Bugün artık eczanelerde de, laboratuara gitmenize gerek kalmadan, kendi kendinize uygulayabileceğiniz testler bulunuyor. Bunların kullanımı kolay ve talimatlara uygun kullanıldıkları takdirde yeterince güvenilirler.
Bu testler kadının idrarında hamileliğe özgü HCG (human chorionic gonadotropin) hormonu bulunup bulunmadığnı tespit ederek çalışıyor. Fakat hamileliğin yasal anlamda onaylanması ancak laboratuar testleriyle mümkün olabiliyor.
Bu testlerde de prensip aynı, HCG hormonunun olup olmadığı hem kan hem idrar testiyle kontrol ediliyor. Ve asıl hikaye bundan sonra başlıyor...
Hamilelik annenin vücudunda büyük değişikliklere yol açar. Bir bakıma annenin vücudu fetüsün ihtiyaçlarına göre düzenlenir. En çok görülebilen değişimler rahimle ve memelerle ilgili olanlardır fakat gözle görülmese de başka değişimler de yaşanır.
Metabolizmada farklılaşmalar başlar çünkü annenin vücudu, bu yeni “yük”ün gerektirdiği ek işleri yapmak hem de büyümekte olan bebeği korumak ve ona mümkün olan en rahat ortamı sunmak için değişim geçirir.
Hamileliğin yolunda gidip gitmediğinin sınanması bu değişimlerin takibi ile yapılır.
Yani gebelik boyunca doktor tarafından önerilen kontrollere uymak çok önemlidir.