Tarihin tozlu sayfalarına gömülmek üzere Türk halkı kara bir çarşamba yaşadı. PKK hain, alçak saldırılarına bir yenisini daha ekleyerek, Hakkari’nin Yüksekova ve Çukurca ilçelerinde bulunan askeri birliğe saldırmış ve resmi rakamlara göre 24 şehit verilmişti. Tüm Türkiye güne bu acı haberle “Günaydın” demeyi yine başardı.

Tüm gün gazetelerden, internetten takip edilen “Hain saldırı” haberi, yemekten önce ve sonra olmak üzere, herkesin sıcak evinde ve her zamanki rahat koltuğunda izlediği akşam haberlerinde de tüm gruplarda reyting rekorları kırdı.

Her zamanki gibi “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganları atan, öfkeden deliye dönmüş ancak iki gün sonra unutacak olan halk, sokaklara döküldü. Evlerin, iş yerlerinin balkonlarına, camlarına yine Türk bayrakları asıldı. Herkes facebookta profiline Türk bayrağı, siyah kurdela, şehit fotoğrafları vs koydu.  Twitterde hain saldırıya duyulan öfke açılan başlıklarda ortaya kondu.  Sosyal paylaşım sitelerindeki tepkiler doruk noktasındaydı.

Gün içerisinde  hükümet yetkilileri olağanüstü toplanarak klasik bir tablo çizmeyi yine başardı.Yurt dışı gezileri iptal edildi, Genelkurmay Başkanı bölgeye gitti.  Ana muhalefet ve muhalefet partileri ise klasikleşen söylemleri ile tablonun çerçevesinin dışına çıkmayı yine başaramadı.

Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere birçok ülke, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak baş sağlığı, üzüntü ve kınama mesajlarını yineledi.

Gazetelerin, internet sitelerinin ve televizyonların dördüncü büyük saldırı olarak nitelediği olay, aslında durumun vehametini daha da arttır nitelikteydi. İsrail’in sadece bir askeri için binlerce mahkumu serbest bıraktığı şu günlerde,  saldırıda verilen şehit sayısı ile saldırının niteliğinin belirlenmesi de ayrı bir acı tabloyu sergiler nitelikte. Halbuki bu durum, bir annenin iki çocuğunu birbirinden ayırmaması gibi bir durum olarak algılanmalıydı.

Sonuç olarak bu olayı unutmayacaklar da var. Onlar, bu hain saldırıda hayatını kaybeden, şehit olan gencecik mehmetçiklerin aileleri, en çok da anneleri. Yani ateşin düştü yerdekiler.