Anne sütünün bebeklerin sağlıklı gelişimi üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçek. Peki ya anne sütü sadece çocuğun fiziksel gelişimine mi katkı sağlıyor? Anneler ve bebekler arasındaki hamilelikte başlayan etkileşim, emzirme ile daha da yukarılara taşınıyor. Emzirirken anne ile çocuk arasındaki etkileşim öyle kuvvetli bir hal alıyor ki, birbirlerinin sıcaklığını ve sevgilerini daha yakından hissediyorlar.
Bebek için anne sütü sadece doymaktan da öteye geçiyor. Annesini emen bebek bu süreçte tıpkı anne karnında olduğu gibi kalp ritmini hissediyor, teninin kokusu ve sıcaklığı bebeğe kendini güvende hissettiriyor.
0-2 yaş grubundaki tüm çocukların anne sütü ile beslenirken, sadece acıktıklarında değil bazen de annenin sıcaklığına ihtiyaç duyduğunda emmek istiyor. Böylelikle emzirmek sadece fiziksel biyolojik deği, bebekle anne arasında kurulan karşılıklı bir duygusal beslenme anlamına da geliyor.
Karnı tok bile olsa huysuzluk yapan bebekler, annesinin memesi ile buluştuğunda annesinin kokusu ve teninin sıcaklığı çocuğu yatıştırmaya yeter.
Uzmanlar bebeğini emziren anneleri, emzirirken tüm dikkatlerini bebeklerine vermesi gerektiği konusunda uyarıyor. Bebeğini emzirirken çocuğunu nasıl tuttuğuna, bebeğinin güvende olup olmadığından emin olması gerekiyor. Eğer anne emzirirken herhangi bir konudan dolayı endişeli, huzursuz ve düşünceli ise bebek bunu hisseder, etkilenir ve huzursuzluk yaşayabiliyor.
Annelerin bebeklerini emzirirken şunlara dikkat etmeli:
- Anneler bebekleri için sakin ve sessiz bir ortam hazırlamalı.
- Anne de en az bebeği kadar kendini güvende ve huzurlu hissetmeli.
- Annenin kendine güvenmesi de emzirme anında önemli.
- Emzirirken uygun tutuş önemli. O nedenle eğer uygun tutuş yöntemleri bilinmiyorsa bu noktada uzman ebe, hemşire ya da doktordan yardım alınmalı.
Bu dönemde anne ile bebeğin arasındaki kurulan sağlıklı ve güvenli ilişki bebeğin gelecek yaşantısına da olumlu etki bırakıyor. Bunun yanı sıra gelecekte anne ile bebek arasındaki ilişkiyi de belirliyor.