Kepçe kulak dediğimiz deformite ile ilgili birçok çalışma ve yayın yapmış ve bu konuda birçok yeniliğe imza atmış bir cerrah olarak, size bu yazımda, hayatınızı etkileyen bu problemler ve yaptığımız ameliyatlar hakkında bilgi vereceğim.
Bir ara çok popüler olan ve halen bazı cerrahların tercihi olan ip ile asma yada ameliyatsız kulak estetiği diye bilinen teknikten biraz bahsetmek istiyorum. Bu teknik herhangi bir kesi yapmadan kulak arkasından çeşitli aletler ile yerleştirilen kalıcı ipler ile gerçekleşmektedir. Ofis ortamında ve lokal anestezi altında uygulanabilen bu yöntem özellikle düğün öncesi saçlarını toplayan gelinler için çok cazip gelmiştir. Hemen sonuç almaları ve o zamana kadar ameliyat olmak için fırsat bulamamış bu tür insanlar buna rağbet etti.
Ancak benim kişisel tecrübem ve dünyadaki diğer cerrahların da yayınladıkları yayınlardan gördüm ki bu teknik ile yaptığımız kulakların hemen hemen hepsinde sorun çıkmıştır. Hastaların yaklaşık %50 sinde atılan iplerin dışarı çıkması, %50 sinde tekrar kulakta açılmalar, çoğunda kulak arkasında hassasiyet ve elleri ile kulak arkasına dokunduklarında aşırı ağrı ve daha nadiren efeksiyonlar oluşması üzerine ben ve dünyadaki çoğu cerrah bu yöntemi uygulamayı bırakmıştır. Hastalara kansız, ameliyatsız, 10-15 dk kepçe kulaklarınızdan kurtulun şeklindeki reklamlar çok cazip gelse de kesinlikle önermemekteyim.
Kepçe kulak ile ilgili bilinen bütün cerrahi teknikleri uygulamış bir cerrah olarak, gördüm ki bu ameliyatların hepsinden sonra kullanılan cerrahi yönteme göre bir takım problemler oluşmaktadır. Bu problemler; erken dönem ve geç dönem olarak 2 ye ayrılabilinir. Erken dönemde; kanama(bleeding), kan toplanması (hematoma), ciltte doku ölümü(skin necrosis), yara açılması (wound dehiscence),
infeksiyon (wound infection) dır.
Geç dönemde ise; kulağa dokunulduğunda hissedilen ağrı ve hassasiyet(hypersensitivity), kulakta şekil bozukluğu ve asimetriler(irregularity and asymmetry),
izler(scarring), atılan dikişlerin dışarı çıkması(suture extrusion), telefon kulak yada kulağın arkaya çok yatırılması gibi memnun olunmayan estetik sonuçlar (unsatisfactory aesthetic results; telephone ear, overcorrection..ex).
Tabii ki bu problemler tüm hastalarda olmamaktadır, ancak bu problemleri ortadan kaldırıp mükemmel bir teknik bulmak için çok kafa yordum ve sonrasında kendi tarif ettiğim ve bu teknik (Yeni Bir Antiheliksplasti Tekniği: Proksimal Bazlı Dermo-Fasyoperikondrial Flep) ile Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin düzenlediği yarışmada ödül aldım. Bilimsel makale haline getirdiğim yaptığım bu teknikte diğer teknikler de görülen tüm problemlere çözüm
bularak, mükemmeli yakaladım diyebilirim. Halen bu tekniği kullanmaktayım ve bugüne kadar hiçbir sorun yaşamadım. Şu an dünyada da çok popüler hale gelen bu flep tekniği gittikçe yaygınlaşmaktadır.
Bu teknik ile yakaladığım avantajlar;
1- Emilebilen dikiş kullanabildiğimden ameliyat sonrası hastanın kulağının arkasından ameliyattan 1-2 yıl sonra bile dikişler çıkması gibi bir durumun söz konusu olmaması
2- Flep dediğimiz doku ile kulağı arkaya yasladığımdan ameliyattan sonra tekrar açılmalar ve nükslerin söz konusu olmaması,
3- Kulağı çok fazla arkaya yatırarak, kulak arkası boşluğunu silerek kişinin gözlük takmasını bile engelleyecek tarzda, doğal olmayan görünümlere sebep olmaması,
4- Kıkırdağa müdahale etmediğim için kıkırdak üzerinde şekil düzensizliklerin oluşmasını neden olmaması
5- Kulağı içeriden atellediğim için ameliyat sonrası tenisçi bandajı gibi bandajlamaları kullanmasına gerek olmaması
6- Kulağın ön yüzüne müdahale etmediğim için şişlik, morluk, hematom, dolaşım problemleri oluşmasına neden olmaması
7- Bu tekniğin lokal anestezi ile yapılabilmesi
8- Kulak arkasından yapıldığı için ve kulak arkasından cilt çıkarılmadığı için kulakta iz kalması, keloid, hipertrofik skar gibi bir probleme neden olmaması
9- Kulakta travma oluşturmadığı için hastanın günlük yaşantısına ertesi gün dönebilmesi
10- Bu tekniği uyguladığım tüm hastalarımın ameliyat sonrası 1. Ay, 6. Ay, 12. Ay ve 2. Yıl kontrollere çağırarak yaptığım ölçümlerde hiçbir hastamda herhangi bir açılma olmadığını tespit ederek ve yaptığım istatistiksel çalışmalar sonucun kalıcı olduğunu ortaya koymuş olmam, bu tekniğin avantajlarından sadece birkaçıdır.
Bu teknik ile hastalarımı lokal anestezi altında ameliyat etmekteyim. Eğer 6-10 yaş aralığında ise çocuğun kooperasyonu tam olmadığı için genel anestezi öneririm. Ameliyat 45 dk-1 saat arasında sürmektedir. Aynı gün hasta taburcu olmakta ve kulağına su değmeden duş alabilmektedir.
Ameliyattan 48 saat sonra ise kulakğına da su değebilir. Ameliyatın ertesi günü bandajı açılır ve tekrar bandaj yapılmaz. Tenisçi bandajı takmasına gerek yoktur, sadece kulağına dikkat etmeli sağa sola takarak travmaya uğratmaması, üzerine yatmaması yeterlidir. Ameliyattan sonraki gün, günlük hayatı ve sosyal yaşantısına yada işine dönebilir. Kulak arkasındaki kesi, gizli eriyebilen dikişler ile estetik olarak dikildiği için hastamın tekrar dikiş aldırma gibi bir problemi olmamaktadır.
Instagram: Op.Dr. Süleyman Taş
Web: Op.Dr. Süleyman Taş