Aristo’nun hocası Eflatun’un şehirlere dair söylediği bir söz bize kısaca, “Hakikatte şehir bir yer veya insanlar topluluğundan ibaret değildir. Şehir olmanın gerekleri vardır. Halkın ihtiyaçlarını karşılamalı” diyor. Bir şehri anlamak için o şehrin yaşayanlarına neler sunduğunu bilmekten daha gerekli ne olabilir?
Bugün pek çok kişi, “İstanbul’dan gitmenin en güzel yanı İstanbul’a dönmektir” dese de, kaç kadın Tepebaşı Meşrutiyet Caddesindeki “Her şey Aşk’tan” da dünyanın dört bir tarafından toplanmış rengârenk kutularda satılan şekerlemelerden tattı?
Kaç erkek sevdiğinin teninden gelen gül ve yasemin kokularının Nerolinn’den alınmış sabunlardan geldiğini bilir?
Ve kaç sevgili Teşvikiye’deki Groove’dan aldığı Henry Mancini Plağı fonda çalarken dans etmiş olabilir?
İstanbul yaşanması zor bir şehir olabilirdi bu kadar müstesna olmasaydı. Ama bunu kaç İstanbullu bilir?
Siz bilin diye Pukka Living Boyut Yayınları’ndan “Müstesna İstanbul - küçük dükkânlar” kitabını çıkardı. İstanbul’da yaşayan ya da İstanbul’a bir gün yolu düşen herkes, ne kadar değişse de hep aynı kalan bu yedi tepeli müstesna kadını daha iyi tanıyabilecek.
İstanbul’dan gitmenin en güzel yanı dönmesi derler. Müstesna İstanbul kitabı bu sebeplerin bir kısmını size sunuyor.
Fiyat:21,90 TL