90’ların başında patlama yapan pop müzik – kimileri, dudağını bükerek “popüler müzik aslında o!” diyecek, ama kısaltmaları severiz – orijinal figürler çıkarmakla birlikte sonradan taklitlerin türemesine de sebep oldu biliyorsunuz.
Bunda en büyük pay sahibi kişi Tarkan’dır herhalde.
Tarkan’ın ülke dışına taşan ününün bedelinin ses, imaj ve dans olarak ona benzeyen bir dolu şarkıcının piyasayı doldurması demek olduğunu bilemezdik…
Yine de Tarkan’la birlikte ona özenen şarkıcıları da sevdik, benimsedik.
Sonra bitmez hoşgörümüz ve “dar” zevkimizle evrende ne kadar güzel dişi varsa arkasına ve mümkünse yakın temastan sağına, soluna toplayıp dans eden; bu esnada çapkın mimikleriyle oyunculuklarını da konuşturan şarkıcıları da… çok sevdik!
Ve artık hoşgörümüzün sonuna geldik. En azından ben geldim.
Yaratıcı işler bekliyoruz şarkıcılardan, yönetmenlerden, yapımcılardan…
İşte bu noktada Kenan Doğulu’ya gerçekten çok şaşırıyorum. Benim için tam bir hayalkırıklığı.
Kenan Doğulu, kendini zaten kanıtlamış; piyasadaki ilk gününden beri müzisyen kimliğiyle adından söz ettiren bir sanatçı.
“O zaman derdin ne?” diyeceksiniz.
Derdim; Kenan Doğulu’nun “Şans Meleğim” adlı şarkısına çektiği video klip.
Artık bu tür video kliplerin devri bitmedi mi yahu?
Hele ki Kenan Doğulu… Niye böyle bir klip çeker ki?
Çünkü bu da başka bir taklit şekli… Hep aynı, basmakalıp şeyler.
Belli ki “Şans Meleğim” insanları eğlendirmek için yapılmış bir şarkı.
Bari o kızlar profesyonel dansçı filan olsaydı; bir koreografi olsaydı. Çok farklı olmazdı belki ama eminim daha kaliteli bir iş ortaya çıkardı.
Hayır yani, bir insan 20 yaşında da 37 yaşında da aynı temalı klipler çekiyorsa; ya yaratıcılığı iyiden iyiye körelmiştir ya da çok ama çok sıkılmıştır… “E adam halinden memnun demek ki!” demeyin. Bu kadar uzun süre ve rakipleriyle bu kadar “aynı” malzemelere sahip olup yetiniyorsa bu memnuniyet değildir bence.