Rex Lewis-Clack 16 yaşında. Doğuştan kör ve otizmli. Dil becerileri ve uzun süreli hafızası çok zayıf. Pek çok okul onu görme engelli olduğu, yürüme ve dil becerileri gelişmediği için kabul etmemiş. Annesi klasik müziğin onu rahatlattığını fark edince, babasıyla birlikte Rex 2 yaşındayken ona org almışlar. O zamandan bu yana Rex’in parmakları hep tuşlar üzerinde geziniyor. Bilim adamları Rex’in beynini incelediğinde “hasar” tespit ettikleri bu kişinin olağanüstü bir müzik yeteneği olduğunu görüp şaşırıyor. Çünkü Rex yalnızca Beethoven’ı hatasız çalmıyor, aynı zamanda eserleri değiştirerek farklı tarzlarda çalıyor. Örneğin Mozart’ın bir senfonisini tango tarzında yeni baştan yaratıyor. Bugün Amerika’nın dört bir yanında konserler veriyor.
Ama ne yazık ki tuşlar üzerinde çok becerikli olan parmaklarıyla düğme ilikleyemiyor veya ayakkabısını giyemiyor. Yine de zaman içinde çok gelişme göstermiş Rex. Şimdi yürüyor, konuşabiliyor hatta koşuyor. Rex’in ihtiyacı sevgi, ilgi, özel eğitimdi. Engeli olanı yaşama kazandırmak olanaksızlıklardan dolayı kolay değil. Ailelerin daha bilinçli olmalarının yanı sıra devletin de daha fazla imkan sağlaması gerekiyor. Vefa Bilici ve kurucusu olduğu Zihinsel Engelliler Platformu da bunun için çalışıyor. Hem de hiçbir karşılık beklemeden…
Zihinsel Engelliler Platformu nasıl ve neden kuruldu?
Platformumuz 30 Ağustos 2010’da sosyal sorumluluk ve farkındalık projesi olarak kuruldu. Amacımız daha çok özel eğitim kampanyaları yaparak öncelikle farkındalık yaratmaktı. Toplumu bilgilendirmek, zihinsel yetersiz olan bireylerin sesi olmaktı. Çünkü bu konuda bir bilgi açlığı vardı. Destek görünce farklı illerimizde de projelerimiz oldu.
Bildiğim kadarıyla bunları kâr amacı gütmeden yaptınız…
Kesinlikle. Bu oluşum zaten herhangi bir çıkar üzerine yapılmadı. Arkadaşlarımız gönüllü olarak çalışmakta. Bizim ayrıca Avrupa’da da temsilciliğimiz bulunmakta. Örneğin, platformun kurucularından Perihan Gümüştekin şimdi Hollanda’da ve bize çok desteği olmuştur.
Peki, ne tür projeleriniz var?
Dernekler, özel eğitim okulları ve alt sınıfları, Otistik Çocuklar Eğitim Merkezleri, uygulama işi okulları, devlet okulları, özel eğitim kurumları, belediyelerle ve sosyal sorumluluk projelerine destek olan tüm kuruluşlarla projelerimiz oldu. Zihinsel yetersiz, bedensel yetersiz, görme veya işitme kaybı olan bireylere yönelik projelerdir bunlar. Özürlüler Daire Başkanlığı’na gönderdiğimiz, farklı illerde yaptığımız projeler var.
Kuruluşunuz kâr amacı güdüyor mu?
Bizim kuruluşumuzun bir hesap numarası yok. Kuruluşumuzda çalışan kimse maaş almıyor. Kimseye de para vermiyoruz. Mesela biri, bir özel eğitim kurumuna materyal yardımı gibi yardımlar yapmak istediğinde, kişiyi o kuruma götürüyoruz, tanıştırıyoruz. Eksikler neyse, bu kişi ya da kişiler tarafından karşılanıyor.
Kuruluşumuz içinde Otizmli Çocuklar ve Aileleri grubumuz var, bu grup daha çok aileler ve velilerle çalışır. Gençlerin yaptığı projelere destek veririz.
Üniversitelerde özel eğitime ihtiyaç duyan kişilerin eğitimini verecek kişileri yetiştirmeye yönelik bölümler var. Bu kişilere ihtiyaç da var. Bu mesleği seçmeyi düşünen kişilere ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?
Üniversite sınavında bu bölümü tercih edecek olan arkadaşlarımız baskı altında hissediyor olabilirler. Aileleri tarafından “Bu meslek çok zor, sen yapamazsın” gibi olumsuz yorumlar yapılıyor olabilir. Bu meslek tamamen sevgi ve ilgi işidir. Bu mesleği seçmeden önce gidip görmek, iyice araştırmak gerek. Sevgi çok önemli. İnsanları, çocukları seviyorsanız daha erken başarıya ulaşabilirsiniz.
Halkın katılabileceği etkinlikleriniz oluyor mu?
Özel eğitimi desteklemek adına seminerler düzenliyoruz. Aileler için ücretsiz konserler düzenliyoruz. Örneğin 17 Eylül’de bir seminerimiz ve sonrasında etkinliğimiz oldu. Materyaller dağıttık. Bu gibi seminerlere, etkinliklere; öğretmenler, aileler, isteyen herkes katılabilir.
Zihinsel Engelliler Platformu üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Diğer herkesi de sorumlu olmaya davet ediyor.
Zamanında Albert Einstein, Tom Cruise, Mozart, Leonardo Da Vinci ve Thomas Edison için disleksi (öğrenme bozukluğu) olmaları nedeniyle “okuyamaz, hiçbir iş yapamaz” denildiği halde her biri kendi dalında dünyanın en ünlü isimleri oldu.
Şimdi bırakalım yapılması gerekenlerin “ne kadar çok ve zor” olduğunu, bir de engelli bir çocuğun gözünden bakalım dünyaya. Onlar için her şey çok daha zor. Bu, onların seçimi ya da suçu değil. Yapmak istediklerini yapmaları zor. Fakat biraz destekle imkansız da değil!
Röportaj: Pınar Koçer Aydın