Çocuğunuz yürümeye başladığı anda öğrendiğiniz kelimelerin başında Hiperaktivite gelir. Yeni yürüyen oğlunuz ya da sürekli dans eden oğlunuzu gören ananeler babanneler bile “acaba hiper mi, aktif mi?” şeklinde konuyu incelemeye başlarlar. Rahat olun! Biz size nedir ne değildir aşağıda anlatacağız…
***
Eğer okul çağında bir çocuğunuz varsa muhtemelen DEHB hakkında bir şeyler duymuşsunuzdur. Hem çocukları, hem yetişkinleri etkilese de, günümüzde genellikle çocuklarda teşhis edilmektedir. Konsantrasyon bozukluğu, dürtüsellik (düşünmeden hareket etme), aşırı hareketlilik (normal enerji ve etkinlik düzeyinin çok üstünde hareketlilik), dikkat eksikliği (kolay dikkatin dağılması) ve tanımadığı kişilere karşı çekingenlik hissetmeme, DEHB’nin en karakteristik özellikleridir. Bu çocuklar okulda, birkaç saniyeden fazla sakince oturamaz, sessiz duramazlar ve bunun sonucunda da genellikle diğer çocukları rahatsız ederler. Ancak DEHB kesinlikle kızamık gibi bir hastalık veya rahatsızlık değildir. Normal bir çocuk, ergen veya erişkin ile dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan biri arasında neredeyse hiçbir fark yoktur.
DEHB’nin belirli düzeylerde genetik olduğuna dair kanıtlar mevcuttur; ancak aynı zamanda, net sınırlar koyamama veya anne babanın ilgi eksikliği gibi yetiştirmeyle alakalı hatalarla da ilişkilidir. Genetik faktörlerin ve yetiştirme hatalarının birleşimi, genellikle DEHB teşhisine götürebilir, ancak çocuklar “mükemmel” yetiştirilseler bile genetik faktörler yüzünden bazılarında DEHB görülebilir.
DEHB’nin önemli bir sorun olduğu konusunda genel bir uzlaşma olsa da, hâlihazırda ne kadar çok çocukta görüldüğüne dair uzmanlar arasında bir fikir birliği yoktur. Son tahminler, her 20 çocuktan biriyle her 50 çocuktan biri arasında değişim gösteriyor. Erkek çocuklarda, kızlara nazaran üç kat daha fazla teşhis edildiği de tahminler arasında.
DEHB, dil gelişimini ve okumayı öğrenmeyi etkiliyor. DEHB’den kaynaklı öğrenme zorlukları aslında yeterince büyük bir sorun; ancak anne babaları ve eğitimcileri DEHB konusunu ciddi bir biçimde düşündüren bir başka neden daha var: Bu durum, çok çeşitli diğer davranışsal ve sosyal sorunları artırabiliyor. DEHB’ye sahip çocuklar, yaşıtları gibi olmadıklarından, genellikle duygusal zorluklardan da nasiplerini alıyorlar ve okul başarılarının da, ortalamanın altında olması daha büyük bir olasılık olarak kabul ediliyor. Bir kitaptan bir sayfa okumak gibi, sınıf arkadaşlarının kolayca yapabilecekleri bir şeyi başaramamaları bile zaten yeterince üzüntü verici olabiliyor.
Neyse ki DEHB’ye sahip çocukların çoğu, daha sonraki yaşamlarında büyük sorunlar yaşamıyorlar. Okul dışındaki hayatta farklı becerilerin işe yaraması onları okuldaki gibi çabalamak zorunda bırakmıyor.
Nasıl saptanır?
DEHB tanısı koymak, karmaşık ve beceri isteyen bir süreçtir ve bir yargıya varmadan önce bu konunun başında bahsedilen tüm belirtiler deneyimli bir çocuk psikologu tarafından ele alınmalıdır. Çocuğunuzda, sağdan soldan duyduğunuz bazı belirtileri gördüğünüzü düşünseniz bile, bu onun DEHB’ye sahip olduğu anlamına gelmez.
Bazı anne babalar, okulda çocukları zekâ düzeylerinin gerektirdiği kadar başarılı olmadığında bunun nedenini hemen DEHB’ye bağlayabiliyorlar. Böylelikle can sıkıntısı veya duygusal sorunlar gibi diğer faktörleri es geçebiliyorlar. DEHB’nin yanlış bir şekilde teşhis edilmesi, çocuğun gelişimine ciddi zararlar verebilir; özellikle de gerçek durum çok daha basit ve tamamen ev yaşamıyla ilgiliyse…
Anne babalar nasıl yardımcı olabilir?
DEHB ile ilgili sorunları azaltabilmek için anne babalara çok büyük bir sorumluluk düşmektedir. Ancak kimi zaman profesyonel desteğe de ayrıca ihtiyaç duyulabilir. Öncelikle anne babalar çocuğa yönelik davranışlarını değiştirmelidir. Ev içinde uyku, beslenme, egzersiz ve karşılıklı etkileşim konusunda uyguladıkları yöntemleri tekrar gözden geçirmeli, gerekirse değiştirmelidir. Anne babalar bu tür değişiklikleri nasıl yapabileceklerine dair mutlaka bilgilendirilmelidir. Çok nadir bazı vakalarda, Ritalin gibi bazı ilaçlar psikiyatr veya pediatrlar tarafından önerilebilir.
İlaç kullanmak veya kullanmamak tamamen sizin kararınızdır. Ritalin ve diğer ilaçların DEHB’li çocukların konsantrasyonlarını geliştirdiğine dair güçlü kanıtlar mevcuttur ancak pek çok psikolog ilaçların son çare olarak kullanılması konusunda hemfikirdir. Bu ilaçların bazı yan etkileri de vardır; çok seyrek olarak ciddi bazı sonuçlara yol açmakla birlikte yine de böylesi bir durumla karşılaşmak zaten başlı başına yeterince tatsız bir durumdur.
DEHB ile yaşamak
Sonuç olarak en önemli şey şudur: Eğer çocuğunuza AHDH teşhisi konmuşsa, bu tanıya çok fazla takılmamanız gerekir. Bu tanı konmuş olsa da, çocuğunuz hâlâ birçok yeteneğe sahiptir ve benzersizdir. Sizin de yardımınızla bu duruma uyum sağlayabilecek; hatta çoğu zaman tamamen üstesinden gelebilecek ve normal, mutlu ve başarılı bir hayat sürdürebilecektir. AHDH’nin tutkularına engel olamadığı Tom Cruise, Jim Carrey ve Whoopi Goldberg çok sayıda ünlü kişi vardır.