Hemen hemen hepimiz çocukluğumuzda"hiçbir şey yemediğimizden" şikâyet eden, bu yüzden, iştah açıcı,metabolizma yapılandırıcı, destekleyici ilaç, vitamin vs. reçeteleri yazdırmakiçin bizi doktora götüren anne babalara sahip olmuşuzdur ve çoğumuz da, bugün,forma girmek için diyet yapması gereken birer yetişkin olduk.
Her ne kadar doktor muayenesinde yetersiz beslendiği için düşük kilolu olan ya da boyu fazla uzamayan çocuklarla kronikhastalık ya da aşırı yoksulluk durumları haricinde, pek ender karşılaşılsa da hastanelerde en yaygın rastlanan şikâyet çocuğun "yemek yemiyor" oluşudur.
Demek ki; çoğunlukla, kendi enerji gereksinimlerine kıyasla yeterli, ancak anne babalarının uygun gördüğü miktarda ve istediği şeyleri yemeyen çocuklarla karşı karşıyayız.
Birde, belli dönemlerde gerçekten beslenme miktarlarını düşüren çocuklar vardır. Bu durum çeşitli sebeplerden ileri geliyor olabilir; süre gelen bir rahatsızlık, hastalığın iyileşme dönemi, ailevi sorunlar, kardeşler arası kıskançlıklar, okulda sorunlar vs.
Genellikle müdahale gerektirmeyen geçiş dönemleri söz konusudur ve bu yüzden çocuğun iştahını uyarıcı ilaçlarla açmaya çalışmak, hatta çocuğa metabolik destekleyiciler yüklemek anlamsızdır.
Bu tarz durumlarda, iştahsızlığa yol açan sebeplerle ilgilenmek daha doğru (ve tabi daha verimli) olur. Anne-babanın değerlendirmelerini yaparken kendini yatıştırmasını sağlayabilecek bazı bilgiler vardır ve bunları şöyle sıralayabiliriz:
Enerji yani protein, lipid ve sıvı alma ihtiyacı 1 yaşından itibaren yavaş yavaş azalır;
Gerekli beslenme miktarı kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceği gibi, çocukta da tamamen normal, dönemsel beslenme değişimleri gözlemlemek mümkündür.
Çocuğun az yediği yargısına varabilmek için kesin bir takım tanımlar mevcut değildir. Gıda alımıyla ilgili verilerdense yetişkinin çocuğun gerçek ihtiyaçlarıyla ilgili izlenimi söz konusudur. Bunlarda genellikle ağırlık ve boydaki artışla pozitif ilişkili olan verilerle çatışma içindedirler.
Bir yaşına kadar fazla beslenmiş olan çocuk(nadir olmayan bir durumdur), bunun sonucu olarak iki yaşında daha az yeme eğilimi içine girer.
Heyecanlı ve kaygılı geçiş dönemleri geçici olarak yemeği reddetme biçimine dönüşme eğilimindedir. Sütten kesme sürecinde bebekler üzerinde yapılan çalışmalar açıkça gösteriyor ki, çeşitli gıdalarla karşılaşan çocuk, birkaç gün içinde kendi damak zevkine göre, neticede yine dengeli ve ihtiyaçlarına uygun bir beslenme biçimi seçiyor. Bu, bebeğin doğal olarak kendi metabolizmasını düzenleyebilme kapasitesine güvenmesinin önemini vurgulamak açısından bir diğer doğrulayıcı göstergedir.
Çocukları gereğinden fazla besleme isteği,kendi çocuğunun görüntüsünü reklamlarda görülen tombul çocuklara benzetme ihtiyacından ileri geliyor olabilir. Yetişkinlerdeki güzellik kalıplarının aksine, infant (doğumdan 12 aya kadar olan dönem) güzellik modeli büyük çoğunlukla basında "tombul" bir bebek modeli olarak (elbette obez değil) yansıtılıyor.
Günün büyük kısmı boyunca oynayan, aktif kalan bir çocuk kesinlikle ihtiyacını giderecek enerjiyi almıştır.