Çocukların motor gelişimleri açısından, 6 yaşına kadar sorumluluk ebeveynlere ait
Ancak ayakkabılarını bağlayabildiğinde, dişlerini de kendi fırçalayabilir
- Türkiye’de, 3-12 yaş arası çocuklarda çürük oranının yüzde 98’lere ulaşmasında, ebeveynlerin çocukların dişlerinin fırçalanması konusunda yeterli bilgi ve ilgiye sahip olmaması en önemli faktörü oluşturuyor. Çocuklara diş fırçalama eğitimini 2-3 yaşlarında vermeye başlamasının anne ve babaları sorumluluktan kurtarmadığını vurgulayan Çocuk Diş Hekimi Neşve Kayabaşoğlu, “Çocukların 3-4 yaşında dişlerini yardım almadan fırçalayabilecekleri öngörülse de, motor gelişimleri açısından kendi başına ayakkabısını bağlayabilir hale gelinceye kadar ebeveynleri bu işi üstlenmelidir” diyor.
Bedensel ve zihinsel yeterliliğin oluşması sürecini ifade eden motor gelişimi, çocuktan çocuğa bazı farklılıklar ortaya koysa da, sağlıklı gelişimin genel ortalamasını yansıtıyor. Çocuk gelişim uzmanlarının öngördüğü motor gelişim süreci doğrultusunda, çocuklar 2-3 yaşlarında diş fırçasını tutarak, dişlerini fırçalamayı öğrenebiliyor, 3-4 yaşlarında ise artık kendi başına dişlerini fırçalayabiliyor. 4-5 yaşlarında kıyafetlerini kendi başına giyip çıkarabilen çocuklar, 6 yaşından itibaren de yardım almadan ayakkabılarını bağlayabiliyorlar.
Türkiye’de her 100 çocuktan 98’inin çürük dişi bulunduğunu hatırlatan Çocuk Diş Hekimi Neşve Kayabaşoğlu, çocukların motor gelişimi açısından, ancak ayakkabılarını kendi başına bağlayabildiğinde, dişlerini fırçalama sorumluluğunu da üstlenebileceğini vurguluyor. 6 yaşına kadar çocukların dişlerini fırçalama görevinin ebeveynlere ait olduğunu, ancak konuya gerekli önemin verilmediğini belirten Kayabaşoğlu, “Anne babalarda, süt dişlerinin değişecek olması nedeniyle önemsiz olduğu yönünde bir kanı var. Oysa süt dişleri ağızda ömür boyu kalacak daimi dişlerin sağlıklı olmalarını sağlayan rehber özelliği taşır” diyor.
Neşve Kayabaşoğlu, “Şayet süt dişleri zamanından önce çekilmek zorunda kalırsa, arkadan gelen kalıcı dişin yeri, komşu süt dişleri tarafından kapanır. Bu da kalıcı dişin gömük kalmasına, yanlış yerden çıkmasına ya da yer kaybına bağlı olarak ortodontik bozukluklara sebep olur” uyarısında bulunuyor. Kayabaşoğlu, yaşanan en önemli sorunun beslenme bozukluğu olduğunu belirterek, “Diş kayıpları sonrasında çocuklarda tek taraflı çiğneme alışkanlığı oluşuyor. Ayrıca ön dişlerin erken kaybı da fonasyon sorunu yaratıyor. Çocuk bazı sesleri düzgün çıkaramadığı için, sosyal iletişim sorunları yaşayabiliyor” diyor. Çocukların da estetik kaygı yaşadıklarını vurgulayan Kayabaşoğlu, “Çocuklar özellikle okul çağında birbirlerine karşı acımasız eleştiriler yaparlar. Özellikle ön dişlerinde çürük ve renkleşme olan çocuklar dişlerini göstermemek için gülmemeye, hatta daha az sözlü iletişim kurmaya başlarlar. Bu da sosyal iletişimlerinde bir diğer sıkıntı kaynağıdır” diyor.
Süt dişlerini korumak için alınacak önlemler…
Arka azı dişlerinin 11 yaşına kadar ağızda kaldığını ifade eden Çocuk Diş Hekimi Neşve Kayabaşoğlu, ebeveynlere şu hatırlatmaları yapıyor: “Alt ve üst ön dişler çıkmaya başlayınca, mutlaka gazlı bez ya da parmağa takılan minik fırçalarla temizleyin. Azı dişleri çıkmaya başlayınca flor içermeyen diş macunu ile fırçalayın. Emziği kesinlikle bal ve reçel gibi tatlı gıdalara batırmayın. Ballı süt, şekerli süt, tatlandırılmış meyva suyu gibi gıdaları biberon içerisine koyarak özellikle uyumadan önce ve uyku esnasında vermeyin. Tatlı gıda tüketiminden sonra mümkünse dişlerini fırçalayın, değilse ağzını çalkalatın.” Kayabaşoğlu, 3 yaşından sonra çürük riskine göre yılda ortalama iki kez topikal flor uygulamasının da, çocukları çürüklerden korumak için önemli olduğunu vurguluyor.