Doğal afetlerin ardından genel senaryo ne yazık ki salgın hastalıklardır. Bölge halkı yeterince zor şartlar geçirmiyormuş gibi bir de salgın hastalıkla savaşmaları gerekir. Oysa salgın hastalık tam da zaten bir felaket içinde olunduğundan gelir.
Bu sebeple deprem sonrası olası salgın hastalıkları önlemek ve şartları mümkün olduğunca kontrol altına almak yani “kriz yönetimi” en az arama kurtarma çalışmaları kadar önemlidir.
Deprem sonrası sıfır noktasındaki sağlık birimlerinin ishal ve akut solunum yolu enfeksiyonlarını hızlı teşhis etmesi ve gerekli tedaviyi hızla başlatması gerekir (Özellikle 5 yaş ve altındaki çocuklarda).
Yüksek ateşli ishal durumlarında penisilin veya türevi tedavi DOKTOR TARAFINDAN uygulanmalıdır.
Yaralarda hijyen ve temizliğin devamı çok önemlidir. Tetanoz ve türevi önleyici tedaviler DOKTOR TARAFINDAN uygulanmalıdır.
Afet anında sağlık personeli çok yoğun olacağından, erken tanı koymak güçleşebilir. Bu sebeple bölgede yeterince sağlık personeli olmalıdır ki hem yaralılara bakabilmek hem de hastalık semptomlarını fark edebilmek mümkün olsun.
Böcek sokmaları, fareler ve benzeri “dışarıda yaşam” koşullarına göre hazırlık ve tedbir belediye ekiplerince alınmalıdır.
Bölgedeki sağlık personelleri ekipler halinde çalışmalı ve her sağlık ekibinin başında mutlaka bir uzman doktor bulunmalıdır.
Sağlık personelinin yanlarında götürdükleri aşı, ilaç ve benzeri malzemelerin uygun şartlarda korunması yanlarında gerekliyse soğutucu sistemler taşımaları gereklidir.
Bölge hastaneleriyle kontağa geçip bölgenin Hepatit A ve Aids gibi bulaşıcı hastalık taşıyan hastalarının olup olmadığı öğrenilmelidir.