynirli sandviç veya süt ile tüketebileceğiniz tam tahıllı kahvaltı gevrekleri veya müsliyi tercih edebilirsiniz.
Erkeklerin En Çok İhmal Ettiği, Önemsemediği; "ARA ÖĞÜNLER"
Yoğun iş temposu içerisinde ara verip, bir şeyler yemek, hele onu evden hazırlayıp yanında taşımak veya temin etmek, en önemlisi onu diğer insanların içinde çıkarıp yemek çok zor ve uygulanmaz bir durumdur. Özellikle erkeklerin diğer bir sorunu da ara öğün saatlerini hatırlamamaları başlı başına bir sorundur. Aslında düşününce çok zor gelen bu ara öğünlerin uygulaması son derece basit. Evde hazırlanıp getirilebilir çünkü miktar ve çeşit olarak genellikle iki çeşittir. Dışarıdan temini ve yanımızda taşıması da çok kolaydır. Bir kutu süt - ayran, meyve, ceviz, badem, fındık, evde yapılmış bir sandviç vb. durum uygunsa bir tost. Küçücük bir molayla hem dinlenme, hem de ara öğün yapabiliriz. Sağlıklı besinlerle, az ve sık beslenmenin vücut yağının artışına dur dediği ve prezantabl görüntünüzü korumada size destek sağladığı bilimsel çalışmalarca da gösterilmiştir. Üç ana öğünün yanı sıra, üç ara öğün tüketmeye özen göstermeniz önemlidir. Ara öğünlerin, vücut yağının artışını önleme de olan yararlarının yanı sıra, iş performansına da etkisi vardır. Yoğun iş temposu içinde öğünler arasında kan şekeri düşmeye başlar. Kan şekerinin düşmesine orantılı olarak, konsantrasyonunuz da ve dayanıklılığınızda da düşme gözlenecektir. Bu nedenle imkanınız dahilinde küçük ara öğünler yapın, performansınızla herkesi kendinize özendirin…
“Koltuğu Kilolarınızla Değil Enerjinizle Doldurun.”
Yaygın anlayış olan koltuğu doldurmak, hele bir de makam sahibiyse çok kullanılır. Sanki daha çok kabul ve makul görünür. Oysa bu anlayışın derinliğinde birazda rahata erdi, koltuğu kaptı, çok çalışmasına gerek yok, halk diliyle kebap ifadesi yatmaktadır. Bu rehavete düşmemek için sağlıklı beslenerek, fiziksel aktiviteyi arttırmak gerek. Gün boyu süren toplantılar ve koşuşturmalar arasında fiziksel aktivite ve enerji alımınıza dikkat edemiyorsanız, siz de er ya da geç ceketinizin düğmeleri ile problem yaşamaya başlayabilirsiniz. Ofis şişmanlığının en büyük sebepleri; oturarak çalışma, çalışırken yapılan sağlıksız atıştırmalar ve iş dünyasında geç başlayan, uzun süren ve yemek ve alkol çeşitlerinin fazla olduğu yemekli/alkollü toplantılardır.
Yaşam standartlarında yapılacak birkaç ufak değişiklik ile koltuğu doldurma şeklinizi değiştirebilirsiniz. İş yemeklerinde, toplantılarda, aralarda, kokteylerde çerezler, pastalar, kanepeler vb ikramlar küçük ama bol enerjili yiyeceklerdir. Bu yiyeceklerin yanına genellikle ikramlar alkollü olmaktadır. Bu durum kilo alımına çok büyük bir ortam sağlamaktadır. İşte bu noktada çok dikkat edilmeli. Açsanız alkol yenine hafif bir içecek, yiyeceklerden hafif olanlardan az miktarda tercih edin. İkram Atıştırmalık olarak yağ ve karbonhidrat içeriği yüksek ve besin kalitesi düşük besinler yerine meyve tercih etmeye başlamanız, enerji alımınızı azaltmakla kalmaz, alacağınız vitaminler sayesinde çalışma temponuza adaptasyonunuzu da arttırır. İş toplantılarında tüketeceğiniz alkol miktarını 2 kadehin altında tutabilir, yoğun alkollü içecekler yerine daha hafif olan içecekleri tercih edebilirsiniz. Aç karına alkol tüketmeyin. Aç karına alınan alkol sizi çabuk etkileyeceği gibi kilo alımını arttırır. Alkolü muhakkak tok karına tüketin ve beraberinde bol su için. Alkol aldığınız günün ertesice su tüketimine ağırlık verin. Eğer yapabilirseniz alkol tükettiğiniz günler bol yürüyüş yapın. Özellikle alkolün yanında ikram edilen ağır ve kilo aldırmaya çok uygun mezeleri seçerken miktar ve çeşit olarak dikkat edin. Yağlı, kızartma içerikli mezeler yerine hafif ve sebze içerikli olanlara ağırlıklı olarak tercih etmeniz kilo almanızı engeller. Şişmanlığın en büyük sebeplerinden biri de, genelde oturarak çalışılması nedeniyle yeteri kadar enerji harcanamamasıdır. İş hayatınızın çoğunluğu oturarak geçiyorsa ve fiziksel aktivite yapmaya vaktim olmuyor diyorsanız, birkaç basit uygulama ile hareketinizi arttırabilirsiniz. Asansörden 2 kat önce inmek, yürüyen merdivenlerle vedalaşmak, iş yerinde verilen molalarda mümkün olduğunca hareketli olmaya çalışmak ve hafta sonunda spor yapmak için kendinize birkaç saat ayırmak, akşamları veya hafta sonları eşinizle yürüyüşe çıkmak, çocuklarınızla oynamak sağlıklı ve başarılı bir iş yaşamını kendinize çekmekte önemli yarar sağlar.
Has oğlan; "Akşam Yemeği"
Türk beslenme alışkanlığının neredeyse yarısını akşam yemekleri oluşturmakta. Geçiştirilen kahvaltı, yapılmayan ara öğünler, az yenen öğle yemekleri akşam yemeğinde tamamlanır. Ama ne final. Bol çeşit, yağlı, ağır yiyecekler, hamur işi yemekler ve tatlılar. Ve tabi içecekler. Uzun sofrada kalmalar. Süre ile paralel artan tüketim. Bu kültür sadece evde değil dışarıdaki yemeklerde de aynı şekilde uygulanmaktadır. Bu çok tüketim kahve veya çay ile son bulur. Daha sonra hareket etmeden uykuya dalınır. Kilo alımı, sindirim rahatsızlıkları ve diğerleri paralelinde gelir. Bu güzel yemekleri sadece akşam öğününde değil diğer öğünlere paylaştırarak yeme alışkanlığı kazanmamız gerekli. Kültürümüzün o güzel yemeklerinin içeriklerini daha sağlıklı hale getirebiliriz. Bilinçli tercihler yapabiliriz. Tüketim miktarını azaltabiliriz. Yemekten sonra biraz yürüyüş yapabiliriz. Yemekten kalkar kalkmaz uyumamalıyız.