Hafta içi bütün gün işteydiniz. O da bakıcısıyla vakit geçirmek zorunda kaldı haliyle. Nihayet hafta sonu, koskoca iki gün birlikte olabileceksiniz. Bir tanecik yavrunuza doyamıyorsunuz ve baş başa zaman geçirmek için sabırsızlanıyorsunuz.
O ise uykudan uyandığında, düştüğünde ağlarken, yemek yerken sizi değil dadısını çağırıyor, onun kucağına gitmek istiyor, onun ismiyle ağlıyor
Sizin ise bir tarafınız vicdan azabı içinde kıvranırken diğer tarafınız ise öfke doluyor. Sizin yavrunuz o ve paylaşmak istemiyorsunuz. Ve korkuyorsunuz: Onu daha çok mu seviyor?
Sizi anlıyoruz, pek çok anne benzer zamanlardan geçti. Bu dönem çocukların bir taraftan anneyi cezalandırdıkları (farkında olmadan) bütün gün ayrı kalmış olmanın acısını çıkarttıkları bir dönem. Asla bir başkasını sizden fazla sevmesi mümkün değil. Şu dönemde mümkünmüş gibi gelebilir ancak büyüdükçe bu durumun geçeceğini göreceksiniz.
Bu dönemde kıskançlığınızı belli edip bakıcınızı da huzursuz etmeyin. Belli ki çocuğunuzu hoş tutuyor.
Kıskançlık yapıp çocuğunuza bakısıyla ilgili ters laflar etmeyin. Gereksiz yere çocuğunuzun huzurunu da kaçırmayın.
Bu durumun içinde bulunduğunuz şartlardaki en iyi senaryo olduğunu aklınızda tutun.
Öfkeye kapılıp “çocuğum çok bağlandı” deyip bakıcınızı işte çıkarmaya kalmayın.
Korkmayın kimse yavrunuzu elinizden alamaz. Çocuğunuz henüz çok küçük ve bütün gün bakımını üstlenen kişiye karşı bağlılık gösteriyor. Keşke o kişi siz olsaydınız belki de, evet ama şartlar çok değişti ve bu durum şu anda pek çok evde yaşanıyor.
Unutmayın çocuğunuz bir tek annesi olduğunu biliyor.