2014 sömestrine öğrenciler bugün giriyor. Öğrenciler de olduğu kadar velilerde de karne heyecanı yaşanıyor. Bu yıl da karnenin yaşatacağı gurur kadar burukluk yaşatacağı öğrenciler ve aileler olacak. Çocuğun dönem boyunca öğrenme süreçleri ve davranışlarıyla ilgili geribildirimini içeren karneyle, çocuğun zekâsı, dikkat ve konsantrasyonu, psikolojik durumu, aile ilişkilerini bir bütün olarak değerlendiriliyor.
Çocuk-Ergen Psikologu Aynur Sayım, kötü karnenin tek sorumlusunun çocukların olmadığını, sonuç olarak çocukla bu sorumluluğu paylaşmanın gerekli olduğunu vurguluyor. Karnelerin çok iyi analiz edilmesi gerektiğinin altını çizen Sayım, çocuğun başarısızlığının hangi nedenlerden ileri geldiğini ebeveynin sorgulaması gerektiğini kaydediyor. Aynur Sayım kötü karneyle ilgili sorgulanması gereken nedenleri şöyle sıralıyor;
En çok yapılan hatalar, çocuğu cezalandırmak, tehdit etmek, diğer çocuklarla kıyaslamak, korkutmak, kişiliğine yönelik saldırılardır. Bu davranışlar çocukta suçluluk duyguları oluşturabilir ya da çocukta savunmalar gelişebilir. Uyum ve davranış sorunları da ortaya çıkabilir. Yani tabloya başka sorunlar eklenebilir.
Karne döneminde çocukların kesinlikle yalnız bırakılmaması gerektiğini de ifade eden Sayım ebeveynlerin çocuklarına her durumda değer verdiklerini hissettirmeleri ve soruna karşı çözüme yönelik tedbirleri almaları gerektiğini belirtiyor.
Sayım yarım dönemde başaramadığını çocukların tatilde başaramayacağını vurgulayarak tatilin tatil gibi yaşanması gerektiği hatırlatmasında bulunuyor.
“Yarım dönem boyunca çocuk başaramadığını tatilde başaramaz. Çocuktan tatilde sıkı çalışma programı uygulamasını beklememek, ancak özel eğitimle desteklenmesi gereken bir durum varsa, bir eğitici rehberliğinde ek çalışma yapılması uygun olacaktır.
Tatil, tatil gibi yaşanmalıdır. Özel destek gerektiren durumlar dışında, genel bir tekrar, kitap okuma, çok zorlayıcı olmayan çalışmalar yapılabilir.”
Kişisel özellikler
Çocuğun IQ seviyesinin yaşıtlarına oranla düşük olması, öğrenme güçlüğü, depresyon, davranım bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun mevcut olması, bedensel bir engelinin veya rahatsızlığının bulunması görme-işitme kayıpları önem taşımaktadır.
Aileden kaynaklanan sebepler
Aile içi ilişkilerin nitelikli olması, çocukla iletişim dilinin doğru olması, çocuğun gelişim dönemlerinde zengin uyaran verilmesi, öğrenme ile ilgili çevresel faktörlerin sağlıklı olması, anne-babanın sağlıklı model olması, kültürel seviyenin, ders çalışma ortamının sağlanması, ailenin disiplini, başarıyı olumlu etkileyen faktörlerdir. Ailelerin diğer çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslamaları, başarısızlığı sonucu onu yargılamaları ve eleştirmeleri yerine çözüm yolları aramaları en doğru yaklaşımdır.
Okuldan kaynaklanan sebepler
Okuldaki eğitim ve öğretim programının çocukların gelişim seviyelerine uygun zenginleştirilmiş programlar olması, öğretmenin bilgi aktarımı, disiplini sağlayabilen araştırıcı, etkili öğretmenlik yetilerine sahip olması gerekmektedir.
Çocuğun akademik başarısı beklenenin altında ise öncelikle bir araştırma yapılmalıdır. Bir çocuk-ergen psikiyatristi ve psikologundan yardım alınmalı, çocuk-aile ve okula yönelik bir çalışma düzenlenmelidir.