Mavisizmiş gökyüzü. Yıldızsızmış gece. Uykusuzmuş gözler. Türküsüzmüş diller. Anaların ağızlarında ninni yokmuş. Analar yokmuş. Bayramlığını giyinip kuşanmış çocuklar yokmuş. Ağıtlar varmış. Ozanlar varmış şarkılarını dağlara söylemek isteyen ama dağlar yokmuş. Ozanlar da yokmuş. Dosta hiç yalan olur mu? Dostlar da yokmuş. Bir fahişeymiş dünya, ruhunu savaşa satmış, içimizdeki çocukları öldürmeye karşılık...
' Bir rüya gördüm dün gece,
Bir kuş gözlerimden öptü sessizce...'
Hayaller hayalmiş. Fotoğraflar siyah beyaz değil, kapkaraymış. Gözler gecelerden sürmeliymiş. Bakışlar darağaçları kurarmış, çocuklar 'ölüm' diye çığlıklar taramış. Aşk bir rüyaymış. İnsanlar iyiye yorarmış ama rüyalar tersine çıkarmış. Mumlar yanarmış, alevler korkudan titrermiş. Dünya fahişeymiş, tenini savaşa teslim etmiş. Dünya savaşmaktan, doğacak çocuğunu düşürmüş!
' Bir rüya gördüm dün gece, barışlara dair.
Bir varmış, bir yokmuş. '
Akbabalar ölümü ararmış. Ağaçlarda yapraklar sararmış. Adalet yokmuş, güç varmış. Atalar anlatırmış. Denizi ortadan ikiye ayıran bir peygamber kılıcı gibi, insanları ikiye ayırırmış güç. Haşa, aşkı ikiye ayırırmış. Sevemezmişsin bile. Kalplerdeki cesaretin üzerine yakamoz vururmuş, ay kaybolunca cesaret denizi örtermiş üstüne vedasız. Fahişeymiş dünya, pazarlamış kendini savaşa. Bu kez karşılıksız! Zevkine dalmış dünya. Kardeşler savaşın tadına varmış.
' Ben öldüm anne.
Ağıt değil istediğim, ninniler söyle.'
Susuzmuş denizler. Denizler yokmuş. Yeşilsizmiş dağlar. Ateşler içindeymiş. Ateşler ki anaların bağrına düşermiş, oradan yarin koynuna taş gibi otururmuş. Dillere varırmış, birer 'keşke' olup havalanırmış. Uçup havada gül kokusu olurmuş. Güller yokmuş. Soğukmuş, güneşsizmiş gündüz.
Kalpler o kadar üşümüş ki donmuş. Çocuklar ağlarmış. Çocuklar yanarmış, çocuklar donarmış. Çocuklar savaşırmış. Çocuklar ölürmüş. Çocuklar yokmuş. Şarkılardan kan damlarmış. Şairler kalemlerini kana batırırlar, kanla kan yazarlarmış. Yazarlar yokmuş. Bir fahişeymiş dünya, kendi
isteğiyle satmış kendini savaşa. Bize sormadan gülüşlerimizi vermiş karşılık olarak. Dudaklarda gülüş yokmuş...
'Bütün umutlarımı içtim
ve bu saatte her yer kapalı. '
Olmayan şeyler için savaşılıp durulmuş. Hiçlik kaplamış heryeri. Bir akrepmiş dünya , kendini sokup öldürmüş....