Bundan yaklaşık bir ay önceydi. İnternette haber araştırması yaparken bir anda pat diye ekranda belirdi: yapay kızlık zarı. “Hıımm, kim bilir ne araştırıyordun da önüne bu çıktı?” demeyin. Biliyorsunuz, internette her an her yerden bir şeyler çıkabiliyor. Siz Red Hot Chili Peppers videosu izlersiniz; bir sonraki video olarak karşınıza “Hot Girls” adlı bir şey çıkar misal…
Gördüğüm başlık, okuru http://www.bekaretzari.com/ adlı bir siteye yönlendiriyordu. “Yapay kızlık zarı resmi satış sitesi” yazısıyla açılan sitenin satış müdürü Hakan Albayrak’la irtibata geçtik hemen. Kendisi sorularımızı içtenlikle yanıtladı; hatta istediğimiz numuneyi de derhal bize ulaştırdı, bu sayede biz de “Yapay kızlık zarı nasıl bir şeydir yahu?” merakımızı hayli giderdik. Çok basit bir ürün aslında: Küçük, dikdörtgen şeklinde bir jelatin ve ortasında kırmızı toz parçaları. Her paketin içinde iki kutu mevcut: biri denemelik, diğeri ilişki sırasında kullanmalık.
Ben bu haberi hazırlarken dün Çin’den kargoya verilip Antalya’da gümrüğe takılan 45 adet, ambalajlı yapay kızlık zarından bahsediliyordu basında. Hâl böyle olunca konuya ivme kazandırmak farz oldu.
Ürüne talebin, akla ilk gelen neden olan “toplum baskısı, cinsel tabular”dan mı yoksa fantezi malzemesi oluşundan mı kaynaklandığını, ürünün nasıl kullanıldığını ve Psikolog Mahmut Şefik Nil’in konuyla ilgili görüşünü aşağıda okuyabileceksiniz.
***
BÖLÜM I: SİTENİN SATIŞ MÜDÜRÜ HAKAN ALBAYRAK RÖPORTAJI
Bekaretzari.com sitesini kurma fikri nereden doğdu, hikayeniz nedir?
İnternet ve kurduğumuz ufak çaplı satış ofisleri ile sürekli sağlık ürünleri piyasasının içindeyiz. Ve ekibimiz içerisinde bulunan Ar-Ge uzmanlarımız yabancı devletlerde çıkan ürünleri takip etmektedirler. Ar-Ge ekibimizin uzun süredir bize ilettiği teklifler arasında bu ürün yer almaktaydı fakat tepki ile karşılaşmaktan korktuğumuz için ürünü Türkiye piyasasına getirip getirmemekte ciddi karamsarlıklar yaşadık. Daha sonra farklı bir isimde internet sayfası açarak nabız yoklaması yaptık. Gördüğümüz ilgi bizi şaşırttı ve artık profesyonel bir şekilde ürün yelpazemize bu ürünü de eklemeye ve güzel bir isim satın alarak satış yapmaya karar verdik.
Ürünün orijinal Japon kızlık zarı olduğu yazıyor sitede. Japonya’daki firmayı nasıl buldunuz? Yapay kızlık zarı, Japonya’da neden talep gören bir ürün?
Yaptığımız iş gereğince dünyanın çeşitli bölgelerinde irtibatta olduğumuz toptancılar mevcut. Ürünü Türkiye’ye getirteceğimiz zaman Japonya’da bulunan toptancımız ile irtibat kurduk ve ürün üreticisi olan Joan Of Arc Red firması ile onun vasıtasıyla iletişim sağladık. Ürün Japonya’da çok talep gören bir ürün değil. Sadece fantezi amacıyla kullanılıyor. Genellikle Türkiye, Mısır, Suriye, Irak, Azerbaycan, Kıbrıs gibi ülkelerden aşırı istek geliyor. Şu anda birçok Asya ülkesine toptancılık yapmaktayız.
Türkiye’de böyle bir talep ya da ihtiyaç olduğu fikrine nereden kapıldınız, nasıl gözlemlediniz?
Belirttiğim gibi Ar-Ge uzmanlarımızın bir fikriydi fakat çok karamsardık. Kurduğumuz farklı bir site üzerinden talepleri gözlemleyip satış yapma kararı aldık.
İnsanlardan aldığınız tepkiler nasıl?
Bir çalışanımız sitemizden canlı destek veriyor. Biz müşterilerle sadece telefonda görüşüyoruz. Bayan müşterilerimizin özel konuları olduğu zaman direkt site üzerinden Merve Hanım ile konuşabiliyorlar. Merve Hanım’a gelen hediyelere bakıldığı zaman tepkilerin ne kadar olumlu olduğunu anlayabiliyoruz.
Ürün bilgilerinizde yapay zarın, vajina akıntısıyla birlikte eridiği yazıyor. Kullanıcı; sağlığına zarar gelmeyeceğine nasıl ikna olabilir, alerji tepkime yapma ihtimali yok mu?
Ürünümüze kesinlikle güveniyoruz. İçerisinde toksit madde içermemektedir. Toksit içermediği için ve ilk lavaboya çıktıklarında tamamen kendisini dışarı attığı için vücuda herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır. Satış yaptığımız müşterilerimizin hiçbirinden sağlık bakımından olumsuz bir geri dönüş almadık.
Yapay kızlık zarı deyince ürünü bekaretini kaybetmiş, ancak birlikte olduğu kişilerin bunu bilmesini istemeyen kadınların aldığı izlenimi uyanıyor ilk etapta. Fakat sitenizde “şimdi fantezi zamanı” diye bir ibare var. Daha çok fantezi için mi alıyor insanlar?
Bizim ürünü satış amacımız fantezilerde kullanıp ilk heyecanı eşleri ile yeniden yaşamalarıdır. Kitapçıdan test kitabı alırsınız. Bazıları soruları çözer bazıları ise babasına çalışıyormuş hissi vermek için cevaplarına bakarak işaretler. Ama kitap satıcısının amacı bellidir. Kullanımı kullanıcıya aittir.
Ürünün içinde iki adet yapay zar bulunduğu ve bir tanesinin denemek için olduğu yazıyor. Peki kadınlar bunu nasıl deniyor?
Evet. Kullanıcılarımızın ürünün sonucu görüp eşleri ile olan birlikteliklerinde sorun yaşamaması ve kendilerini rahat hissetmeleri için bir pakete aynı üründen 2 adet yerleştiriyoruz. Kullanıcılarımız ürünlerden herhangi birini tek başlarına test edebiliyorlar. Ürün; sıvıda eriyen özel bir zardan ve içerisinde toksit içermeyen kan taneciklerinden (kuru boya gibi düşünebilirsiniz) oluşuyor. Kullanıcı ürünü test ederken 15-20 dakika önce ürünü yerleştiriyor ve beklemeye başlıyor. Sonra kendini rahatlatarak sonucu görebiliyor.
Sipariş geldikçe mi satış yapıyorsunuz, yoksa stokluyor musunuz?
Ürünün toptancısı da olduğumuz için mecbur stok yapıyoruz. Fakat dönem dönem siparişlerde yoğunluklar olabiliyor. Bu gibi durumlarda ürünümüzden talep eden müşterilerimizden siparişi alıp kısa bir süre beklemelerini istiyoruz (maksimum 7-10 gün). Ürünler elimize ulaştığında acil olarak bu müşterilerimizin ürünlerini çıkartıyoruz.
Ve stok durumumuz belirli bir rakamın altına düştüğünde yine gönderim yapmıyoruz. Sadece acil olduğuna bizi ikna edebilen müşterilerimize gönderim gerçekleştirerek mağduriyetlerine yardımcı oluyoruz.
Bugüne kadar ne kadar satış yaptınız?
Bugüne kadar firmamızın kestiği faturaları incelediğimizde 10 binden fazla satışımızın olduğunu görmekteyiz. Bu rakamın çevre ülkelerden de aldığımız siparişlerle birlikte Eylül ayına kadar 25 bin civarında olmasını beklemekteyiz.
***
BÖLÜM II: PSİKOLOG MAHMUT ŞEFİK NİL’İN KONUYLA İLGİLİ GÖRÜŞÜ
Ürünün “ilk ilişki” fantezisi olmasıyla ve hatta “Kadın ilişki sırasında canı acıyormuş gibi bir ifade takınırsa daha etkili olur.” diye bir ibarenin de yer almasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Cinsellik erkeksi fantezilere göre kodlandığında ve bir güç kriteri haline geldiğinde doğal olarak sahip olma, zapt etme, kontrol etme, becerme gibi aslında erotik olmayan ancak başka bir yerden erkeği tatmin eden diğer parametreler de cinselliğe katılmış oluyor.
Ürünü gerçekten “zor durumda olduğu için” ya da “mecbur kaldığı için” kullanan kadınlara ve onların partnerleriyle aralarındaki ilişkiye dair yorumunuz nedir?
Kızlık zarının varlığı nedeniyle bir kadının tam bir cinsel ilişki yaşayıp yaşamadığını anlamak mümkündür. Erkek egemen kültür, kadın organının bu doğal bileşenini de bir dezavantaja ve kontrol sistemine evirmiştir. Böylelikle bir kadınla yaşanan ilişki cinsel bir zeminden “ilk kez sahip olmanın” getirdiği bir güç gösterisi zeminine kaymış olur.
Kadın cinselliğinin insana özgü doğal bir cinsel arzu olarak yaşanması da ataerkil sistem nedeni ile imkansızlaşmıştır. Bir yanda sosyal baskı, diğer yanda “arzulanır olma” ikilemi birçok kadının kendi cinselliğine yabancılaşmasına neden olmuştur. Paradoksal olarak kadınlar hem korumak zorunda oldukları bir yük taşımaya başlamışlar hem de bu yükün onları değerli ve biricik kılması nedeniyle ikinci bir zorluk daha yaşamaya başlamışlardır.
Günümüzde özellikle büyük şehirlerde bekaret daha az önemsenir bir kavram olmaya başlamış olsa bile yaygın oranda kadınların cinsellikleri hala erkeksi arzu ve fanteziler tarafından şekillendirilmekte ve kadınlar cinselliklerini bu kriterlerle yaşamak zorunda kalmaktadır.
***
Sonuç olarak, kimse kimsenin ahlak bekçisi değil elbette. Ama öyle bir toplumda yaşıyoruz ki, ürünü ilk duyduğumuzda ekipten hiçbirimizin aklına “fantezi olarak kullanılabileceği” ihtimali gelmedi bile. Şahsen bunun fantezi olması fikri de bana uzak. Herkesin eğlence ve fantezi anlayışı farklıdır. Ben üzülürsem, bu ürünü bekaretini kaybettiğini partnerinden gizleme ihtiyacı duyduğu için kullanan kadına ve onu, böyle davranmaya mecbur kılan zihniyete üzülürüm…
Haber: Itır Yıldız