Hamilesiniz ve hem duygusal hem fiziksel olarak yorucu geçen 9 ayın ardından bebeğinizi sağlıklı bir şekilde dünyaya getirip rahatlamayı istiyorsunuz. O "rahatlama" anını özlemle, sabırla bekliyorsunuz.
Ancak kimi anne adaylarının bünyesi, anneliğin bu koşuşturmalı günlerini kaldıramayabilir ve doğum sonrasında mutsuz olup en ufak şeyden etkilenir. Aşırı hassas olan sinirler her davranışı şekillendirir ve sonrasında pişmanlık hissedilir. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu duruma lohusalık depresyonu denir.
Lohusalık üç evreden oluşur;
1) Çok erken lohusalık: Çok erken lohusalık dönemi doğum sonraki devam eden ilk 24 saati ifade eder.
2) Erken lohusalık: Erken lohusalık dönemi doğum sonrasındaki ilk 1 haftayı ifade eder.
3) Geç lohusalık: Geç lohusalık evresi ise bu süreçlerden geri kalan süreyi ifade eder.
Lohusalık döneminde, üreme organı 1,5 ayda eski haline gelir, emzikli olmayan annelerin çoğunluğunda bu sürecin bitiminde regl kanamaları gelmeye başlamaktadır. Emzikli olan annelerde ise bu sürecin normale dönmesi 6 ay sürebilir ya da zamanı biraz daha uzun olabilir. Doğum gerçekleştikten sonra ilk dikkat çeken değişim rahmin eskisi gibi olması, yeniden ufalmasıdır.
Belirtileri:
- Kısa süreli annelik hüznünden farklı ve daha ağır süreçtir. Doğum yapan kadınların yüzde beş ya da onluk kısmında görülür.
- Doğum sonrasındaki ilk altı aylık dönemde ortaya çıkabilir.
- Uyku düzeninin bozulması -az ya da fazla uyku isteği-, iştahındaki değişimler, mutsuzluk ve bitkinlik hissi, bebeğin ya da kendisinin bakımında zorlanma, sinirlilik, tahammülsüzlük, endişe ve kaygı duyulması gözlenir.
- Uzun süreceğinden bir uzman tarafından değerlendirilip annelik hüznünden farklı olduğu tespit edilerek kontrollü tedaviye başlanmalıdır. Tedavi edilmediğinde düzelmesi uzun süreceğinden hayatı zorlaştırabilir. İlaç tedavisi uygulanabilir bu yüzden uzman görüşmeleri ile emzirmeye ara verilebilir.
Nedenleri:
- Önceki doğumunda depresyon geçirmiş olmak
- Zorlu gebelik süreci
- Doğumun zor ve uzun süreli olması
- Evlilikte yaşanan sorunlar
- İstenmeyen gebelik
- Kayıp ile sonuçlanan hamilelik
- Sosyal desteğin yetersizliği
- Anne-bebek ayrılığı
- Sosyo-ekonomik sorunlar
- Doğum öncesi oluşmuş psikolojik sorunlar
- Doğum sonrasındaki fiziksel ve biyolojik hızlı değişim, sosyal yaşantıdaki değişimler de depresyonu başlatan etkenler arasındadır.
Doğum sonrası psikoz (post partum psikoz) nedir?
Çok sık görülmese de ciddi bir durumdur. Yine doğum sonrasındaki ilk günlerde fark edilebilir. Anne, düşünce sistemi bozukluğu ile gerçeği değerlendiremez. Bebeğin kendisinin olmadığını düşünür, bebeğin sağlığına dair endişeye kapılır ya da bebeğin zarar görmesinden korkar. Böylece hem kendine hem de bebeğe bakamayacak duruma gelir.
Anne, bazen halüsinasyon da görür; duygudurumunda dalgalanmalar, içe kapanma ya da taşkınlık oluşur. Uyku düzeni ve beslenme de rahatsız edici boyutlarda bozulur. Annenin bebeğe ya da kendisine zarar verme gibi eğilimleri de görülebilir. Bu durumda aile yakınlarından bebeğin bakımını üstlenmeleri istenir ve annenin bir sağlık merkezine yatışı ile tedavi süreci başlatılır. Tedavinin başlamasıyla annenin davranışlarında değişim gözlense de tedaviye devam edilir, iyileşmesi uzun sürer.