21. yüzyılda tıbbın ve cerrahinin ilerlemesi ve ekonomik yaşam standartlarının yükselmesi ile birlikte estetik cerrahisine talepte özelliklede son yıllarda hatırı sayılır bir artışa sebep olmuştur.
Burun, göğüs, yüz, boyun, kalça ve daha bir sürü spesifik bölgeye yapılan estetik müdahaleler; normal gerekli müdahalelerin dışında bir çılgınlığa dönüşmüş öyle ki estetik cerrahları operasyon talep eden hastalarına karşı müdahale kararlarını psikolog görüşmesi sonrasında verir olmuşlardır.
Kadınların estetik müdahale geçirme oranı erkeklerden çok daha olmasına karşın, erkeklerin estetik operasyon geçirme oranı hiçde azımsanmayacak boyuttadır.
Estetik müdahale talep eden kadınlar genel olarak dış görünüşlerinden rahatsız olduklarından veya belli bir bölgeden rahatsızlıklarından veya da çok daha fazla güzel görünme arzusundan kaynaklanmaktadır. Ancak konunuyu psikolojik açıdan analiz edecek olursak; temel nedenlerden en göze çarpanları hırs takibinde değişim isteği, dikkat çekme arzusu, gösteriş merakı, genel kabul ve talep görmüş kadın imajı yada obsesiyonel duygular olarak sıralaya biliriz.
Davranışın belirli tetikleyici ve pekiştirici unsurları göz önünde bulundurursak; genel olarak boşanmalar, yaşlanmalar, başarı ve ilgi kayıpları, iş yaşamının stres koşturmacası ve mutsuzluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Televizyon, gazete, dergi ve internet olarak iletişimde siber teknolojileri yaşadığımız şu günlerde görsel medyada sıkça kullanılan ticari kaygıların bir ürünü olan çekici kadın imajı manken ve modeller aracılığı ile sıkça sergilenmekte bu görüntü ve çeşitlilik karmaşasına maruz kalan insanda hep daha fazlasını hep daha güzelini talep etmekte, yetinme erdemini yitirmektedir.
Kadınların da bu bahsettiğimiz çekici kadın imajına görsel medya ile tanık olması onlarda da çekici kadın olma arzusunu kışkırtmakta yaşı ve kendi fiziksel standartları ne olursa olsun günlerce hiç yemek yememiş gibi görünen mankenlerin beden ölçülerine kavuşma isteği oluşmakta ve soluğu estetik cerrahlarında almaktadırlar. Bu çekici dayanılmaz kadın imajı belirli ticari kaygılarla, belirli bir ürünün satmak için profesyonel kurumlar tarafından ustaca ve çoğu zaman suni müdahalelerle oluşturulmuş (fotoshop-renklendirme-dolgulama teknikleri sık kullanılır) olsada o imaja muhatap olan kadın o imaja fiziksel olarak sahip olmasi imkansız olan ölçüleri estetik hekiminden istemektedir.
Hatırlarsınız bir ara Barbi bebeklerin üretimiyle ilgili bir söylenti vardı. Dünyadaki hiçbir kadının Barbi bebeğin vücut ölçülerine ulaşamayacağı, bunu fiziksel olarak mümkün olamayacağı konusunda estetik cerrahlar televizyona sıkça çıkmış ve konuyla ilgili birçok açıklamalar yapmışlardı.
Yine hatırlayacağınız gibi sıfır beden olmak bir dönem ülkemizde de oldukça moda olmuş hatta ortalık yediğini kusma (bulimia nevroza) hastalığına yakalanmış yüzlerce genç kız ile dolmuştu.
Popüler kültürün belki de insan hayatına verdiği en büyük zarar olan doyumsuzluk duygusu estetik algımıza yerleşmiş ve sonucunda güzel olmasına karşın daha güzel daha çekici bir görünüm adına estetik cerrahlarına kadınları ve erkekleri götürmüştür.
Kadınlardaki tetikleyici unsurdan bahsederken boşanmalara değinecek olursak ayrılışın sonucunda kadında bir tür ‘değişim’ isteği oluşmakta onu kendisinden farklı kişi olmak talebine estetik operasyonunu çare olarak görmesine nihayetinde estetik değişimdir yargısını kabulüne sebep olacaktır.
İş yaşamı ve stresle baş etmek zorunda kalan kadın yoğun zihin telkinleri taşıyan estetik sunumlu mesajlardan ve reklamlardan mevcut iş yaşamının ve stresinin kaygı oluşturan duygularından yine daha az kaygı veren bir estetik müdahale ile kurtulacak neticesinde bilimsel ifadesiyle ikincil kazanımı yaşayacak iş yaşamının stresinden uzaklaşmış olacaktır. Ama bilinmesi gereken bir durum var ki ikincil kazanım oluşturan durumlar psikolojik bozulmalarında ana sebeplerini oluşturmaktadır.
Kadın talep ve istekleri göz önünde tutulduğunda, estetik algınında izafi sınırlardan ibaret olduğunu düşündüğümüzde estetik cerrahlarının işleri de oldukça zorlaşmaktadır.
Kadınların estetik müdahale taleplerinin görünen kısmını daha güzel olma isteği demiştik. Psikolojik bir analiz yapacak olursak mevcut görüntüsünden memnun olmama durumu bir diğer ifadesiyle mutsuzluk durumudur.
Bütün insani değişimlerin ana tetikleyicisi mutsuzluk olduğu önermesi estetik cerrahi kliniklerinde sıkça karşılaşılan bir vakadır.
İşin duygusal ve psikolojik boyutu analiz edilecek olursa öz güven probleminden tutunda, kabul görme bağımlılığı, histeri, depresyon, obsessiyonel bozukluklar, dismorfik bozukluklar hatta ve hatta sosyal fobiye kadar gider ki neticesinde konu estetik cerrahın maharetine kalmış olsa da esasında riskli bir iştir.
İnsan duyguları insan hayatının önemli bir parçasıdır. Hazlar insanı mutlu eder. Sosyal kabul, beğenilmek, kazanmak, saygı elbette önemli ve özel şeylerdir. Ama kabul edilmesi gereken bir şey var ki hırs ve dürtülerimiz her nekadar yoğun olursa olsun gerçekleştiğinde aslında insanı o kadar da mutlu etmez. İnanın mutluluğu belirli estetik değişkenlere bağlı ise bilinmelidir ki orada mutsuzluk kaderdir.
Unutmamak gerekir ki hayattaki en güzel estetik mutluluktur. Kişi mutsuzluğunu estetik müdahale ile perdelerse ki çoğu zaman kendisinin bile bundan haberi olmaz, sonucunda dönüşü olmayan sonuçlarla karşılaşması kuvvetle muhtemeldir. İş hayatında yada sosyal çevrelerde daha bakımlı ve daha güzel olmanın mutluluğu getirmediğini istatistiksel araştırmalardan öğrendiğimiz bilgilerdir.
PSİKOLOG NECATİ KARAKAŞ