Ürün seçmeye kendi makyaj çantamdan başlayınca üst üste süs püs ürünleri doldu burası. Amma malzeme varmış diyebilirsiniz, itiraf ediyorum çoğu bayatladı kullanmamaktan. Yine de hem problemli bir cildim olduğu için (evet bu yaşta bile) hem de bazen icap ettiğinde fellik fellik aranmaktansa, bayat mayat elimin altında olsunlar istediğim için makyaj malzemem var yani.
İlk kitabım çıktığında, ilk kez bir TV programına konuk olarak katılacağım zaman, ilk düşündüğüm cildim oldu. Şöyle; TV’de insanları çok boyuyorlar ve bir süre sonra insanların suratı bu makyajı kusmaya başlıyor. Sonra hare hare, parlamış, berbat, iğrenç bir görüntü çıkıyor ortaya. Biraz titiz bir insan olduğum için (biraz?) parlayan cilt fikri beni bir fena yaptı. Ayrıca herkesin yüzüne sürdüğü o stüdyo makyajı olayıyla da işim olmaz. Neyse makyaj uzmanına 10 dakika kadar cilt parlama, TV konusundaki hassasiyetlerimi anlattım. Arada oğlumdan da bahsetmiş olabilirim, çok net hatırlamıyorum. Bana bu pudrayı tavsiye etti. Shiseido Mat Pudra’nın su geçirmez ve yeşil kutuda olanı (niyeyse) sadece yazın satılıyor. Yani ben son aldığımda öyleydi, hâlâ öyle mi bilmiyorum. Yazın satılma nedeni su geçirmez olmasıymış. Yani plaja giderken, yüzerken pudranızı tazeleyecekseniz bu pudra var. Böyle bir manyak olabilir mi? Var demek ki yapmış adamlar…
Neyse bana verilme sebebi yüzüm terlese de (spottan falan) makyajım kusmayacaktı. Böylece tiksinç bir hâl almayacaktım. Haklı çıktılar, baştan sona yüzüm mattı gerçekten. Siyah kutuda olan dört mevsim bulabileceğiniz pudra. Ama o su geçiriyor…
Bu da böyle bir anımdır.