Ailelerin en büyük problemlerinden bir tanesi kendi sözlerini dinlemediği halde herhangi bir arkadaşının yörüngesine giripo ne derse onu yapan çocuklardır. Hele de bu arkadaşın sizin tasvip etmediğiniz huyları varsa ve çocuğunuzu bu şekilde yönlendiriyorsa işler daha da can sıkıcı hal alabilir. Çocukların etki altında kalması veya arkadaşlarının onaylayacağı şekilde hareket etmesi garip değildir. Peki ne yapmak gerekir sorusunun cevabını ise uzmanlar şöyle veriyor;
İster 6, isterse de 16 yaşında olsun tüm anne babalar, çocuklarının hareket ve tutumlarını en çok akranlarının etkilediğini düşünürler. Bunlar okul arkadaşları, komşu çocukları, kuzenler veya kardeşler olabilir. Bu etkileşim hiç de şaşırtıcı değildir çünkü ortalama bir ortaöğretim öğrencisi, akranlarıyla, anne babalarından en az iki kat fazla zaman geçirir. Anne babaların en yaygın endişelerinden biri, çocuklarının bu akranlarının etkisi altında kalıp olumsuz davranışlara yönlendirmeleridir.
Çocuklar sevecekleri ve hayranlık duyacakları arkadaşları ve dostları olsun isterler. Diğer bir deyişle, konu sadece akran baskısı değil, akran tercihidir de… İster sürekli, isterse de bir kerelik bir olay olsun, disiplin sorunuyla karşı karşıya kaldıklarında birçok anne baba, çocuklarının arkadaşları yüzünden bu şekilde davrandığını düşünürler; çocuklarının bu sorun çıkaran arkadaşları özellikle mi arayıp bulduğunu araştırmak akıllarına gelmez.
Yakın zamanda gerçekleştirilen araştırmalar, tahmin edilmesi muhtemel bazı bulgular ortaya koydular: Örneğin sigara içenlerle dostluk kuran çocukların, bu alışkanlığa başlama olasılıklarının daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı şeyler, uyuşturucu maddeler, alkol ve adli suçlar için de geçerlidir. Ancak aynı araştırma göstermiştir ki, çocuklar bu akran gruplarının kurbanı değillerdir; genellikle bu grupları kendileri arayıp bulmaktadırlar.
Çocuklar çok küçükken, onların seçtiği kişilerden çok, sizin görüşmekten hoşlandığınız ailelerle daha çok zaman geçirirsiniz. Ancak çok kısa bir süre sonra (genellikle çocuklar okula başlayıncaya kadar), çocuklarının kimle arkadaşlık yapacağını ve kimin iyi davranışlardan çok isyana neden olabileceğini kontrol etmeye çalışmak anne babalar için çok zor bir hale gelir. Bu noktada anne babaların değiştirebileceği tek şey, çocuklarının başkaları tarafından ne kadar yönlendirebileceğidir.
Bu da bizi, daha önce de bahsettiğim, başka bir “süper-kural”a geri getiriyor. Çocuklarınızı, arkadaşlarıyla karşı karşıya gelebileceği her yeni durum için hazırlamanız mümkün değildir; ancak onlara şu ilkeyi öğretebilirsiniz: Çocuklar kendi kendilerine karar vermeyi öğrenmelidir.
Çocuklar arkadaşlarının söylediklerini her zaman dinlerler; ancak kendileri bir karar almadan asla onların sözleriyle harekete geçmezler. Anne babalar için bundan çıkarılacak ders gayet basittir: Arkadaşları acaba onu kötü etkileyecek mi diye endişelenmek yerine, çocuklarınızın kendi başına doğru kararlar alabilmesine yoğunlaşın.