Kısırlıkta en çaresiz kalınan nokta ise erkek infertilitesi. Bülent Tıraş, kısırlığın erkeğe ve kadına ait nedenleri ve tedavi seçenekleri hakkında şunları söyledi: “Kalitesiz sperm, sperm sayısının düşük, hareketlerinin az olması ve morfolojisinin, yani sperm biçiminin bozuk olması gibi faktörler ile azospermi yani erkekte hiç sperm olmaması tedaviyi en çok zorlayan ve çaresizlik yaratan durumlardır. Çünkü erkek infertilitesinin yaklaşık yüzde 85’inin nedeni belli değil. Nedeni belli olmadığı için de tedavisi yapılamıyor. Bunlarda sonuca yönelik tedavi yapılıyor ve tüp bebek uygulanıyor. Kadınlarda sorunun yaklaşık yüzde 40’ı yumurtlama yani ovülasyon problemleriyle ilgilidir. Yaklaşık yüzde 40’ı da tüplerin tıkalı ve karın zarının kapalı olması durumudur. Bunlarda da endoskopik yöntemlerle tedavi sağlanabilir. Bunlar yardımcı üreteme teknikleri öncesi yöntemlerdir ve kadında yumurtlama bozukluğu varsa bu tedavi edilebilir. Daha sonra aşılama gibi yöntemler uygulanabilir ama tedavide bugün en etkili yöntem tüp bebek tedavileridir.”
HİÇ SPERMİ OLMAYAN ERKEK, BABA OLABİLİR Mİ?
Prof. Bülent Tıraş’a göre, TESA işleminde sperm bulunamayan, yani hiç spermi olmayan bir erkeğin baba olma ihtimali henüz yok: “Bu konuyla ilgili sadece hayvanlarda yapılan deneyler var. En son farelerde kök hücrelerden elde edilen spermlerle iki jenerasyon fare üretildi. Yani birinci nesil üretildi, ondan ikinci nesil de üredi. Bu çalışma sadece fareler üzerinde denendi, henüz insanlar için yapılmış bir çalışma yok. Ama bu ümit verici bir gelişme, spermi olmayan erkekler ve yumurtası olmayan kadınlar için bu tür çalışmalar devam ediyor. Kök hücre çalışmaları başarıyla sonuçlanırsa kısırlık da belki bir gün tarihe karışabilir.”
Peki, üreme sağlığını korumak için neler yapılmalı? Prof. Tıraş’ın önerileri şöyle: “İyi yaşamak lazım. Bir kere çok aşırı zayıf ve şişman olunmayacak. İnsanlara özellikle sigara içmemelerini, aşırı alkol tüketmemelerini öneriyoruz. Bunun dışında bugünkü koşullarda ne kadar mümkün olur bilemeyiz ama çevre kirliliğinden uzak durmaya çalışmak gerekir. Ama bunu yapmak çok zor, belki suların tekrar filtre edilerek tüketilmesi düşünülebilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı dikkatli olunmalı. Bunun için çok eşlilikten uzak durmak ve kondom kullanmak çözüm olabilir.”
TÜP BEBEK İÇİN YAŞ SINIRI
Kısırlık tedavisinde başarılı olmak için vakit kaybetmeden tedaviye başlamak önemli. Zira işin uzmanına göre, tedavilerin belirli bir sıralaması, kadınlarda da yaş sınırlaması var: “Tüp bebek yapmak bazılarına korkutucu geliyor, bu yanlış bir yaklaşımdır, sonuçta tüp bebek de bir tedavi şekli. Gerekiyorsa ve kişinin şartları uygunsa en baştan da tüp bebek tedavisi yapılabilir. Çünkü tüp bebek tedavisinde kadınlar için yaş sınırı 43’tür. Erkeklerde yaş sınırı yok ama kadınların bu yaşı geçmemeleri tedavinin başarısı açısından önem taşıyor. 43 yaşından sonra şans çok düşüyor. En randımanlı yaş grubu ise 20 ile 35 yaş arasıdır. 35’den sonra iş zorlaşıyor.”
TÜP BEBEK TEDAVİSİ KANSERİ TETİKLER Mİ?
Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların kanseri tetiklediği yönündeki iddiaları hatırlattığımızda Prof. Tıraş’ın yanıtı, “Dünyada bu konuda yapılmış tek bir çalışma mevcut. Kadınlarda yumurtlamayı sağlayan klomifen sitrat denilen bir ajan var. O çalışmada eğer 12 aydan daha fazla bu ajanın kullanılması söz konusu ise yumurtalık kanserinde bir miktar artışa yol açabileceği yönünde tek bir yayın yapıldı. Ama tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların kanser yaptığına dair bugüne kadar hiçbir çalışma ve yayın yok. Zaten bu ilaçlar da vücutta mevcut olan hormonların daha yoğunlaştırılmış olarak verilmesinden ibarettir. Yani gebeliği sağlayan hormonları biraz daha yoğunlaştırarak veriyoruz. Bunlar vücutta olmayan hormonlar değil” şeklinde oldu.
TEDAVİDEN ÖNCE İYİ BİR ARAŞTIRMA YAPIN!
Merkezden merkeze değişmekle birlikte, tüp bebek uygulamalarında yüzde 40 ile 50 civarındaki gebelik oranları başarılı kabul ediliyor. “Eve bebek götürme oranı yüzde 25-30 civarında olan merkezler, iyi merkezlerdir” diyen Prof. Dr. Bülent Tıraş, tüp bebek yaptıracaklara öneride bulundu:
“Bu tedaviye başlayacakların çok iyi bir araştırma yapmaları, merkezlerin başarı oranlarını araştırmaları lazım. Ancak Türkiye’de bu konuda ne yazık ki baş vurulacak bir kaynak yok. Çünkü yönetmeliğe göre merkezlerin başarı oranlarıyla ilgili veriler yayınlanmıyor. Ancak tüp bebek tedavisi göreceklerin embriyolog ile kliniğin deneyimini, merkezin imkânlarını ve gebelik oranlarını araştırmalarını özellikle tavsiye ediyoruz.”
Ntvmsnbc