Okunma Sayısı: 12057
CANLI YORUMLAR

MECLİS, SALDIRIYI KONUŞACAK

Köşe yazarları ne dedi?

PKK’nın Hakkari’deki hain saldırısı sonucu harekete geçen Ankara, neler yapılması gerektiğini konuşmak için bugün toplanıyor. Terörü konuşmak için bugün toplanacak olan Meclis Genel Kurulu’nda “Her şeyin açık ve net konuşulabilesi” için oturumun kapalı yapılmasına karar verildi.

Bugün yapılacak olan kapalı genel kurul toplantısının parti gruplarının da isteği doğrultusunda yapıldığının bilgisi verilirken, hükümet adına İçişleri Bakanı İdris Naiim Şahin'in konuşma yapması beklendiği de gelen bilgiler arasında yer alıyor.

Tüm dünyada büyük yankı uyandıran PKK’nın hain saldırısı sonrası ABD başta olmak üzere, birçok ülkenin lideri terörü lanetleyen mesajlar yayınlandı.

Türkiye yasta

Hakkari'nin Çukurca İlçesi’nde bulunan askeri birliğe yapılan saldırıda 24 askerin şehit olması tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Hain saldırı haberini alır almaz harekete geçen gaziler ve şehit yakınları Başbakanlık merkez binasına yürümek istedi. Aralarında tekerlekli sandalyeli Gazilerin de bulunduğu protesto gösterisinde, vatandaşlar “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları attı. Başbakanlık merkez binasına girişleri engellenen vatandaşlar ile korumalar arasında küçük çaplı bir arbede yaşandı.

Terör saldırısının ardından ev ve iş yerlerine asılan Türk bayrakları dikkat çekti. Bunun yanı sıra birçok il ve ilçe merkezlerinde teröre lanet protestoları yapıldı. 

***

Gazeteciler de bugün köşe yazılarında bu hain saldırıya yer verdi: 


Yılmaz Özdil (Hürriyet)

SAÇILIM 
Güroymak’ta hain pusu

Güroymak’ta sekiz şehit

Güroymak’ta kahpe mayın

Güroymak’ta hain saldırı

Yok öyle!

Cumhurbaşkanı, orasını “Norşin” ilan etmemiş miydi kardeşim?

Ayakta alkışlamamış mıydınız? “Norşin müjdesi” manşetlerini atan Uganda basını mıydı? “İstanbul’a Konstantinapolis mi diyeceksiniz?” diye soranlara “iki cihanda lekeli” damgası yapıştıran siz değil miydiniz? Aslında Ermenice olmasına rağmen, Kürtçe zanneden BDP’li belediye, anında meclis kararı çıkarıp, Güroymak’ı resmen Norşin yapmamış mıydı?

E hani Norşin şimdi?

Açılım yaparken...

Norşin.

Açılım patlayınca...

Güroymak.

Öyle mi?

Yoksa, Çukurca’ya Kürtçe isim vermediğimiz için mi verdik acaba 24 şehidi?

 

***

 

Can Dündar (Milliyet)

İKİ LİDER DE HATA ETTİ

Böyle günde kalem oynatmak zor...“Söz bitti” denilen yerde sözü savunmak...

Defalarca tekrarlanmış cümleleri, suya yazar gibi yazmak...

Yangın ortasında, çığlıklar arasında ses duyurmaya çalışmak...

O sesi, ülkenin en ücra köşesinde, ayaz vurmuş bir gece nöbetinde kalleşçe kurşunlanmış gençlerin işitemeyeceğini, acılı ailelerinin, öfkeli kitlelerin belki dinlemek bile istemeyeceğini bile bile inatla tekrarlamak...

“Bunca yıl hep öldürmeyi konuştuk; ne olur artık ölmemeyi konuşalım” diye haykırmak...

* * *

Gün boyu askere taktik veren bilirkişiler dinledik.

Oysa bölgedeki asıl gerçeği, daha 2 ay önce, bizzat Genelkurmay Başkanı’nın ağzından öğrenmiştik.
Ne diyordu?

“Sınır karakollarımız hatalı yapılmış.”

“Emir komuta birliğini sağlayamıyoruz.”

“Eğitim ve tatbikatımız zayıf. Elimizdeki teknik imkânları kullanamıyoruz.”

“Çatışmada tim komutanlarımız silahı bırakıp kaçıyor.”

“Halimiz tam kepazelik.”

Bu haldeki bir orduya, 25 kez denediği kara harekâtını tekrarlamasını tavsiye etmek ve hâlâ askeri çözümde ısrar etmek, akılcılık mı?

“Kıymayın çocuklarımıza” demekten başka çaremiz var mı?

* * *

Bu askeri zaafın üzerine bir de diplomaside Suriye ile gerginlik bindi.

Belaltı vuruşlarla intikam almasıyla tanınan Şam’a “Senin orada olanlar bizim iç işimiz sayılır” dendi.

Şam da kendi dilinden, “O zaman sizin oralardakiler de benim iç işim” cevabını verdi.

Diplomaside karşılıklılık ilkesi geçerli değil mi?

* * *

Siyasete gelince...

Hem Başbakan hem ana muhalefet lideri, bu kadar acılı bir günde, bu hassas konuyu, siyasi polemik malzemesi yaparak hata ettiler.

Erdoğan’ın basın açıklaması içeriksizdi.

Kılıçdaroğlu’nun karşı çıkışı gereksizdi.

Böyle günlerde bir dayanışma olgunluğu bekliyor insan... Hiç olmazsa acılarda bir ortaklık oluşmasını, liderlerin bir ortak paydada buluşmasını umuyor.

Bu olmayıp, tersine kısır bir tartışma doğunca sadece tartışanlar değil, topyekün siyaset kurumu kaybediyor.

Oysa o kadar belli ki:

Şu sancılı ortamda, elini karşıya uzatan kazanacak.

* * *

Dünün yegâne olumlu gelişmesi, herkesin program iptal ettiği sırada, Meclis Başkanı’nın çıkıp “Acımız ne kadar büyük olursa olsun, bağrımıza taş basacağız, yeni anayasa için adım atacağız” demesiydi.

Bu önemli; çünkü bugüne kadar “Güçlüyüz, ezeceğiz” söylemi 5 cumhurbaşkanı, 10 başbakan eskitti.

Dağda hâlâ 5 bin silahlı adam var ve örgütün eylem kapasitesi giderek artıyor.

Çözümü dağda değil, Ankara’da aramak gerektiği ortada...

Ankara da ilk kez doğrudan temasla silah bıraktırmanın siyasi yolunu arıyor.

Teröre zemin hazırlayan toplumsal adaletsizlik hissini, yeni bir yurttaşlık tanımıyla gidermeyi planlıyor.

Ortak iradeyle hazırlanacak bir anayasa ile bir barış iklimi yaratmayı umuyor.

Terör, belki de bu kez bu umuda saldırıyor.

Bu acılar bitsin istiyorsak, bir yandan dağdaki gediklerimizi kapatmalı, öte yandan da yıllar yılı askeri çözüme verdiğimiz şansı, bu barış çabasına da vermeliyiz.

Hepimizin başı sağolsun.
 

***


Bekir Çoşkun (Cumhuriyet)

APTALLAR İÇİN GÜZEL SÖZLER...

Ne kadar çok sebebi varmış terörün:

“Türkiye ne zaman parlasa...”

“Türkiye ne zaman uçsa...”

“Türkiye ne zaman lider ülke olsa...”

“Türkiye’de ne zaman ekonomi patlasa...”

“Türkiye ne zaman çok güzel bir anayasa yapmaya kalksa...”

“Türkiye ne zaman pırtlasa...”

*

Geri zekâlı diyecektim az daha...

*

Saysana daha...

Aptal var çünkü...

İnanıyor nasıl olsa...

İnanıyor ki sen oradasın...

*

Diyelim ki önceki gece insanları öldüren terör örgütüyle uzak ülkelerde, otellerin arka odasında can ciğer pazarlığı yapmak sebep değil...

Canı sıkılmasın diye yanına arkadaşlar gönderdiğin terör örgütünün elebaşısından yol haritası beklemek de...

O zirzop “açılım”...

Teröristleri davul zurnayla karşılamak...

Bu ülkenin şerefli askerlerini hapishanelere doldururken PKK ve Hizbullah gibi kanlı terör örgütlerinin katillerini tüysünler diye salmak...

PKK sözcülerini çıkartıp devletin televizyonunda konuşturmak... Ama bayrağımızı açan İzmirli kadınları karakola götürmek...

Tüm bunlar sebep değil...

*

Kanın dereye aktığı önceki gece dahi:

Koştular eli kanlı teröristleri karşılamaya...

Takas sonucu salınan Hamas’ın en azılı, müebbete mahkûm olmuş militanlarını birçok Arap ülkesi kabul etmedi...

Türkiye özel uçak gönderdi arkalarına...

Almaya Başbakan’ın özel danışmanı da gitti ki, alınmasınlar hani...

Hamas, tüm uygar dünyaya göre terör örgütüdür...

Bir terör örgütünü “Müslüman kardeşlerimiz” diyerek havaalanında bağrına basmak... Ama aynı gece yerli terör örgütünün canlar almasına engel olamamak...

Ahmaklığın iki ucu değil mi?..

*

Ve milletin yüreğine ateş düştüğünde...

Çık bağır...

“Kanları yerde kalmayacak” de...

Yırtın...

Bu kadar çelişkili, ikiyüzlü, gizli, saklı, kirli, hince, cince, akılsızca, ahmakça politikalardan sonra terör gelip çocuklarını alıp götürdüğünde çık televizyona...

De ki:

“Türkiye ne zaman parlasa...”

İnanırlar nasılsa...

Aptal dinliyor çünkü...

 

***

 

Derya Sazak (Milliyet)

ÇUKURCA TUZAĞI

Türkiye dün sabah Hakkâri Çukurca’dan gelen şehit haberleriyle sarsıldı. Gece boyunca askeri hedeflere yönelen PKK saldırısında son dönemdeki en ağır kayıplar verildi. 24 gencimiz yaşamını yitirdi, 18 yaralı var. Bir gün önce de Bitlis’in Güroymak ilçesinde yola döşenen mayının patlaması sonucu 5’i polis, 2’si çocuk 8 kişi yaşamını yitirmişti.

Dağlıca, Aktütün gibi geçmişte yaşanan karakol baskınlarından farklı olarak Çukurca’da PKK’nın aynı anda 7-8 askeri birliğe birden saldırdığı anlaşılıyor.

Kamuoyu dün sabahtan itibaren haklı olarak, bu çapta bir saldırıyı gerçekleştiren PKK’lıların, ağır silahlarıyla birlikte sınırdan nasıl sızdığı sorusuna yanıt aradı.

Cumhurbaşkanı Gül, daha beş gün önce sınır birliklerini denetime gitmiş ve Yüksekova başta sıfır noktasındaki dağ komando taburlarını ziyaret etmişti. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları da Gül’e eşlik etmek üzere bölgedeydiler.

Diyarbakır-Silvan’da 13 askerin şehit verildiği saldırılardan bu yana Kandil’e dek uzanan geniş bir coğrafya havadan uçaklarla bombalanıyor, Kuzey Irak’a yönelik sınır ötesi hareket hazırlıkları yapılıyordu. İçişleri Bakanı operasyonun “an meselesi” olduğunu bile açıklamıştı! PKK’yı uzaklarda aramaya gerek olmadığını savunan istihbaratçı analistlerin hedef gösterdiği Kavaklı Kampı da bu operasyonların kapsama alanındaydı. Buna rağmen PKK, Çukurca’daki kanlı baskını gerçekleştirebiliyor.

Güneydoğu yeniden çatışma/savaş alanına dönmüşken bu kadar ağır kayıplar verilmesinin nedenleri TBMM tarafından askeri ve siyasi açıdan soruşturulmalıdır.

Çukurca baskınının zamanlaması pek çok açıdan düşündürücüdür.

TBMM’de Anayasa Uzlaşma Komisyonu BDP’nin de katılımıyla çalışmaya başlıyordu.

2009’da PKK’nın silah bırakmayı vaat ettiği, Habur girişlerinin yıldönümüydü.

KCK operasyonları yaygınlaşıyordu.

İspanya’da BASK bölgesinin bağımsızlığı için savaş veren ETA’nın “silah bırakmaya” hazırlandığının açıklandığı uluslararası konferans Türkiye’de de yankı bulmuştu. Çukurca baskınıyla çözüme bağlanan umutlar bir kez daha yıkıldı.

PKK’nın Ortadoğu’nun değişen dengelerini, Suriye ile bozulan ilişkileri hesaplayarak Türkiye’yi bölgesel bir tuzağa çekmeye çalıştığı çok açık. Gerçekten demokratik çözümler aranıyor olsa, yeni Anayasa ile Kürt sorununa çözüm arayışına girildiği bir ortamda savaşa davetiye çıkarılmazdı.
Türkiye’yi bu tuzaktan uzak tutmak için TBMM’ye büyük sorumluluk düşüyor.

CHP dün hükümetin istifasını istedi. MHP 1990’ların “olağanüstü hal” rejimine dönüşün peşinde.
Meclis’te bugün “gizli oturum” yapılacak.

AKP iktidarını zor günler bekliyor. “Çukurca sonrası”nı yönetemezse sıkıntıya girer.
Hükümet artık, “dış politika” ile oyalanmayı bırakıp, iç sorunlara odaklanmalı!

Kuzey Irak’a girerek Güneydoğu’yu Vietnam’a çevirmekten kaçınmalı.

 

 


  • Ann Boyutu
    
İLGİLİ HABERLER

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.

KATEGORİNİN HABERLERİ
MEB'İN 2013-2014 HEDEFLERİ
ÖĞRENCİYE ÖZEL UMRE?
KÜÇÜK DÜKKANLAR KİTABI
YILBAŞI GECESİ YORGUN...
O KADAR DA SEKSİ DEĞİLLER
MİNİKLERİN BOYUT ZİYARETİ
PHOTOSHOP OLMADAN NASILLAR?
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :