FAZLA KİLOLAR HEM ÖMRÜNÜZDEN HEM DE BÜTÇENİZDEN ÇALAR
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı üyesi Obezite ve Metabolik Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Öge Taşçılar uyarıyor: Şişmanlık deyip geçmeyin. Erken ve yerinde müdahale ile ömrünüze en az 10 yıl daha katabilirsiniz.
DÜNYANIN EN ÖNEMLİ HASTALIĞI
Obezite tüm dünyada ülke ayrımı yapmadan son 50 yılın ve gelecek yüzyılımızın en önemli hastalığı olarak görülmektedir ve 10 yılın içinde en başta gelen ölüm sebebi olarak karşımıza çıkacaktır.
Obezite ve Obeziteye bağlı hastalıklar sonucu insanların ömrü 13 yıl kısalmaktadır. Obez kişilerde kilo artışı ile hareket kabiliyetleri azalmakta böylece aynı kaloriyi alsalar bile kendi başına geri dönmeyen yağlanma olmaktadır. Sosyal yaşamdan uzaklaşma, cinsel bozukluklar, içe kapanma, depresyon, gibi problemler kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu kişiler her türlü hareketlerinin ve yeteneklerinin fiziksel kısıtlandığı adeta bedenlerinde tutsak yaşayan bireyler haline gelmektedirler.
OBEZİTE BÜTÇEYE DE YÜK GETİRİR
Obezitenin ülke bütçelerine getirdiği yük sadece sağlık harcamaları olarak değil kişinin verimliliği de hesaplandığında oldukça ciddi boyutlardadır. Bundan dolayı birçok ülke obezite ile çocukluktan itibaren mücadele için programlar uygulamaktadır. Kanada da obezite yaygınlığı nedeniyle artık genel yaşam süresine göre çocukların ebeveynlerinden daha az yaşayacakları öngörülmüştür. Yine nüfusun üçte birinde obeziteye bağlı diyabet başlangıcı görülmektedir. Ülkemizdeki rakamlar da çok farklı görülmemektedir.
HER FAZLA KİLOLU KİŞİ OBEZ MİDİR?
Obezite kişileri sağlıklı olmayı engelleyecek, yaşam kalitesini bozacak düzeyde vücutda yağ birikmesidir. Profesyonel sporcular hariç olmak üzere normale göre 30-35 kilodan fazla yağlanmaya bağlı kilosu olanlar morbid obez yada tedavi gerektiren hastalık durumu olarak tanımlanmaktadır. Vücut kütle indeksi(VKİ) hesaplamalarına göre daha kesin rakamlarla açıklarsak en az olmak üzere VKİ:40 kg/m2 olanlar, VKİ:35 kg/m2 ve beraberinde Tip2 Diyabet, Hipertansiyon, Uyku Apnesi, Astım, Artrit gibi ek hastalığı olanlar sağlık otoritelerince tedavi edilmesi gerekli hastalar grubunda yer almaktadırlar.
OBEZİTE ÖMRÜNÜZÜ 13 YIL KISALTIR
Obeziteye yol açan nedenler genellikle çevresel faktörlerdir. Tıbbi anlamda hastalıklara bağlı görülen obezite durumları zaten ilgili bölümlerce tedavi edilmektedir. Çevresel dediğimiz ise hareket azlığı ve ihtiyaçtan daha fazla yiyebilme koşullarında yaşıyor olmak diye özetlenebilir. Ailesel obezitede ise esas sorun anne yada babanın yemek düşkünlüğünün çocuklar tarafından da örnek alınması şeklindedir. Yüksek kalorili ve ucuz gıdaların her yerde her zaman ulaşılabilir olması da ayrı bir etkendir. Bu faktörleri sıraladığımızda toplumumuzda kişileri suçlamaktan ziyade yaşam koşullarından da kaynaklı problemi ortaklaşa çözmemiz gerekmektedir.
HERKES OBEZİTE CERRAHİSİ YAPTIRABİLİR Mİ?
Obezite hastalarında özellikle VKİ 40’tan sonra kalıcı kilo verme yöntemlerinin (cerrahi dışı) başarı oranı %1 düzeyindedir. Bu aşamada hastalar detaylı tetkikler sonrası obezite cerrahi adayı olarak kabul edilmektedir. Operasyon için engel hali olmayan istekli hastalarda yeme kısıtlayıcı ve barsak emilim bozucu operasyonları hastalarla yapılan incelemeler ve görüşme sonrası karar verilmektedir. Her hastaya şablon operasyon değil hastaya göre yani “Haute Couture Cerrahi” uygulanmaktadır. Bu hastalar cerrahi sonucu takip edilmekte ve zaman içinde tıbbi tedavilerin yetersiz kaldığı durumlarda gerekli rötuş cerrahiler yapılabilmektedir.
Cerrahi ile kişilerde yapısal ve işlevsel kalıcı değişikliklere yol açmaktayız. Obezite cerrahisinde mümkün olan en az değişiklikle, güvenli, etkili, kalıcı, ve sonrasında hastanın yaşam kalitesini arttıran metodu seçmek için kullanmalıyız.
METABOLİK PROBLEMLER AMELİYATIN BAŞARISINI ETKİLER
Obezite tedavisinde basında sıklıkla adı geçen balon tedavisi ve kelepçe ameliyatları kalıcı ve etkili kilo verme sağlamaması, metabolik problemleri (Diyabet ve Hipertansiyon) etkili şekilde düzeltememesi nedeniyle artık tercih edilmemekte sadece diğer işlemlere geçiş metodu olarak giderek daha az sıklıkta kullanılmaktadır. Hem kilo verdirme hemde Diyabet ve Hipertansiyon üzerine etkinliği ve güvenliği gittikçe daha da belirginleşen Tüp (Sleeve) Mide operasyonu ve Mide Bypass operasyonu ve son çare olarak Duodenal Switch operasyonları DSÖ(WHO), ABD, Avrupa ve Ülkemiz otoritelerince kabul edilmiş uygulamaları onaylanmış operasyonlardır. Bunun dışında uygulanan operasyonlar deneysel ve kişisel uygulamalar olup henüz adı geçen otoritelerce uygulama kapsamına alınmamışlardır.
OPERASYONDAN SONRA VİTAMİN VE MİNERAL TAKVİYESİ GEREKEBİLİR
Bu operasyonlarda doğal olarak alınan gıdanın kısıtlanması veya alınmış olsa bile emilmesini engelleyici işlem olduğu için bu kişilerde vücudun ihtiyacı olan bazı maddelerde emilemeden atılmaktadır. Vitamin B12, Demir, ve Kalsiyum gibi maddelerin operasyon sonrası ayrıca alınması gerekebilir. Mide bypass operasyonu geçirenlerde şeker ve tuzdan yoğun sıvı gıda almamaları gereklidir.
Operasyonlardan sonra normal yaşama dönüş ortalama 3 ayı bulmaktadır. Büro işlerine dönüş kapalı ameliyatlarda 1 hafta 10 gün ağır işlere dönüş 20-25 günü bulabilir. Yeni mide-barsak sistemine kişinin tam uyumu ise yaklaşık 3 ayı bulmaktadır. Bu dönemde çok ciddi kilo kaybı gerçekleştiğinden hastalarda mutlaka ciddi diet uyumu gerekmektedir.
OBEZİTE CERRAHİSİ BİR ESTETİK UYGULAMA DEĞİL ADETA HAYATA DÖNÜŞ OPERASYONUDUR
Standart operasyon tekniğine uygun operasyon yapıldığında midede ciddi oranda genişleme görülmemektedir. Mide yeterince çıkarılmadığı durumlarda zamanla mide kapasitesi artışı nedeniyle tekrardan operasyon gerekebilir.
Sonuç olarak bu operasyonlar kişilerin daha sağlıklı olmalarını, gelecekte karşılaşabilecekleri hastalık risklerini azaltmayı ve kimseye muhtaç olmadan uzun sürede yaşlanmalarını hedeflemektedir.